• 28 eylül'den itibaren her pazartesi 23.00'da habertürk'te ekrana gelecek program.
  • programa göz atmamla bende çağrıştırdığı şey; "hülya avşar soruyor ama dinlemiyor" ... bi sus adam konuşsun yahu bıdı bıdı vik vik...
    sürekli sözünü kesiyor konuğun ve konuk konuşurken üzerine konuşuyor konuşmalar birbirine giriyor. bu ne len!... kapattım zaten... evet.

    (bkz: olmamış bu)
  • ses getiren bir tv programı yapmak için sadece sunucusunun ünlü biri olmasının yetmediğinin kanıtı olan program olmu$tur.

    benim bir tv kanalım olursa böyle yaptırmayacağım.

    zira mevcut kanal sahipleri / yöneticileri yapmakta ısrarlı görünüyorlar.
  • yaşar nuri öztürk'ün az önce "beni kullanarak akp yağcılığı yapmayın, yapamazsınız, ben gidiyorum" diyerek canli yayından ayrıldığı program.

    hülya avşar hiç bozuntuya vermedi, veremedi, ehi hehi hehüü diye kırıttı ve programa devam etmek durumunda kaldı, ee herkese yapılamıyor tabi, yemedi hoca..
  • önce yaşar nuri öztürk'ün terkettiği, sonrasında kamer genç, istanbul büyükşehir belediyesi tarafından tayyip erdoğan'ın oğlunun bacanağına verilen ismek ihalelerindeki yolsuzluklardan bahsederken bir anda pat diye bitirilen program. veda bile edemedi hülya avşar o derece yarım kaldı.

    bir daha "habertürk, gücü özgürlüğünde" derlerse aklıma bu sahne gelecek hemen.
  • habertürk kanalında yayınlanan bir programın konseptini düşünün; "tek adam"la yönetilen yozistan adlı bir ülkede duruşu yoz, oturuşu yoz, kırıtışı yoz, sonradan görme zenginliğiyle yarattığı beyni yoz, yaptıkları ettikleri yoz, yer yer basında verdiği beyanlarında ahlaka ilişkin, kültür kuramına ilişkin, sanat sürecine ilişkin, siyasete ilişkin ve insana dair akla gelebilecek herşeye ilişkin düşünüşü, yorumları yoz, yozistan adlı bu ülkenin yozluk elçisi bir hatun sorular soruyor, gelen konuklara. aldığı herhangi bir cevapta yoz kafası sıkışınca "ama ama ben halkım ama ama halk adına soruyorum" deme yozluğuna kaçıveriyor.halkın yoz yanını temsilinde çuvallayınca da "ama ama ben bu ülkenin bir sanatçısıyım ama ama" deme yozluğuna kaptırıyor yine o yoz kafasını!

    zaten ne işi vardıysa orda, eşyanın tabiatı gereği gibi işliyor ve konuk yaşar nuri öztürk programı terkediyor.

    geriye kamer genç kalıyor. o da tbmm kürsüsünden alışkın olduğu üzere alıyor sazı eline.

    eh tabii kurnazlık ve çakallığı "akıllı olmak" , "zeki olmak" ile karıştırıp "ehe öhö ben türkiyenin en güzel en zeki en akıllı en falan en filanıyım .." derken eşyanın tabiatı yine gereği gibi işler ve sen kendini, sunucusu olduğun bir televizyon programında, başka telden konuşan konuğunu dinleyemez halde bulursun!

    konuğun, konuşmasına devam ettiği halde "bana bir genel başkan var mı onu söyleyin" ,"bana bir genel başkan var mı onu söyleyin" "bana bir genel başkan var mı onu söyleyin" deyu deyu sayıklaya sayıkla yozluğunla kazdığın bir çukurun içinde debelenir durursun!

    programın zort diye kesiliverir. verdiğin son resim de bir en sanatçı, bir en güzel, bir en o, bir en bu hallerinden de daha fazla, o boğazına kadar battığın yozluk çukurunun içinde, kafandaki ampülün bir yanıp bir söndüğü, sayıklayıp duran, bir en yoz halindir.

    ne imüş "eşyanın tabiatı gereği her kim ne içün emek verip çalıştı ise ola ola o olur" imüş.

    yani ne imüş "ne edersen onu bulursun!" imüş.

    öyleyse ne imüş "kimliğimizi cahil cüretkar ile müzmin muhteristen eylemiyelüm haddimizü bilelüm!" imüş.

    not: kanalları gezerken habertürk'te yaşar nuri öztürk, kamer genç ve hülya avşar'dan ibaret bir trio görünce bu triodan bakalım ne çıkacak diye izlemeye başladım. tabii çok geçmeden bu trionun her bir elemanı bir yerlere dağıldı, biz izleyenler ondan sonra ne oldu ne bitti haber alamadık bu zatlarla ilgili. umuyoruz selamettedirler.
  • okan bayülgen'in konuk olduğu programda kadınların evliliğe ve çocuk yapmaya bir proje gibi yaklaştıklarını anlatması üzerine, hülya avşar "yooo ben plan yapmadım, hamile kaldım, doğurdum" yaklaşımına "her hamile kaldığında doğurmadın herhalde" diyerek lafı oturtmasına hülya avşar sadece güldü hiç cevap yetiştirmedi. artık olgunlaşmaya başladığının sinyallerini vermeye başladı.
  • hülya avşar - bu ufo çok iyi ısıtıyormuş haktan. alayım mı bir tane? zehra'nın odaya koyarım.
    haktan akdoğan - al valla. ben oğlanın odaya koydum cayır cayır yakıyoruz. elektrik faturasıda az geliyo.
  • bugünkü dindar konuğu zannedersem stüdyodan kaçmıştır..

    cinsel mevzuların din ekseninde tartışıldığı programda, bol hemzeli konuşan acayip konuğuna (tanıdık biridir de ben bilmiyorum) "hadi canım şimdi sen karından başkasını arzulamaz mısın?" şeklinde damardan girince adamı bir sinir bastı. titrek bir sesle "am'a güz'el kardeşim" diye içten içten yırtınıyordu ki, "tamam reklama girelim, sonra size kızcağınız bişe sorcam...ahihi kızdıriym biraz." diye reklama girildi. reklamlar bitip programa dönüldüğünde hülya avşar piççe bir sırıtışla "iyi akşamlar sevgili seyirciler" dedi ve program bitiverdi..

    hiç sevmediğim bir kimse olan hülya avşar'a (o bana bayılıyor ya..) bugünkü o trollce hareketleri sebebiyle az biraz sempatim oluşmadı dersem yalan olur..

    edit: ali rıza demircan beyfendiymiş kendileri, konunun da uzmanı bir kişiymiş esâsında.. (kafayi kurtaran adam'a teşekürler..)
  • televizyon'da yayın akışında çıkınca hülya avşar soyunuyor olarak okumama neden olmuş program.
    (bkz: yaran yanlış okumalar)
hesabın var mı? giriş yap