• bekar olmanın evde kalmak olduğunu sanan, kişinin tercihiyle alakalı olduğunu fark etmeyen, bunun bir de kişiye "bakılmadığı" için olduğunu iddia eden, hayattaki en önemli şeyin evlenip çocuk yapmak olduğunu sanan yazar beyanı.

    hayat bu merkezde kurulu değil ve o modernlik ya da kız kuruluğu dediğin şey kişinin özgürlük anlayışıyla, hayat amacı ile ilgili olabilir. evliliği matah bir şey olarak anlatmadan önce kişinin kendisini sevmeyi, kendi kendine yetmeyi ve diğer insanların tercihlerine saygı duymayı öğrenmesi gerekiyor.

    kimliğini bireyselliği ile değil evliliği ile özdeşleştirmek, böyle var olacağını , bu şekilde toplum tarafından kabul gördüğünü düşünmek, sanki çok matah bir şeymiş gibi toplumun tasdik etmesi.

    sanki evlenip çocuk yapmamışlar da atomu parçalamışlar gibi bir ek saygınlık beklentisi. ilginç.

    not: evliyim.
  • evli ve bebekli ailelerin görgüsüzce davranışlarından kaynaklı bir durumdur.

    ulan anladık evlisiniz, mutlusunuz, nurtopu gibi çocuğunuz var, sabah akşam sikişiyorsunuz, yarın öbür gün memleket daha da boka sardığında "biz bu çocuğu nasıl düzlüğe çıkaracağız?" diye kara kara düşünmeyip gamsızca yaşıyorsunuz, sırf ego tatmini ve sikinizin amınızın keyfi için yapıyorsunuz bu çocuğu onu da anladık...

    ancak bunlar size saygı göstermek zorunda olmadığımız gerçeğini değiştiremez. memleketteki saçma sapan insanlar saçma sapan çocuklar yapıyor, çoğunuz da dahil buna hiç kusura bakmasın, ki zaten bir süre sonra anlaşamayıp birbirinizi yiyip boşanacaksınız, sonra çocuk da sizin gibi manyak olacak zaten büyük ihtimalle. ha memlekette savaş çıkar, ortalık iyice karışır, çocuk büyüyemeden ölür gider o da başka bir ihtimal.

    özetle size saygı duymak zorunda değiliz, siz böyle davrandıkça da saygı falan duymayacağız. sizin kadar evliliği basit düşünmüyoruz çünkü. boşanmak için evlenmek istemiyoruz.

    şimdi siktirin gidin başımızdan bizi rahat bırakın.
  • peşinlikle belirteyim: evliyim ve çocukluyum.
    ve evet evli ve bebekli ailelere düşmanım.
    - dev pusetli 2 anne yanyana götlerini yaya yaya kaldırımda yürürken ben caddeye inip hızlanıp sonra da onları geçip yoluma devam etmek zorunda kaldığım için düşmanım.
    - otobüsün orta yerine puseti boylamasına bıraktığı, ön kapıdan binen hiç kimsenin otobüsün ortasını geçip arkaya ilerleyemediği, bu nedenle otobüsün ön tarafında sıkış tepiş kaldığım için düşmanım.
    - o asansöre, yürüyen banta her neyse ona binme hakkını sadece kendilerinde gördüklerinden dolayı düşmanım.
    - o dev pusetinin geçemeyeceği yerden geçeceğin zaman beni uyarsan, ben zaten sana yol veririm. ama sen asansörde olduğu gibi yolda da geçiş üstünlüğünü kendinde görüyor ve bana çarpıp, ayağımı ezip geçiyorsun ya o yüzden de sana düşmanım.
    - ha bir de o çocuğun caddede, sokakta, avm de, parkta, kursta, okulda heryerde ağzını yaya yaya, bağıra bağıra ağlıyor ve sen kendi çocuğunu bile siklemiyor, dönüp bakmıyorsun ya sana bu yüzden düşmanım bebekli aile.
    aslında ben sana değil, senin zihniyetine düşmanım. senin zihniyetini sikeyim o yüzden.
  • nefret kelimesi çok masum az kalır benim duygularımın yanında.
  • ekşi sözlük eski sözlük olmadığından, düşmanlığı da yanlış yere yönlenmiş durumda.

    aslında asansör sırası bekleyen bebek arabalı kişiyi depar atarak sollayıp asansöre "ehe ehe" diye yerleşen sikko da, bebek arabasını koçbaşı gibi asansörün kapısına dayayıp ne inene ne binene yol veren embesil de aynı zihniyetin pis ürünü. düşman olunması gereken şey ne evliler, ne çocuklu aileler, ne de bekarlar. düşman olmamız gereken şey her yere sinmiş embesillik, denyoluk, medeniyetsizlik.
  • haftasonu eğlencesi olarak pusetle avm'ye giden birinin ekşisözlüğe yazacağını, yazmayı bırak sözlük okuyacağını bile düşünmediğim için çok şaşkınım. aslında yazılanlara bakınca okumadığını sadece yazdığını düşünebiliriz, çünkü zahmet edip okusa nasıl sakil göründüğünü belki farkedip kendine çeki düzen verirdi.
    bir üst entry'deki tespit yerinde, olay çocuklu bekar zıtlığı değil, çomar insan zıtlığı. yoksa ben yürüyen merdiven dururken asansörden inenlere de kılım ama herkesin en doğal hakkı ne diyebilirsin, pusetlere yardımcı olmak da lazım, sırf onlara değil yaşlılara, engellilere de yardımcı olmak lazım.
    senelerce yürüme güçlüğü çeken yaşlı annemizle sinema için avm'lere gittik ve asansörlerde pusetli pusetsiz çeşitli teröre maruz kaldık. annemi asansöre bindirip koşup merdivenden inip alt kattan almışlığım vardır ve gel kardeşim annenle in demeyen pusetsiz hıyarlara çok denk geldim. pusetiyle dışarı çıkıp yer verene de denk geldim.
    ama her halükarda bebelerinizi avm'ye götürmeyin, kısa yolculuklar için pusetlerde taşımayın. eşşek kadar çocukları pusette görünce afallıyorum. sizin tembelliğinizin cezasını çocuklarınız (sizin gibi boktan insanlar olup) ya da toplumun geri kalanı çekmesin.
  • sözlüğün yaş ortalamasının çok ama çok düşük olmasından kaynaklanan durumdur.
  • insanların evlendikten ve çocuk yaptıktan sonra kendilerini "daha insan" zannetmeleri kaynaklı bir hassaslıktır aslında.
  • düşmanlık demeyelim ama tahammülsüzlük belki. bu da tek taraflı değil. çocuğu olan insanların hayatlarının merkezine çocuklarını alıyorlar. tüm dünyaları onlardan ibaret olmaya başlıyor. haliyle ebeveynlerin tüm söylem ve aksiyonları çocuklar üzerinden olmaya başlıyor. öte yandan çocuk sahibi olmayan insanlar için de bu durum çok saçma ve anlamsız gelebiliyor.
    malum ayarımız da olmadığı için fazlaca çocuk var etrafta. ve maalasef çoğu olmamış olduğu için onlara katlanmak durumunda değil kimse. oysa herkes eğitebileceği, bakabileceği kadar yapsa durum daha farklı olurdu illa ki.
  • kusura bakmayın ama bebek olduktan sonra eskisi gibi istediğiniz her yere istediğiniz her zaman teşrif edemezsiniz. örneğin ucuz diye gecenin köründeki uçağa binerseniz çocuk size de bize de o yolculuğu zehir eder. aksam 8den sonra yemeğe çıkmak bir yetişkin icin normal olabilir ama 8den sonrası çocuğun yorulduğu ve mızmızlandığı bir saat. elbette sıkılıp rahatsızlık verecek. sonuç: bazı seyleri sırf kendiniz istiyorsunuz diye yapıyor, çocukların biraz zirlamasini göze alıyorsunuz. sonra da herkes, kendinize açmaya çalıştığınız sosyal alanda çocuğunuza katlansın istiyorsunuz. dert tam da bu iste. çocuk olunca maalesef ona sıkıntı vermeden gidebileceğiniz yer sayısı cok az. ister sırayla bakın ister büyük anneler vs, ister bakıcı. hiç imkan yoksa siz çocuğun carlamasini göze alıyorsunuz diye insanlara da ayni emrivakiyi yapamazsınız.

    tanım: bencilliğinizden dolayı karşılaştığınız tatsız durumdur.
hesabın var mı? giriş yap