• bugün sokakta engellileri döven bir kişinin serbest kaldığı haberini gördüm. her gün de benzeri haberleri görüyoruz.

    yine dün ya da 2 gün önce yorgun mermi bir kıza gelmiş ve kızı öldürmüş. mahkemede pişman olduğu anlaşılan şahıs serbest bırakılmış. bir kişiyi öldürüyor pişman diye salınıyor.

    cumhurbaşkanına hakaret dışında ceza sistemi yok ülkede maşallah. ülke cumhurbaşkanı üzerine kurulu o halde. bizi öldürebilirler de ne bileyim dövebilirler de yeter ki cumhurbaşkanına laf söylenmesin.
  • hakaret fikir özgürlüğü değildir. beştepe'deki zat'la ben de aynı fikirleri paylaşmıyorum ama bu ona hakaret etmem gerektiğini göstermez.

    aynı fikirleri paylaşmıyor diye birine hakaret etmek çomarlıktır.

    --------------------

    edit: onlarca mesaj aldım bu entry ile ilgili. karaktersiz bir şekilde yazanlara cevap vermedim. gerçekten edepli, insanca yazanlara cevap vermeye çalıştım ama mesajların çokluğundan bazılarına cevap veremediğim olmuştur istemeyerek.

    gelen mesajların sonucu şu: henüz ana muhalif kesimde de bu konuda bir fikir birliği yok. kimi devleti yönetenlere ana avrat düz gitmek bile vatandaşın hakkıdır, kendini deşarj etme yöntemi derken kimi hakaretin de bir tür eleştiri olduğundan bahsediyor. kimi ilk entrydeki şiirin masum bir şiir olduğuna inanıyor. ancak kesin olan şu ki herkesin kendine göre bir yargı ölçütü var ve karşı taraf sevmediği biri olduğunda herkes kendi istediği kurallarla yargılayıp infaz etmek istiyor.

    benim sorum şu: bu durumda sizin için kutsal, özel sayılacak değerlerinizi aşağılama ve küfretme eylemini size, sizin kutsal saydığınız değerlere yaptığında da rahatsızlık duyuyor musunuz? yada makul karşılıyor musunuz? örneğin bir hristiyan, hz isa'ya, bir siyonist, israil devletine hakaret edildiğinde aman canım sende'cilik oynuyor mu? yada bir kemalist, mustafa kemal için yapılan hakaretlere tahammül edebiliyor mu? bir amerikan, amerikayı amerika yapan değerlere yapılan hakareti maruz görebiliyor mu?

    yoksa karşıdaki sizin sevmediğiniz biri olduğunda mı aman canım sende, ne var bunda deyip hafife alıyorsunuz? sizin değerlerinize de hakaret edildiğinde de hoş karşılıyorsanız ne iyi. en azından tutarlı olduğunuzu söyleyebiliriz. ama yok farklı davranıyorsanız burada ikiyüzlülükten bahsedebiliriz.

    benim tavrım şu: uygar bir insan kimseye hakaret etmemeli. bu kişinin devlet başkanı yada kamu görevlisi olması durumu değiştirmez. o kişinin de kişilik hakları var. ayrıca temsil ettiği / desteğiyle seçildiği ciddi bir kesim var. ancak bir kamu görevlisi de kendine yapılan hakaretleri, eğer siyasi görüş ayrılığından kaynaklanıyorsa, affetmeli, hoş görmeli. ancak bu daha büyük problemlere yol açacağı için kimse hakaret etmemeli. zaten tekil olarak düşündüğünde bile hakaret etmek çomarlık, yobazlık görünüyor. uygar, medeni bir insan neden duygu ve düşüncelerini hakaretle ifade etsin ki?

    batı dünyasını örnek verenler de var. benim insanlık ölçüm batı dünyası olmadığı için oradan örnek vermek bir anlam ifade etmiyor. en nihayetinde batı medeniyeti dediğin ülkeler sömürü düzeninin bir parçası. kendi mutluluğunu başka insanların hayatları ve emekleri üzerine kuran bir kültür devlet başkanına hakareti normal saysa ne olur, saymasa ne olur?

    kaldı ki batıda devlet başkanları birer kostümden ibaret. orada yerleşik derin devletlerin ana misyonlarının dışına çıkmak gibi bir imkanları yok. onun dışında devletin geleceğini etkilemeyecek ve kısa vadede tolere edilebilecek konularda karar alan birer memur en nihayetinde. batı kültürünü çok da gözünüzde büyütmemeniz gerek. orada da ifade özgürlüğü emperyalist hedeflerinin önüne engel olduğunda duvara tosluyor.
  • geçmiş olsun
  • normalde verilmemesi, verildiyse de üst mahkemece kaldırılması gereken ceza.

    ekleme: soranlar oluyor, düzgünce ve öğrenmek maksadıyla soranlar oluyor, cahilce soranlar oluyor, küfrederek soranlar oluyor. hepsine toplu bir cevap vereyim; küfürleri ise aynen iade ediyorum.

    adam "bu şiiri tayyip'e ithaf ediyorum" dememiş -ki, dese bile bana göre yine de hakaret suçu olarak kabul edilemez ya, neyse- sadece "tayyip'le alâkalı olarak yargılandığım davada bir ceza alırsam ve benim de ezberden bir şiir okumam şartıyla cezam kaldırılacaksa bildiğim tek şiir olarak bunu okuyabilirim" demiş. paylaşımın ve paylaşımda yer alan şiirin bir hedefi yok; daha doğrusu hedef kişisi yok. dolayısıyla cumhurbaşkanına veya herhangi bir kişiye hakaret ettiği kabul edilemez. keza şiirin içeriği ile cumhurbaşkanı arasında bir irtibat kurulamaz. kuruluyorsa, asıl yorum yoluyla o irtibatı kuran kişinin niyetinde sakatlık(!) söz konusu olabilir. illa araştıracaklar, sorgulayacaklarsa onu araştırıp sorgulasınlar.*

    üzüldüğüm nokta, hadi hukuk bilmeyenler anlamayabilir, saçma yorumlar yapabilir. lakin kendisine "hukukçu" diyen yazarlarımızdan da "al işte, buz gibi hakaret" diyenler var. bana göre gaf-ı kebir ve hatta cehalet içindeler. biraz daha okumalarını tavsiye ediyorum.
  • allah'a hakaret 1, rte'ye hakaret 2.

    geçmiş olsun.
  • aynı şiiri bana okusan bende mahkemeye veririm.aklınca laf sokmuşsun ama karşında yetkili bir abi var.
  • konudan tamamen bağımsız olacak ama o nasıl şiir amk kahkaha attırdı bana. o nasıl şair öyle inci sözlük yazarı gibi.

    hakaret konusuna gelirsek bizim ülkemizde gri noktalarla çevrilmiş kanunlar asla amacına uygun şekilde işlemez. geçenlerde yazarın birisi berat albayrak hakkında boş adam dediği için hakkında dava açıldığını yazmıştı. şimdi o adam bir daha herhangi bir siyasi hakkında en küçük eleştiri yapmaya korkarsa veya bu olayı duyan insanlar kendi içlerine kapanırsa şaşırmamak lazım. şahsen ben korkuyorum. çünkü hakaretten değil fakat eleştirim yukarıdaki örnekte olduğu gibi hakaret olarak değerlendirilip beni uğraştırabilir. al işte hakaret yasası düşünce hürriyetini kısıtlayıcı bir tokmak oldu gitti.

    mahkeme tarafı böyleyken bazı insanlar da kasıtşı olarak insanları kışkırtıp kendisine küfrettirip tazminat alarak bunu kazanç kapısı haline getiriyor. al sana tekrar bir amacından sapma olayı.

    ne idiğü belirsiz bir sosyal medya yasası konuşulurken "hakaret suç sayılmalı tabi kardeşim" diyen arkadaşlar yakında ağzını açamayacak haberi yok.

    "o hakaret cb makamına yapılıyor rte'yi onaylamasam da öyle şey olmaz" diyenler için de şunu hatırlatırım ki rte cb olduğu kadar ak parti başkanıdır. yani kendisi saldırı modundayken ak parti başkanı sıfatını kullanıyor, savunma moduna geçince ise cb makamı zırhını kullanıyor bu normal mi sizce? tarafsız bir cb'nına zaten kim niye hakaret etsin?
    ben kimseye hakaret etmiyorum. hakaret edeni de sevmem cb ya da sıradan bir insana hakareti asla onaylıyor değilim ama o yasa asla hiçbir hükümet döneminde bu topraklarda özüne uygun şekilde uygulanmaz bundan da eminim.
  • kanunlar kanun yapıcıların evlerine uğramazlar.
    kanunlar evi kerpiçten olan dışının sıvası atılmamış garibanların evlerine uğrar.
  • herkesi içeri alamayacakları için istediğimiz kadar küfür edebiliriz miyiz? edemeyiz tabii, bu hikâyeyi okuyunca küfür, hakaret edersem benim de başıma bu gelir, diye susuyoruz.

    mesela, sokakta hep bir ağızdan bağırmıştık, günü gelince yine meydanlarda bağıracağız; şu an suç, sonra serbest. ilginç.
  • seo gurusu bir kişinin, kişisel websitesine trafiği artırmak için sitesine yüklediği görselleri paylaştığı mahkeme kararı.
hesabın var mı? giriş yap