• belirli bir bilinç seviyesine geldiğinizde veya yaşamlarınızın birisinde daha yüksek bir frekansa ulaştığınız zaman, ruhunuz fiziksel bir beden olarak gelme amacıyla ikiye ayrılır. bu da demek oluyor ki, dünyada sizden bir tane daha var. halk arasında ruh ikizi diye tabir edilenin çok daha yoğun hali, birleşme ve tamamlanma halidir.
  • ayna ruh anlamına gelir. ikiz alevinizle karşılaştığınızda kendi ruhunuzu daha net görüp anlayabilirsiniz. ikiz alev enerjisi ilham verici, heyecan dolu olmanızı ve hayata farklı bir gözle bakmanızı sağlar. bu bir yolculuktur hem kendinize hem de hayata.
  • öldürmez süründürür, kelimelerin ötesinde birşey o an sadece izlersin olacakları müdahele edemeden.
  • ingilizce bilenler için bu konuda kapsamlı, bulşitsiz bir kaynak şurada mevcuttur: http://kriya-sritama.com/
  • öncelikle yumoş minnoş bir aşk hikâyesi değil,

    tekâmül hikâyesi ya da sürecidir.

    çiftlerden biri zihin, mantık insanıdır; diğeri, duygu insanıdır.

    hayat tarzı ve dünyayı algılayış ya da karakter olarak,

    arnold schwarzenegger ve danny devito'nun ikizler adlı filmde canlandırdığı tipler gibisinizdir. önce bi kıl olursunuz. genelde, egosu yüksek olan kıl olur.

    birbirinize olan hisleriniz ve tavırlarınızın nasıl olacağı konusunda bir film ismi vermem gerekirse: angelina jolie ve brad pitt'in mr and mrs smith filmi, diyebilirim. itmeli, çekmeli; kaçmalı, kovalamalı; nefretli, sevgili. yani, zıtlıklar arasında top gibi sekeceğiniz bir ilişki türü

    onu hissetmek için dokunmanız gerekmez. patrick swayze ve demi moore'un ghost adlı filmde yaşadıklarını yaşarsınız. gözlerinizi kapatıp imgelemeniz yeter.

    zaten, ruhsal olarak bir bağınız olduğundan, gün içinde her ne işle uğraşıyor olursanız olun, yanınızda hissedersiniz. bundan dolayı, mesaj yağmuruna tutmaz, neden aramadı, diye triplere girmezsiniz. çünkü, bilirsiniz ki sizinle aynı hissettiği için sizi hep yanında hissettiği için böylesi dünyevi şeylere takılmaz, takılmazsınız.

    aranızda, manyetik bir çekim vardır. mantık insanı, ruhani dünyaya kapalı olduğu için aradaki çekimi, dünyevi aşk, tutku ve arzu ile karıştırır. aşk, sevgi gibi kavramlar, onun hayatında hiç yer almamış olduğundan, duygularının aktif hale geldiğini düşünüp mevcut durumu baskılamak amacıyla kaçışa geçer.

    başka partnerlere yönelir ama bilmez ki dünyadaki bütün kadınlarla/erkeklerle birlikte olsa da hissettiği şey geçmeyecektir.

    bu duyguyu, dünyevi aşkla tutkuyla ve arzuyla karıştırdığından kaçtığı kişiyle bir iki sefer yatabilse geçeceğini bile düşünür. ne büyük yanılgı. geçmeyecektir.

    kaçan taraf, iletişimi her ne kadar koparmış olsa da ruh bağlantısını koparamadığından, kaçtığı kişi, kafasında raptiye gibi kalır.

    dünyadaki bütün erkeklerle/kadınlarla birlikte olsa da o raptiyeden kurtulamaz. karmalarına karma ekler, kavuşma süreci lastik gibi uzar. kimi çift kavuşamaz. egosunu kırmış, karmalarını temizlemiş, hırslarından arınmış, hayata başka pencereden bakmayı öğrenebilmiş olanlar kavuşur.

    görüşseniz de görüşmeseniz de aranızda telepatik bir bağ olduğundan, karşılıklı olarak, birbirinizde, kendinizde değiştirmeniz gereken kalıp düşünce, tavır ya da inançları tetiklersiniz. korkularınız tavan yapar. egonuzu kalkan edinirsiniz.

    size yaşattığı bu karmaşadan dolayı diliniz bazen küfre, bedduaya evrilir; bazen de görüşmeseniz bile mutlu ve sağlıklı olmasını diler, koşulsuz sevgi hissedersiniz. bu durum da o sınavın bir parçasıdır. yani, kendini iyi hissetmek için kimseye ihtiyacın yok ve sen izin vermediğin sürece kimse seni mutsuz edemez. kapiş?

    kaçma, kovalama sürecinde, bir taraf, gündelik hayatta agresif olurken öteki yataklara düşebilir.

    yapmanız gereken şey, bu kişi neden bana böyle davranıyor, sorusundan yola çıkarak cevabı kendinizde aramaktır. mantık insanı olan, bağlanma sorunuyla yüzleşir, duygu insanı olansa terk edilme, kaybetme korkusuyla.

    yaşanılan tuhaf durumun çözümü, uyanıştadır. şimdiye kadar ilişkilerde kullandığın tüm şablonları çöpe atarak başlaman gerekir. çünkü, elindeki hiçbir şablon, derdine derman olmayacaktır.

    imar planı gibi düşün. eski değer yargıları, şu, bu, sana ket vuran, blokaj yaratan, karmalara sürükleyen ne varsa çöpe atman ve kendini yeniden yapılandırman gerekir.

    bu kafaya geldiysen şanslısın. yok eğer, "kavuşacak mıyız?" tarzı duygusal sorulara takılıp kalmışsan ve tekâmül yolunda hiçbir eylemde bulunmuyorsan tezeği avuçla yedin demektir.

    senden ne kadar kaçarsa kaçsın, "o da benim gibi hissediyor mu?" sorusunu barındırıyorsan ikiz alev değilsindir. eğer şizofren değilsen hissettiğin şey doğrudur. her ne kadar umurunda değilmiş gibi davranıyor olsa da kendi içinde kavga halindedir. tabii ki egosuyla.

    bir araya gelmenizi engelleyen dış etkener de olabilir. aile ya da karmik eşler gibi. aslında aynı zamanda, enerjisi çoktan bitmiş, "aman tadımız kaçmasın ali rıza bey." modunda giden evliliklerin, sınanma sürecidir. karşılaştığınız ikiz alev'in, bu zamana kadar kopulamayan konfor alanını terk edişe hizmet ettiği de söylenir.

    sistemin, burunlarınızı sürtmek için kurguladığı bu senaryoda,

    ya duygusal olan, daha önce yapmadığı bir şeyi yaparak mantığını kullanmaya başalayacak ve dengeye gelecektir; karşı taraf da aksini yaparak...

    ya da

    burunlarının dikine gidip hayatlarının sonuna kadar, başka insanlarla aynı hikâyeleri, korkuları kaygıları, karmaları yaşayarak,

    yani, odun gelip odun giderek ömürlerini tamamlayacaklardır.

    bu arada, şems ile mevlana arasındaki ilişki, ikiz alev ilişkisi şeklinde anılır, kimi kesimce.

    bana da ulvî'yi hatırlatırlar. hani demiş ya: derdimi anlatmaya, seni tenha bulamam. seni tenha bulunca, kendimi asla bulamam.
  • tıpkı kayıp bir yapboz parçası gibi, bulduğunuz zaman yapboz tamamlanır.
  • bu kadar az türkçe bilgi olması, ekşi’de bile doğru düzgün konuşulmaması pek şaşırtıcı değil. özellikle türkiye’de çok fazla bilinmeyen, daha doğrusu yeni yeni öğrenilmeye başlayan bir kavram: ikiz alevler/ikiz ruhlar. ingilizce adıyla, “twinflames”

    öncelikle, ruh eşi/soulmate kavramıyla çok karıştırılıyor ama alakası yok. keşke alakası olsa, her şey çok kolay ve “dünyevi” biçimde anlaşılır, rasyonel olurdu. ruh eşiniz, her yaşamınızda birden fazla olabilir hatta öyledir genelde, -eğer “yalnız” olmayı öğrenmek gibi bir anlaşmayla gelmediyseniz tabii- . anneniz, babanız, en yakın dostunuz, çok sevdiğiniz öğretmeniniz vb. bir sürü kişi aslında ruh eşlerinizdir. uzun yıllar beraber geçiren, çocukları olan, beraber yatırımlar yapan ve büyüyen, iyisiyle kötüsüyle hep beraber kalan o çiftler işte hep ruh eşleridir. karmik ruh eşleriniz de olabilirler tabii ki; eğer zorlu, bir türlü kopamadığınız, karşılıklı olarak bedensel ve psikolojik şiddet yaşanan, toksik döngüler içinde hapsolduğunuz bir ilişkiyse, karmik ruh eşi olma ihtimaliniz çok yüksektir.

    konumuza dönersek; ikiz ruhunuz sizin tam olarak aynı ruh parçacığından oluştuğunuz, beraberken inanılmaz bir enerji yaydığınız, ve bu yüksek frekanslı büyük enerjiyle dünyanın frekansını artırmakla görevlendirildiğiniz, birbirinizle ilişki yaşamayı geçtim uzun süreli aynı ortamda bulunmanızın bile neredeyse sizler için imkansız ve ağır olduğu, çünkü birbirinizin en derin yaralarını ve travmalarını tetiklediğiniz ve hiç kimsenin veya hiçbir şeyin dokunamayacağı yerlere dokunduğunuz için ne beraber ne de ayrı yapamadığınız, çok zor, çok uzun, çok özel ve amacı romantizmden çok öte olan ilişkilerdir.

    bu kişiyle tanışmanız, hayatınızın çok büyük bir dönüm noktasında, hiç beklemediğiniz bir yer ve zamanda, büyük bir “tesadüf” eseri gerçekleşir. evren her şeyi ilahi bir biçimde hazırlamıştır, işte buna (bkz: tevafuk) diyoruz. ve iki tarafta da inanılmaz bir ruhsal dönüşüm başlatır. genelde, biri spiritüel ve ruhsal açıdan daha “uyanmış” iken diğeri “uyanmamış” ve rasyonel olmaya çalışan “matrix” taraftır. ve bu spiritüel ikiz genelde feminen enerji olur. ilişkide ilk buluşma ve yaşanan “bubble phase” yani aşk ve paylaşım dolu bir sürecin ardından av-avcı dinamiği oluşur. bu “aşk balonu” süreci çok kısa olabilir, 1 gün ila bir kaç ay kadar sürebilir. sonrasında bir kişi korkar, tetiklenir ve kaçar, diğeri ise bundan korkar ve kovalar. ve genelde karşılaşmadan önce, iki tarafın da ikiz alev kavramından haberi dahi yoktur ve bu yüzden de olanlara bir türlü anlam veremezler.

    korkular, travmalar, acılar hepsi bir bir tetiklenir ve amaç sizi ruhsal açıdan ağır sınavlara sokup, dönüştürüp, büyütüp bambaşka ve tamamen saf sevgide olan gerçek benliğinizi ortaya çıkarmaktır. bu ilişki asla ama asla filmlerden fırlamış, “happily ever after” bir aşk hikayesi değildir. amaç tamamen bireysel gelişmenize sebep olmaktır. bu dünyaya diğer yarınızla tanışıp, dönüşüp gerçek benliğe dönmek için geldiyseniz, eşsiz ama bir yandan da sizi tam anlamıyla öldürüp yeniden doğuracak bir şey’e sahipsiniz ve nadir bulunan ruhlardan birisiniz. çünkü ikiz alevinizle 3 boyutlu bu dünyada yollarınız kesiştiyse, yaşlı ve derslerinin çoğunu vermiş bir ruhsunuz ve son yaşamınızı veya son yaşamlarınızdan birini yaşıyorsunuz.

    av-avcı sürecinden sonra ve bazen süreçle beraber ayrılık aşaması yaşanır. ve asıl olay işte burada başlar. fiziksel ayrılık ve tamamen iletişimsizlik sürecinde, 5.boyuttaki ruhsal iletişiminiz gelişir ve siz farketseniz de etmeseniz de telepatik olarak sürekli iletişim halinde olursunuz. evren size sürekli olarak işaretler, tesadüf denemeyecek kadar bariz ve “inanılmaz” eşzamanlılıklar yollar. adını, ortak şarkılarınızı, doğum tarihlerinizi, 1111-2222-3333-7777-4444 gibi master sayıları ve daha bir çok ilişkinize özel şeyleri görmeye başlarsınız.

    ayrılık süreci, ilk başlarda inanılmaz sancılı geçer. depresif, melankolik ve hem ruhsal hem bedensel açıdan sizi tabir-i caizse mahveden bir süreç olabilir. ancak ne zaman ki olayın ne olduğunu anlamaya ve araştırmaya başlar, ruhsal açıdan iyileşmeye ve şifalanmaya odaklanırsanız işte o zaman dönüşmeye başlarsınız. terk edilme, reddedilme, kandırılma, özsevgisizlik, özsaygısızlık, özgüvensizlik, ego ve güç bağımlılıkları, madde/alkol bağımlılığı vb. bir sürü travma, korku ve toksik alışkanlıklar teker teker gün yüzüne çıkmaya başlar ve şifalandırılmaya mahkumdur.

    ve siz ancak ikiniz de bireysel olarak şifalanıp, dönüşebildiğiniz sürece bu 3 boyutlu dünyada fiziksel açıdan “kavuşabilirsiniz”. üst benlikleriniz yüksek boyutlarda zaten hep beraberler ama bu boyutta kavuşma için anlaşmanız yoksa hatta anlaşmanız varsa bile bu hayatta kavuşamayabilirsiniz. tam olarak her şeyi ve herkesi serbest bırakıp teslim olduğunuzda zaten fiziksel bir birleşmeye de ihtiyaç duymayacaksınız. belki bundan sonraki yaşamınızda, belki ölüm sonrası diğer boyutlarda kavuşma planınız vardır. belki de bu dünyada birleşirsiniz ve beraber “çalışmaya” başlarsınız. fakat dediğim gibi bu onlarca yıl sürebilecek, karşılıklı sabır, çalışma ve emek isteyen bir yolculuktur.

    her ne olursa olsun, bu süreç çok uzun yıllar süren ve bir kısmının dünyevi engeller yüzünden, sonunda evlilik ya da uzun süreli ilişkiler yaşama ihtimalinin olmadığı, ruhunuzda ve benliğinizde hep beraber ve bir olduğunuz, eşsiz bir hediyedir. lütfen kendinize odaklanıp, şifalanmaya ve dönüşmeye niyetlenin. o kadar güçlüsünüz ki, buna değer olduğunuz için karşılaştınız. dünyevi normlarla anlaşılamayacak bu bağı çok insan anlamayacaktır, hatta siz de çok zamanlar anlamlandıramazsınız, şüpheye düşüp delirdiğinizi bile düşünebilirsiniz. delirmediğinizin ve yaşadıklarınızın gerçek olduğunun en büyük kanıtı da bu şüphedir. gerektiğinde yardım almanız, yardım etmeniz ve paylaşmanız hem size, hem diğer yarınıza, hem insanlığa, hem de diğer ruh ikizlerine çok destek olacaktır.

    hepinize aşk, şifa ve kalbinizdekilere ulaşabilecek güç diliyorum. sizi seviyorum ve inanıyorum. siz de inanın ve hepimizin “bir” olduğunu bilerek sadece “sevmeye” devam edin.

    not: bazı önemli noktaları çok detaylı anlatmadığımı fark ettim. yaşadığınız durum, büyük bir ihtimalle ikiz alev ilişkisi değildir diyebilirim. çünkü tüm dünyada bile sadece 170 bin civarı yaşayan ikiz olduğu tahmin ediliyor. yani çok küçük bir ihtimal sizin gerçekten bu durumu yaşıyor olmanız. tabii ki imkansız değil ama iç sesinize güvenin lütfen. ikiz alev değildir belki ama spiritüel bir bağlantı olabilir. öğretici bir ruh eşi ya da güçlü geçmiş yaşam bağlarınız/karmalarınız olan biri de olabilir. fakat; takıntılı, toksik, rahatsız edici ve tüketici bir dinamik varsa bu kesinlikle ikiz alev değildir. evet, ikiz alev ilişkisinde çok zorlanırsınız, acı çekersiniz ama büyürsünüz, öğrenirsiniz ve çok daha güçlenirsiniz. önemli olan detay ise; bu acılar, asla karşı tarafın canınızı yakmak için isteyerek yaptığı şeylerden kaynaklanmaz. ikiz alevinizle tanışmak sizin hem bu hem de diğer yaşamlarınızdan getirdiğiniz tüm travmaları, acıları ve bastırılmışlıkları gün yüzüne çıkartır. acının ana kaynağı budur. ve en önemli nokta ise şudur: karşı taraf size sizi asla bile isteye üzecek bir şey yapmaz çünkü yapamaz. hakaret, küfür, şiddet, bilerek can yakma isteği ya da herhangi bir açık kötü niyet varsa bu asla aşk ya da ikiz alev değildir. kaçmak, yok olmak ve uzaklaşmak gibi hareketleri tabii ki size acı verir ancak bunlar kişinin kendini koruma isteğiyle ortaya çıkan durumlardır. amaç sizin canınızı yakmak değildir. kendinizi kandırmayın ve her zaman gerçekçi kalın. zaten umalım ki ikiz alev değilsinizdir, çünkü o kadar zor ve farklı bir durum ki bu, inanın içindeyken içinde olmayı hiç istemezdiniz.

    edit: eğer ingilizce kaynak arayanlar varsa, quora kullanmalarını öneririm. “twinflames” konusunda, yaşayan kişiler bizzat deneyimlerini paylaşıyorlar. bana çok yardımcı oldu.
  • alakalı bir film için (bkz: cafe de flore (film))
  • daha çok gündem olsun da daha çok bilgi öğrenelim ikiz alevler hakkında, çok ilgim var ama türkiyede pek bilinmediği için pek konuşulmuyor
  • yalniz ne ikiz alevmiş ki hep ortak sosyal toplulukların içine düşüyor. mesela, türkiye'de yaşayan bir bireyin ikiz alevi, ruh ikizi, venezuela'da doğmuyor. ya da belli bir meslek grubuna ait bir bireyin ikiz ruhu ne hikmetse yine aynı meslek grubundan başka bir bireyde vücut buluyor. aynı ruh parçacığından oluşuyormuş bir de.

    bilim dışı zırvayı bir zahmet geçiniz.
hesabın var mı? giriş yap