*

  • ince uzun bir iskelenin ucunda,
    denize dikmiş gözlerini, kımıldamadan,
    öylece duruyor adamın biri akşam üzeri.

    önünde su, arkasında kayalar,
    unsurların kavşağında kalakalmış sanki.
    giderek kararıyor çevresinde suların rengi.

    ya bir gemi var bu saatlerde beklediği,
    ya da sulara bırakıverecek kendini.
    öylesine ince bir denge ki!
    roni margulies
  • nedense gri rengin ankara olduğunu düşündürten entry..
  • "gittim.. kalakaldim gecenin bir yerinde.. tenimde bicaklar bir kez daha donduler olduklari yerde.. bir kent yuzunu dondu karanliga, hic bilmedigim bu kentin issizliginda birini oldurduler ve unuttular bir kez daha....kimse duymadi cigliklarini benden baska.. kentin meydanindaki saat kulesinin dibinde evsiz barksiz insanlar isiklara boyanmis bir yalnizligi tasiyorlardi seslerinde.. falezlerin golgesinde yurumekte olan biri eskilerde kalmis bir sarkiyi mirildaniyordu belli belirsiz.. uyku tutmamis bir baskasi isiklari yakmadan cikmisti pencereye gorduklerini gizine eslik etmenin ve gizlenmenin keyfi ile..eski kentin limaninda bir kac balikci hala icmekte, mutlu ve uzak bakan gozlerle.. bir yasam akip gidiyor.. bir kent suzuluyor icime.. bir kac balikci.. gun dogarken baliga cikacaklar belki de..geldigimden beri hep yuruyorum sokaklarinda eski kentin, limana inen daracik sokaklari anlatmis miydim sana.. kimbilir.. sarhoslari ve berduslari kiskaniyorum birden, özlem duyuyorum kendi olabilirliklerine..
    taksiciler, gecelere dokunmak istediklerinden garip, huzurlu, en az benim kadar yabanci bakislarla kesfe çikmis turistler, hayat kadinlari,onlarin sevdalilari, meyhaneler, bar kapilarinin o ben olayi bitirdim bakisli korumalari, asla varolamamis bu yüzden yoklugu dert edilmeyen yasam magdurlari, oykuleri yuzleri birbirine benzemesede bir kentin varliginda izlerini surdugum insanlar.. okudun mu bilmiyorum italo calvino'nin bence en guzel kurguya sahip kitabidir.. gorunmez kentler.. varolmayan kentler anlattiklarim, ben kelimeye döktügümde artik varetmis oluyorum belki de bilmiyorum.. anlattikca tuketiyorum ya da.. hayallerimin sinirlarini ciziyorum, sinirsizligin sinirlarinda gercegi buldugum iddiasi.. aslinda ben bunlardan hic bahsetmeyecektim.. garip bir sekilde yalniz ve mutluyum bu kentte.. bunu ilk kez bir pazar gunu hep anlatacagim dedigim ve bir turlu anlatamadigim daracik sokaklardan limana inip dalga seslerine eslik edip, hic tanimadigim insanlara gulumsedikten sonra.. merdivenlerden cikip kahvalti yapmak icin yaptigim yerde dalga seslerini dinleyip, gunesin kis huznune kendimi teslim ederken dusundum ve gizlice bir ruzgar diyor du ki.. "bekle geri donecegim damlalari alip.." suc ortagi olmanin garip mutlulugu mu dersin.. hic gelmeyecek oldugunu bilsen de beklemenin kendine ait olusunu mu bahane edersin beklememe bilmiyorum.. belki de hic bilmemelisin..
    onunla uyuyorsun.. bunu binlerce kez yazip binlerce kez okuyorum.. saclarinin daginikligi, tenin, kokun..usulca sokuluslarin.. bazen bir siziyi anlatmaya yetmez kelimeler.. onunla uyuyorsun.. onunla uyuyorsun..gri kentin seninle bana ait yalnizliginda..fisiltilarini duyuyorum, bir gece karsilasmistik diyecegiz bu geceyi anlatirken, ansizin karsilasmistik..kent derin bir ucurumdan yuvarlanirken..içindeki tüm düslerle birlikte.. uzaklardan bir kararti sariyor gokyuzunu.. falezlerin kenarinda yuruyen adam denizden gelen huzunlu bir sarki* duydugunu saniyor ansizin.. bildik masallardaki deniz kizini ariyor gozleri kendine bile itiraf etmeden belki.. dalgalarin dokunuslarinda takiliyor akli.. soluk soluga gelislerini dalgalarin, hep bir parcasini yitiren kayaliklarin sessiz acisini..sonra sabah olurken urperen evsiz barksiz hayatlar gece acik dukkanlardan yiyecek dileniyorlar,herkes biraz da kaybolan ben degilim diyebilmek icin aci ile bakiyor onlara ve onlar umursamiyorlar bile henuz bakanin bile nedenini bilemedigi acili bakislari.kentin oteki yuzunden, geceden arta kalanlari alip gitmek... aslinda tek istedigim bu.. midye dolmacilar koftecinin onune kadar gelmisler.. biri burayi cok seven birinden bahsediyor.. ben usulca yanasip bende midye dolmalarina bayilan birini seviyorum demek istedim ansizin.. sonra sadece güldüm ve gittim.. hep yaptigim gibi.. ne kadar zaman daha yapabilirdim bilmiyorum..kendi mevsimine döndü kalbim.. hüzünlü bir çocuk oldum yeniden.. durdugum bir gundu der edip cansever siirinde*...

    durdugum bir gündü, diyorum, bütün ilgiler sizin olsun
    her türlü bir seyler sizin olsun, ben artik
    hep böyle istiyorum, ayip degil ya
    durdugum bir gündü, diyorum, yüzümü göge dogurdugum
    bir gündü ve yasar gibi kaldigim bir yasama içinde
    ve yollarda ölü baykuslar buldugum
    bir ölünün günü boyayan renginde
    çürük evler buldugum, içleri sonsuz kayalar
    kayalardan dondurmalar sordugum
    ..kim bilir ne diyordum..”*
hesabın var mı? giriş yap