• gelmiş geçmiş en absürd ingilizce türü. türkçe okur gibi ingilizce okumak eyleminin vücut bulmuş hali. bir level altı için ise: pilot ingilizcesi
  • yapilan kabinici anonslarda hostesin aksanindan (cunku anons ettikleri metni ya anons kitabindan ya da her gun yolcu anonsu yapip ezberledikleri icin hafizadan okuyorlar) kalite/kalitesizligini belli edebilecek ingilizce.
  • hostesin mensup olduğu havayoluna göre değişir. örneğin lufthansadaki hosteslerde "seni ingilizcemle döverim" havası vardır. hatta bir "sir" deyişleri var ki, bütün yolculuk boyunca insanın içinin bir hoş olmasına sebep olur.
  • - get on the plane! get on the plane!
    - fuck you i'm getting in the plane! let evil knievel get on the plane! i'll be in here with you folks in uniform! there seems to be less wind in here.

    - in the unlikely event of a water landing...
    - well, what exactly is... "a water landing"? am i mistaken, or does this sound somewhat similar to crashing into the ocean?

    - an oxygen mask will drop down in front of you. place the mask over your face and breathe normally.
    - well, i have no problem with that. i always breathe normally when i'm in a 600 mile-an-hour uncontrolled vertical dive. i also shit normally! right in my pants!

    - before leaving the aircraft, please check around your immediate seating area for any personal belongings you might have brought on board.
    - well, what other kinds of belongings are there besides personal? public belongings? do these people honestly believe i might be traveling with a fountain i stole from the park? "... you might have brought on board." well... i might have brought my arrowhead collection! i didn't. so i'm not going to look for it! i'm going to look for things i brought on board! it would seem to increase the likelihood of my finding something, wouldn't you say?

    (bkz: george carlin)
  • türkiye menşeli havayolları firmalarında çalışan kabin memurlarını baz alırsak net bir rakam vermek mümkün olmasa da ortalaması düşük olarak nitelendirebilir.

    siz; "flight vehicles are subjected to demanding conditions such as those produced by extreme changes in atmospheric pressure and temperature, with structural loads applied upon vehicle components i would like to eat chicken please'' dedikten sonra önünüzde birden tavuk buluyorsanız, "he yarraaam he! al şunu da sus amk!" demek istemiş de olabilirler.

    evet işleri bu ve bunun için maaş alıyorlar ama uçak bileti alınca hostesi de satın aldığını düşünen geri zekalı sayısı zaten yeterli. +1 olayım diye çırpınmanın alemi yok.
  • örneklem olarak türkiye menşeili taşıyıcıların çalışanlarını kullandığınızda manzara çok şahane değildir, evet.
  • üstüne alınanların olduğu ingilizcedir.
    başlığın aslı türk hostes ingilizcesi olmalı sanırım...
  • böyleleri de vardır ki kendilerine keşke ben de denk gelsem...

    http://www.youtube.com/watch?v=rmg7_zsbuje
  • konu türk şirketlerinin hostesleriyse umrumda bile değildir. türkçe bilsinler yeter.
  • "ben her bir siki biliyorum, bakın anasının amı gibi ingilizce konuşup insan göt edebiliyorum" demeye çabalayan bir takım iyi öğrenim görmüş karakteri yetersizlerin hedefi olmuş, işinde gücünde hosteslerin konuştuğu ingilizce.
hesabın var mı? giriş yap