• ingiliz komedyen. azıcık ocd. 8 out of 10 cats programında "takım kaptanı". russell howard'la ev arkadaşıymışlar. sean lock'la pek bir kankalar (bakınız verdiğim hiçbir şey sözlükte yok kesin ama hadi hayırlısı). ses tonu biraz rahatsızlık verici ama alışılıyor, zeki adam, eğlenceli geyikleri var.

    edit: varmış bakınızlar, iyi iyi.
  • 8 out of 10 cats ekibinin izlemekten en keyif aldığım adamı. genelde programın ciddi duruşlusu ve haliyle gerçekçiliğe en yakın olanıydı. ocdli bir bünyede sahnede olmanın hadi sahneyi geç yaşamanın zorluğundan bahsedince performansına iyice saygı duyuyor insan. ya esas yıllar içinde insanlarla konuşmam, normal hayatımda bok gibi yaşıyorum, ilişki durumum günlerce ağlamaktır falan diyen şu adam da evlendi çoluğa çocuğa karıştı be. karışacaktı tabi. cem yılmaz'ın dediği gibi "sürüneyim istiyordunuz dimi" yok valla hep güldürsün.
  • belgesel türündeki işleri de izlenesi olan komedyen.

    obsesif kompülsif bozukluk sorunu olan insanlarla konuştuğu ve kendisinde bu ciddi rahatsızlığın gerçekten olup omadığını araştırdığı: a little bit ocd

    sean lock ile güney amerika(louisiana)'da hayvancılık, avcılıkla uğraşan insanların hayatına konuk oldukları, onların günlük hayatlarında yaptıkları şeyleri denedikleri: the real man's road trip: sean & jon go west , part 2. işte bu belgeselin çekimleri jon için ("a little bit ocd"li haliyle o pislik içinde) inanılmaz zor olmuş olmalı. evine döndüğünde toprağı öptüğünü düşünüyorum.
    --- spoiler ---
    jon avcılık kısımlarında falan pasif kalsa da sean her şeyi tecrübe etti. örneğin: adamlar bataklıkta kurbağa avlayıp bunları balık temizler gibi temizleyip kurbağa bacaklarını(hala kasların seğirmesi "ooh taze taze" anlamına geliyormuş) kızartıp yediler. jon dokunmadı ama sean beğendi.
    --- spoiler ---

    "jon richardson büyüyor" adlı öğrenci gibi yaşarken sorumluluklar içeren bir hayata geçmeyi, yetişkin olmayı; evliliği, para kazanmayı ve çocukları incelediği bu konularda insanlarla ropörtajlar yaptığı 3 bölümlük kısa seri: relationships, money ve children.

    korkunç 2016 yılında insanlarda artan endişe ve paranoya sonucu hamile eşi lucy beaumont ile çocuklarını getirecekleri dünyadaki ölüm risklerini araştırdıkları: how to survive the end of the world
    --- spoiler ---
    bu belgeselde işlenen jon'un en büyük ölüm korkuları (ve ingiltere'deki yıllık ölüm sayıları): işid(0), küvet(8) hava kirliliği(40.000), ev kazaları(6.000), sosis(3.300), suç(600), göçükler(0).
    --- spoiler ---

    ayrıca şimdiye kadar gördüğüm her programda* boyu yüzünden sürekli dalga konusu oluyor, kendisi (benden uzun) 1.73.

    not: drive linklerini çeşitli reddit kullanıcılarından (ç)aldım.
  • boyu yüzünden kendisine hobbit deniyor bazen programda*. bir keresinde karşılık olarak evlilik yüzüğünü parmağından çıkarıp geri takarak ortadan kaybolmaya çalışmış, "seni hala görebiliyoruz" dendiğinde de şöyle demişti;

    "it's funny because when i put this on i disappeared in my fucking house."
  • countdown gibi basit bir programı eğlenceli hale getiren kişi. sean lock'u açıkça pek sempatik bulmuyorum. joe wilkinson daha komik ama jon super. hazırcevap, kendiyle dalga geçen, komik adam. çok goygoy yapmazsa sean lock'un takıma hep fark atıyor. en güzel skeçleri yapan maskotları getiren o.

    tabi yeni sezonda yok. yerine gelen sabit gay takım kaptanı ve konuklardaki asgari 1 gay standartı ile program queer showa dönüyor artık. zaten ara skeçlerde biz çıplak erkek kıçına doyduk, konuklar küsküye doydu. nasıl programda küfür kıyamet, nudity falan ama eğlenceli.

    jon'un olduğu eski programları seyrediyoruz yapacak nişey yok.
hesabın var mı? giriş yap