• istanbul meydan sahnesi isimli tiyatro oluşumu tarafından sahneye konmuş oyun. (?)
    oynayanlar:
    ahmet çevik, aylin kabasakal, deniz oral, fulden akyürek, şule cengiz, veysel diker

    "yılın en iyi komedi oyunu"
    "sınırsız eğlence, komedi tadında"

    sloganları ile lanse edilen oyunu, hakkında hiçbir öngörüm olmadan bu akşam antalya'da hatırı sayılır bir ücret karşılığında izleme fırsatı buldum. birçok kez kötü oyunlara denk geldiğim olmuştur ama bir oyunu genelde yarıda bırakıp çıkmam salondan.
    bu oyun içimde öyle bir his uyandırdı ki, ilk yarının bitmesini bile bekleyemedim, kendimi -resmen- dışarı atmak için. hep duyduğum ama hiç denk gelmediğim piyasa tiyatrosu kavramı ile yüzleşmek bu akşama kısmet oldu.

    sanırım bu insanların oyunu sahneye koyarken tek amacı var, tiyatroya olan ilgiyi istismar ederek kazanç sağlamak... ekranlarda görünmüş birkaç tanınmış simayı biraraya getirip hiçbir anlamı olmayan bir metni; amiyane tabirler, küfürler ve bıktırana kadar yapılan tekrarlarla süsleyip kaba-saba, karikatürize bir oyunculuk anlayışı ile bezeyip şehir şehir dolaşarak izleyiciye aptal muamelesi yapmak esas ilkesi sanırım, piyasa tiyatrosunun...

    öyle bir oyun yazmış ki seyfi şahin, çocuk oyunu deseniz değil...
    yetişkinlerin zekasını da fazla küçümseyen, "düşene gülme" düzeyinde yüzeysel, klişelerin dibinde gezen bir espri anlayışı hakim oyunda. orospu diyorlar, top diyorlar, göt diyorlar, osuruk diyorlar, hassstir diyorlar ve seslerini yükseltip alçaltarak seyirciden reaksiyon alınca da iyi bir iş yaptıklarını sanıyorlar.
    osuruğa gülenin osuruk kadar aklı yoktur önermesi bu akşam daha bir anlam kazandı zihnimde.
    bir ton çoluk çocuğun, bu hiçbir yere oturtamadığım küfürlerle epey eğleniyor olması da ayrıca rahatsızlık vericiydi.

    formülasyon ortada.
    sahnede yapacağın, bir ton saçma sapan şey bul, bunu taşraya pazarla, hele bir de okulları sınıfları bağla, birkaç küfürle izleyiciyi sersemlet, kitlesel hezeyan halinde atılan kahkahaları memnuniyet göstergesi say, sonra da tiyatro yapıyorum de.
    oyunculuk mesleği adına çok ciddi bir saygısızlık.
    orada, belki de tiyatro ile ilk kez tanışan bir çok çocuğa içim acıdı.
    bir kısmını sarsıp "durun bu izlediğiniz tiyatro değil" demek geldi içimden.

    aslında bazı tuhaflıklar oyun başlamadan dikkatimi çekmişti.
    "sınırsız eğlence, komedi tadında" lafı çok muğlak geliyor insana.
    komedi mi değil mi kardeşim?
    komedi tadında ne demek???
    ayrıca oyuna girmeden önce afiş tasarımcısının bile yazılı olduğu künyede neden herhangi bir yönetmen adı bulunmadığından şüphelenmeliydim.
    bu oyunun yönetmeni yok.
    evet şaka gibi...

    birbirinden kopuk skeçler olarak kurgulamışlar metni.
    ve çok kızdığım bir başka nokta ise bu düzeysiz metinde, güya mesaj verdiklerini düşünerek, uğur mumcu, çetin emeç gibi kişilerin adlarını anmalarıydı. bu kadar ucuz mu, ikisi de düşünceleri sebebi ile suikaste kurban gitmiş bu önemli isimleri kullanmak?

    kendinin farkında olan başarısız işlere kızılmaz.
    ama eminim istanbul meydan sahnesi oyuncuları nerede olduklarının farkında değiller.
    eğer oyuncuyum diyorlarsa önce bir "kendilerine gelmeleri" lazım.
    hocaları filan yok mu bu adamların diye düşünmeden edemiyorum.
    hiç bir şey olmasa; avrupa yakası'na gösterilen ilgiye, levent kırca gibi büyük bir ustanın adına yazık.

    google'dan aratsanız öyle haberler çıkıyor ki sanırsınız efsane bir oyun, yıkmış geçirmiş bütün kentleri...
    sanata, sanatçıya ve tiyatroya her zaman tam destek ama,
    gitmeyin, izlemeyin bu oyunu...
    yazıktır.
    tiyatroya yapılan haksızlıktır..
  • kişi başı 30 lira gibi bir ücret ile izleme şansını yakaladığımız oyun.
    güldük mü? güldük...
    eğlendik mi? eğlendik...
    şehrin monotonluğuna ayrı bir hava kattı mı? kattı..

    teşekkür eder, daha güzel oyunlarını görmek isteriz kendilerinin...
  • fulden akyürek' e aşık olmama sebep olmuş kadrosu iyi, kendisi kötü tiyatro oyunu. piyasa oyunu işte. demet akalın şarkıları gibi, şafak sezer filmleri gibi.

    salonun yaş ortalaması 11.5 olmasına rağmen, havada uçuşan bel altı sözcüklerle seyirciyi güldürme çabaları içimi acıttı gerçekten. tamam, türk halkı' na "göt" de, "hassiktir" de güler; ama ya sonrası?

    yok arkadaş, zerre zevk almadım izlerken. allahtan fulden vardı da, oyunun sonuna kadar dayanabildim. sözün özü, çocuklar için çok ideal bi' oyun olurdu aslında; ama seksüel öğeler o kadar fazla ki...

    tiyatro bu değildir bre romalılar! kişi başı 30 lira alırsın, 400 kişilik salonu da ağzına kadar doldurursun, cebini de parayla doldurursun; ama sahnede yaptıkların "sanat" olmaz, şaklabanlık olur. lütfen, şu popülist gündem unsurlarını sanattan, özellikle de tiyatrodan uzak tutalım.

    veysel diker' e de iki çift lafım var: "dostum, iyisin hoşsun da, ne işin var böyle bi' kurgunun içinde? hayır, hiçbiriniz yakışmıyorsunuz böyle pespaye bi' oyuna! eğer ki, bi' şekilde para kazanmamız lazım, diyorsan, git stv' de, sır kapısı' nda filan rol almaya devam et. tiyatrodan uzak durun! açın noviembre' yi izleyin, birazcık gaza gelin!"
  • uzun zamandır izlediğim en eğlenceli tiyatro oyunu. saf komedi. fazlasıyla tiyatro. hem de tiyatronun alası, muhteşem bir tiyatro oyunu. zira tiyatro oyunu illa ki eğitsel ve/veya sıkıcı olmak zorunda değildir. tiyatro insanı eğlendirebilir, güldürebilir veya ağlatıp hüzünlendirebilir. sözde entellektüellerin aslında kendini derin komplekslerinden ötürü sanata ulvi bir anlam yüklemeye çalışmaları üzücü. sanat sanatçı ile sanat sever arasında bir alışveriştir. ibadet değil. yazık.
  • antalya'nın başına ikinci kez gelmeye hazırlanan tiyatro felaketi.
    üstelik şu sıralar 2.uluslararası tiyatro festivali düzenlenen bu güzel kentin insanına
    "iyi bir oyun" diye yutturulmaya çalışılması gerçekten yazık.
  • kolay kolay unutamayacağım tiyatro oyunu. güldüm, eğlendim, sahne tozu bile yuttum, oyuncularla tanışma sohbet etme imkanı da buldum.
    (bkz: tiyatroyu ayakta yada oturup alkışlama gerginliği)
  • izlemeye cok niyetlendigim fakat bir turlu izleyemedigim ama bugun elime gecen bir firsat bileti ile izleme sansina nail oldugum vasat oyun.
    oyundan ciktiktan sonra da; bu oyunu bana tiyatro diye izlettirdikleri icin uzuldum.
  • ilk perdesini izleyip tahammül sınırlarımın dolması üzerine arada tiyatro salonundan kaçarcasına uzaklaşmama neden olan oyun.
    evet, televizyondan yüzlerine aşina olduğumuz bir çok ismi bir araya getirip bol belden aşağı espri içeren skeçleri bir araya getirerek şehir şehir gezip kendilerine bir gelir kaynağı oluşturmuş olabilirler. piyasa tiyatrosu bu amaca hizmet eder zaten. benim şaşırdığım olay, 700 kişilik salonda bizden gayrısının hayatından memnun olması, kahkahalara boğulmalarıydı. talep arzı körüklüyor zannımca. ben de şehre turneye gelen ekipleri izleyeceğim sevdasına daha çok oyunu yarım bırakır, çıkar, giderim.
  • dün eskişehir'deydi. bilet kıtlığından gidip izleyemedim. bir daha ki sefere erkenden alacağım biletimi.
  • verdikleri sosyal mesajların çok yapmacık olduğu tiyatro oyunu. dün çorlu'daydı. maalesef buraya çok nadir olarak tiyatro otunu geldiği için gitmek istedik. sırf ünlü birilerini görmek için seyredilebilir.
hesabın var mı? giriş yap