hipokrasi

• (bkz: hipokrat)(bkz: hipopotam)
• (bkz: hypocrisy)
• ornek vermek gerekirse;
  
  butun gun, "o yediginde ne kadar kalori var, ne kadar cok karbonhidrat yiyosun iyyh, ben sushi yerim, yagli yemem, daglara tirmanirim, kayak yaparim, trekking yaparim, sporcuyum, vucudum cok saglikli, cicek cocuguyum, dogayi cok severim, hersey kapitalizm yuzunden oluyor, dunya cok boktanlasmaya basladi" seklinde yorumlarda bulunup, her allahin gunu kacamak mcdonald's yiyen ve dunyanin en buyuk ve etik anlayisi en korelmis olan (mesela hayvan yaglarindan yararlanmak) kozmetik firmalarindan birinde calisan, sushinin uzerine ketcap sikabilen insanlarin aksiyonlarina verilen addir.
• (bkz: ikiyüzlülük)
• (bkz: riya)
• zaz'in je veux sünde de geçer, riyayi kes diye atarlanir sarkinin bir yerinde abla.
• (yunanca) [hippo-kratia] atların iktidarı
• continuum 2. sezon 11. bölümde "şayet hipokrasiyi yapmak istiyorsan, düşman politikacılar ve iş adamlarıdır ama gerçek düşman polisin ta kendisidir, postalları özgür vatandaşların boğazındadır" diyerek polis devlete karşı bir eleştiri yöneltilmiştir.
  
  her ne kadar bu durum kafayı yemenin sınırlarında dolaşan birisinin şizofrenik havisülasyonlarının sesi olsa da kelimenin kullanımına bir örnek olsun diye alıntılamış olduk.
• demokrasinin namusunu kurtarıp düşünce özgürlüğünün ırzına geçmek... hiç boşu boşuna bu işte bir terslik var ama gel de çık işin içinden diye düşünme...
  
  hipokrasi (hypocrisy) tam da böyle bi şey... bu tür sözcüklerin eylemsel karşılığı evrenseldir ve adamı her dilde çıldırtır...
  
  ingilizce'nin türk dilindeki kutsal kitabı redhouse bu sözcük hakkında ahan da şunu diyor:
  
  hy·poc·ri·sy [hîpak´rısi]
  i. ikiyüzlülük.
• son birkaç yılda çok moda olan kelime. özellikle amerikalılar çok kullanıyor. eskiden böyle bir kelime bile yoktu.