• sırasının gelmesi için erkek hareketinin bitmesini bekliyor.

    malum, kadın: sofradaki yeri öküzümüzden sonra gelen.
  • kadın cinayetlerini durdurmayı ve kadınların şiddetten korunabilmesini amaçlayan kadın cinayetlerini durduracağız platformu'nun çıkarttığı, ikinci sayısı da raflardaki yerini almış olan dergidir. bu sayıda füsun demirel, ceren moray, ayça varlıer, feryal öney, yakın ertürk'le röportajları var. aynı zamanda melda onur ve gülsüm kav'ın yazılarına da yer vermişler. dolu dolu da bir hukuk dosyaları var. hepsinin yanında dergi içinde sosyologlar, yazarlar, araştırmacılar ve bu konuda duyarlı olan herkesle kadın cinayetlerini durdurmanın yollarını tartışıp, çözüm önerileri sunuyorlar.

    dergiye şu adresten ulaşabilirsiniz, http://urun.gittigidiyor.com/…gisi-2-sayi-205926862

    yepisyeni de bir twitter hesapları var, desteklerinizi beklerler, burdan ulaşabilirsiniz.
  • kadın hakları kesinlikle vardır
  • silahlanmalıdır.
  • buraya yazacagim ozellikle feminizm basligi altina yazmadim, zaten sebebi de cok net bir sekilde anlasilacak yazi okundugu takdirde.

    highlights:

    *global ekonomik cikarlar cercevesinde olusturulan bati hakimiyet doktrinleri ve bu doktrinlerden uretilen stratejiler,
    *yeni soylem
    *uyargliklar/medeniyetler catismasi
    *radikal islam
    *demokrasi x otokrasi

    direkt bir ornek ile baslamak istiyorum. 9/11 world trade center katastrofundan sonra amerika birlesik devletleri baskani ogul bush televizyonlarda yedi yasindaki bir kizin afganistan'da taliban'a karsi savasan savas ucagi pilotu "cesur" babasina yazdigi mektubu okuyor:

    "... seni cok seviyorum babacigim, seni cok da ozledim, fakat simdiden senin olumune kendimi hazirladim, cunku bu fedakalikta bulunmaliyim, ulkemiz amerika birlesik devletleri icin..."

    zaten 1989 yilinda biliyorsunuz afganistan'a demokrasi gelmisti.

    burada cok ciddi bir amerikan patriotism hareketi oldu tabii ki. insanlar bu mektuptan cok etkilendiler vesaire.

    simdi bir de bunun karsi tarafindan bakildiginda, televizyonda taliban icin savasan bir adamin kizi cikip kendisi boyle bir sey soylese, bunun bulacagi karsilik; "radikal islam boyle igrenc bir sey, kucucuk bir kiz cocugunu boyle hastalikli dusunceleri icin kullanabiliyor" kabilinden bir sey olacakti.

    haksiz da degiliz. kesinlikle boyle olacakti. burada abd karsitligi degil asil konusmak istedigim konu, zaten abd karsiti da degilim. dogal olarak abd karsitiyim, kendi gelecegimi dolayisiyla kendi ulkemin gelecegini dusunmek uzere donatildigim icin abd karsitiyim fakat diyalektik duzlemde abd karsiti degilim, cunku onlar da oyle donatildiklari ve su an hegemonya sahibi olduklari icin boyle davraniyorlar. anlayabiliyorum.

    neyse, asil konuya gelelim, abd'deki kiz cocugu ile empati kurup "ouuv, uyyy yerim seni ben" derken, afganistan'daki kiz cocugu icin neden hemen "vay pis taliban" diyoruz? nedeni ayni soyle; neden bir erkek capkinken, kadin orospu olarak algilaniyorsa ayni sebepten oturu. durumun gelismesine hasil olan sebepler ayni degil fakat isletilen prensipler ayni. mantik ayni diyalektik ayni. yontem ayni. fakat icine konan malzemeler degisik olabilir. ayni bir termik santralin elektrik uretmesi ile nukleer santralin elektrik uretmenin temelinin ayni olusu gibi. cunku elektrik uretmenin tek bir yolu var. fakat o turbinleri dondurmenin birkac yolu var. en nihayetinde o su kaynatilacak ve buhariyla o turbin dondurulecek. yoksa elektrik uretemezsin. suyu kaynatan sey farkli olabilir. burada da suyu kaynatan sey taliban icin demokrasi filan iken, kadin hareketleri konusunda kadinin iffeti oluyor.

    e peki elektrik ne? bu is tamamen duygusal. abd 1970'lerde islam aleminin en ilimli ulkelerinden biri olan afganistan'a radikal islamcilik ve otokrat yonetim tehlikesi bahanesiyle demokrasi goturdu. sonuc ortada. bunun sebebi, arap yarimadasindaki petrolun guvenli sekilde dunya'ya servis edilebilmesi. arap yarimadasinin en onemli gecitlerinden biri hurmuz bogazi. hurmuz bogazi da iran kontrolu altinda. iran'i diz cokturmek icin adim adim bu isler planlanarak zaten tamamen amerikan himayesi ve kontrolu altindaki araplarin petrolleri tamamen abd'nin olacak. su an oyle iste. cunku iran'a diz cokturuldu. afganistan zaten olmus aglayani yok. yani olay demokrasi degil ekonomi.

    kadin tarafina gelirsek, kadina atfedilen bu asiri kutsiyet ile yaklasik 1000 yil geciren hegemonya, yavas yavas bu kutsiyetin daha aktif olmaya mani olmadigini anlamaya baslayan kadinlara yeni bir bela sardirmasi gerekiyordu. bu da kadinlara getirilen demokrasi oldu. bunun adi da feminizm, feminizm ama hangi feminizm? ici bosaltilmis, ridikule edilmis, baglamlarindan koparilmis feminizm. evet kadina ve kadin haklarina demokrasi getirdi yine bu anlayis. kadinlar cok ozgur. artik sokaklarda sirayla 100 kisi ile seks yapip, hamile kalip, coplukte cocuk dogurup cocugu da cope atip uyusturucu sebebiyle 27 yasinda olebiliyorlar. muthis bir ozgurluk. gerci bu ozgurluk herkeste var. aynisi bir erkek icin de gecerli. zaten toplumun ozgurlestirilmesi de bu sekilde. nihilizm bir aralar cok meshurdu, ozellikle felsefe adina hicbir sey bilmeyen 21. yy turk topraklarinda her ergen bunalimi geciren ailesi saskin cocuk nihilizmin cok super bir sey oldugunu dusundu. daha sonra bu kafayla buyuyen cocuk simdilerde "bmw cok pahali yeaa" diye agliyor. nihilistsin de hangi nihilistsin? bizimkiler nihilizmi hicbir sey yapmamak sanir. halbuki sadece o degil bir de her seyi yapmak tarafi var bunun. bence mesela elon musk bir tur nihilist. cunku zaten birkac milyar dolari varken butun her seyi risk edip bunu 10'lu milyar dolarlar seviyelerine cikarmak bunu gerektirir. temelde cok da fazla takmamak prensibi. fakat buradakiler bu cok da fazla takmama anlayisini yatakta lap-top karsisinda dizi izleyip masturbasyon yaparak enerjisini yok etmek olarak degerlendirmeyi seciyorlar.

    yine benzer sekilde feminizmin ici de bu sekilde bosaltilip, feminist olmayi zaten insanlik var oldugundan veri var olan bos-belescilik seviyesine indirdiler. bu daima calisir. bunu yaparken de asil amaclari yine kadin haklari vs degil tamamen ekonomikti. kadinin tuketim anlayisi ile erkegin tuketim anlayisi cok farkli. kapitalist anlayisa uygun degil kadinin tuketim anlayisi. daha dogrusu kapitalist dusuncenin kapital tutan tarafi degil de oteki tarafi icin cok uygun fakat kapital tutan tarafi icin uygun degil. bu yuzden kadinlar tamamen sistem disina itildi. zaten bu kapitalizmin gelisi de buyuk cografi kesifler ile temellenir. leydiler duchessler filan genellikle kapital sahibinin kizi ya da esi filan. dunya'da hala -gelismis ekonomiler dahil- kadinlarin aldiklari maas ayni pozisyon icin daha dusuk arada %20 ile %40 arasinda fark var erkeklerin aldiklari maas ile. bu aradaki fark da zaten kendilerine ait olan ozgurluklerinin onlara bir kez daha satilmasinin karsiligi olarak bordrodan dusuluyor.

    bu diyalektigi calistanlarin dedikleri bu yuzden daima tersinden okunmali. cunku bu hegemonya daima halklari, topluluklari ve kitleleri muhatap alir sekilde konusur. ornegin amerikali bir bilmem kim cikar, turkiye'nin demokrasisi icin endiseleniyor der. aslinda burada butun turk halkina huzursuzluk pompalar. turk ekonomisi cok kotu der. e kotu zaten, sen bunu benim iyiligim icin demiyorsun ki, kotu diyip diyip duruyorsun, bizi cok dusunuyorsan gel para ver. var olan kotuleri arttirir, iyileri de kucumser. bu topluma yapilan bir harekettir. toplum cunku su kutlesi gibidir. harketi zordur. itemezsin. bir dalga olusturman lazim ancak. demirden bir kutle olsa ittire kaktira goturursun fakat su oyle degil. itince cimbalanir, tasar vs.

    bir baska yazimda demistim, bu dogu akdeniz olaylari icin, yakin zamanda turkiye'yi oven konusmalar ve gazete basliklari gorecegiz diye. iste o zaman isler kotu gidiyor demektir uyarisini yapmistim. ozellikle halk olarak bizim cok bilincli olmamiz lazim. siyasi iktidar kim olursa olsun, milli cikarlar konusunda halka ragmen bir hareket yapamaz. bu da oteki yuzden toplumun dedigini dinlemesi manasina geliyor. burada gorunurde olan farkliliklarin azdirilmasi ile toplumlar birbirlerine dusmanlastiriliyor. bati tarafi muslumanlar radikal kafa kesiyor filan diyor, bizimkiler de ser ittifaki diyor. sonucta bunlari dusunurken kafanizda olusturdugunuz imgelem nasil bir sey? boyle bulutumsu bir hiristiyan toplulugu mu? avrupa parlementosu mu? abd senatosunun toplandigi salon mu? farketmeden halklara dusmanlasir insanlar. hiristiyanlari sevmez musluman, musluman da hiristiyanlari. halbuki burada konu medeniyetler catismasi degil tamamen cikar catismasidir. parayi kim alacak? hatta paranin hepsini biz alalim mantigi hakimdir.

    bu hegemonya once kendi tarafina alir parayi. daha sonra kendi tarafindaki paranin da kadinlara dusen payini da alir. o yuzden bu hegemonyayi catlatacak ilk hareket kadin hareketinden baslayacaktir. kadin bahari hareketi bu kuresel sermaye elitlerinin koltugunu en sarsici sekilde sallayacak su an olmasi muhtemel en guclu depremdir. kadin kendi payini istemeye basladigi zaman kuresel semaye elitlerinin gucleri yari yariya duser. bu da diger cenaha bir firsat saglayacaktir. bu hareketin avrupa ya da amerika civarinda baslamasi cok mumkun degil. oradaki refah bu tur ihtiyaclari engelliyor. bunun bir benzeri de ordular icin soz konusudur. o yuzden yazilarimda hep avrupa turkiye ile savasamaz diye bas bas bagirdim. bir fransiz ne olursa olsun gidip de turk'e karsi savasmaz. ancak turkiye'nin paris'i isgal etmesi lazim bir fransizlarin toplumsal olarak hazirlanmasi icin. o yuzden savas riski filan yok. ama yunanistan savasabilir cunku yunanistan hem bir proxy hem de zaten kaybedecek bir refahi yok. masallara inanip, butun ege benim olacak hayaliyle turkiye ile savasabilir fakat refah sahibi toplumlar bunu yapamaz. geri donelim, yine refah sahibi toplumlarin kadinlari bu hareketi baslatamaz. ancak ikinci dunya ulkelerinin kadinlari bu hareketi baslatabilir.

    umuyoruz ki baslatirlar.
  • bu kadar da toplumdan kopuk olunmaz. nerede yaşıyorsunuz siz?
hesabın var mı? giriş yap