*

  • hükümsüz olma durumu, (bkz: gecersizlik)
  • bir hukuki işlemin, kanunun öngördüğü şekilde yapılmaması veya kanuna aykırı olarak yapılması durumunda hukuki sonuc doğurmamasıdır.
  • hukuki işlemlerin unsurlarındaki sakatlıklara, eksikliklere veya hukuk kurallarına aykırılıklara bağlana hukuki sonuçlara genel anlamıyla hükümsüzlük (geçersizlik) denir.hukuki işlemlere ilişkin hükümsüzlük türleri; yokluk, kesin hükümsüzlük, iptal edilebilirlik (düzelebilir hükümsüzlük, bozulabilir geçerlilik), noksanlık (askıda hükümsüzlük) ve nisbî etkisizlik olmak üzere gruplandırılır. (bkz: yokluk) (bkz: kesin hükümsüzlük) (bkz: noksanlık) (bkz: nisbi etkisizlik)

    hukuk kurallarının, bir hukuki işlemin var olması için öngördüğü kurucu unsurlarda eksiklik söz konusu olduğu takdirde yokluk yaptırımı ortaya çıkar.hukuki işlemin kurucu unsuru, esas olarak irade beyanıdır(bkz: irade beyanı).evlenme gibi bazı hukuki işlemlerde ise bazı ek unsurlar aranır.bu şekilde, bir hukuki işlemin hukuk aleminde var olması için gerekli olan bu kurucu unsurlardan bir ya da birkaçının somut işlemde bulunmaması durumunda, o hukuki işlem, hukuk dünyasında hiç yapılmamış; diğer bir ifade ile doğmamış sayılır.örnek olarak bir kişinin, kendisine silah dayalı olarak bir sözleşmeyi imzalamış olması halinde, o sözleşme yok hükmündedir.ayrıca tmk m.134 vd. hükümlerine göre evlendirme işlemi, yetkili resmi evlendirme memurları (belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde ise muhtar) tarafından gerçekleştirildiği takdirde hukuki varlık kazanır.bu itibarla resmi evlendirme memuru önünde yapılmayan evlilik işlemleri (örnek olarak (bkz: salt dini nikah)), hukuken doğmazlar ve böyle bir evlilik hiç yapılmamış (bkz: keenlemyekün) kabul edilir.

    bir hukuki işlemin kurucu unsurları tamam olmakla birlikte; geçerlilik koşullarından kamu düzenini ilgilendirecek şekilde önemli bulunanların gerçekleşmemiş olması durumuna bağlanan maddi yaptırıma kesin hükümsüzlük denir.hukuki işlemin kesin hükümsüzlüğünü gerektiren nedenler; irade açıklamasında bulunan kişinin ehliyetsizliği [örnek olarak, kişinin ayırt etme gücünün bulunmayışı (akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve yaş küçüklüğü gibi haller)], hukuki işlemin kanunun emredici hükümlerine (örnek olarak, uyuşturucu satışı, kanunen şekle bağlı işlemlerde bu şekil şartına uyulmaması), ahlaka, kamu düzenine, kişilik hakkına aykırı veya imkansız olması ya da hukuki işlemin muvaazalı (bkz: muvaaza) olması gibi nedenlerdir.

    iptal edilebilirlik halinde ise hukuki işlemle bağlı kalmak istemeyen işlem tarafının, kanun hükümlerinin göstermiş olduğu çerçevede, bu işlemi iptal etmek hakkına sahip olması söz konusudur.iptal edilebilirlik kapsamında yer alan "düzelebilir hükümsüzlük"; yanılma (tbk m.30 vd.), aldatma (tbk m.36 vd.) ve korkutma (tbk m.37 vd.) bakımından söz konusu olur.iptal edilebilirliğin diğer bir şekli de "bozulabilir geçerlilik" olarak karşımıza çıkar.bu duruma örnek olarak tbk m.28 ile düzenlenmiş olan aşırı yararlanma gösterilebilir. (bkz: gabin)

    askıda hükümsüzlük ya da eksiklik olarak ifade edilen yaptırım çeşidinde bir hukuki işlemin hükümlerini doğurabilmesi için kanunun öngördüğü bir unsurun bulunmamasına rağmen, sonradan bu eksikliğin giderilmesi ile hukuki işlem hükümlerini doğurmak imkanına sahiptir.bu gibi durumlarda, işlemin hüküm ifade etmesi askıdadır.bu hükümsüzlük durumu, özellikle ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar için söz konusudur.çünkü bu kişiler, velayet veya vesayet altındaki kişilerdir ve erginlik veya kısıtlı olmama şartını sağlamamaları nedeniyle tam ehliyetli sayılmadıkları (bkz: tam ehliyetli) için tek başlarına kendilerini borç altına sokan işlemleri geçerli olarak yapamazlar (tmk m.16/1).bunun içi veli veya vasilerinin [kanunda sayılan hallerde, vasi yanında vesayet ve denetim makamının (tmk m.462-463)] onayını almalarını gerekir.onay eksikliği giderilmediği sürece, kural olarak, işlem geçerli olarak tamamlanmış sayılmaz.

    nisbî etkisizlik halinde ise hukuken doğmuş olan bir hukuki işlem, sakatlık ve eksikliklerine rağmen ilgili taraflar arasında (bu işlemi yapan kimseler) bütün hukuki sonuçlarını geçerli şekilde doğurur.fakat taraflar arasında hüküm doğuran bu hukuki ilişkinin geçerliliği bazı hallerde üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.
  • doktrinde hakkında yeni yaklaşımlar olan hukuki durum. tüm şartlar ihlal edilmiş olsa bile tarafların iradesini doğru yansıttığı, dürüstlük kurallarına ve hakkaniyete uygun düştüğü ölçüde geçersizliğin kısmi olacağı ifade edilmektedir.
hesabın var mı? giriş yap