• antik yunan'da meşhur sofistlerin kendilerine hedef seçtikleri bir şeydi. retorik yoluyla ikna sanatı öğretiyorlardı. şimdi pazarlamacılar uğraşıyor böyle şeylerle. her türden pazarlamacılar tabi.

    "kendi bakış açımın doğru olduğuna birilerini ikna etmek benim vazifemin içine girmiyor. ikna edilmişlerle yola çıkılmaz. yola inanmışlarla çıkılır."*

    yani bir yerde birisi bir diğerini iknaa uğraşıyorsa, kendisi de ikna edilmiş olduğundandır. gerçek bir inananın ikna kaygısı olmaz. o yalnızca yapılması veya yapılmaması gerekeni söyler. inanan insanın tavrı budur. ikna edilen ise kişi kendinden bilir işi prensibince kendisi nasıl ikna olduysa bir başkasının da öyle ikna olabileceğini düşünerek hareket eder. inanan kişi ise kendisi nasıl inandıysa bir başkasının da inanabileceğini bilir fakat bunun kendi elinde olmadığını da bilir. aradaki fark budur.
  • (bkz: manipulasyon)
  • "insanları ikna etmenin en iyi yollarından biri onları dinlemektir*" sözünden hareketle kişi veya toplumlar bir türlü ikna edilemiyorsa (ki medeni olmayan toplumlarda görülür bu durum) o zaman diğer bir seçenek devreye girer ve olay kısmi olarak tamamlanır;

    "eğer insanları ikna edemiyorsan kafalarını karıştır."

    harry s. truman
  • iş bankası kültür yayınları arasında yer alan, guiguzi'nin eserinin az entry almasına şaşırmakla başlıyorum.

    eser çağını aşan günümüze kadar gelebilen okurken şu anı değerlendirme şansı sağlayan bir kitap. bölümler halinde ilerliyor. tabii ki bazı kısımlar günümüz için artık basit kalsa da insanın temel özelliklerini hala taşımasından kaynaklı birçok kısmına katıldım. ikna etmek eylemi mesleklerden bağımsız olarak sosyal hayat içerisinde de önemli bir yere sahip. dolayısıyla ilgi çekici bir kitap olduğunu, su gibi akıp gittiğini söylemek isterim.
  • "tao hongjing'e göre bilgeler, aptallara hitap edebilmek için kapanır; akıllılarınsa duygularının tamamını açık etmelerini sağlayarak her seferinde gerçeğe ulaşırlar."
hesabın var mı? giriş yap