• kadın cinayetlerine karşı kuruluşunu ilan ederek sokaklara çıkan yapılanma.

    kadın cinayetlerini durduracağız platformu, kadınların artan cinayetlere karşı kurduğu bir platformdur.

    ödp, ehp, sdp, işçi cephesi, yeni demokrat kadınlar ve istanbul lgbtt kadınlarından oluşan ‘kadın cinayetlerini durduracağız platformu‘nun taksim'de yaptıkları eylemde “kadın cinayetlerini durduracağız” pankartı ile katledilen pippa baca, münevver karabulut, ruzkat alkan’ın fotoğrafları dikkat çekmişti.

    platformun ankara'da yaptığı basın açıklamasına ait, balikbilir videoeylem günlüğü'nce yayınlanan video şöyle:

    http://www.youtube.com/watch?v=xaxcf5puzv8
  • en son ayşe paşalı'nın katil kocası istikbal yetkin'in eşi ayşe paşalı hakkında: "22 yıllık eşimdi,kendisini çok seviyorum,pişmanım" şeklindeki beyanı ardından bir basın açıklaması gerçekleştirmişlerdir. katil koca kızı için de "çocuğum rahat yaşamak için üzerime suç attı" gibi hezeyan bir ifadeyle nasıl bir baba sıfatı taşıdığını cümle aleme kanıtlamıştır. olayı adliye önünde protesto ettikten sonra da kadın cinayetlerinin peşini bırakmayacaklarını söylediler.

    grubun facebook adresi ise şöyle:

    http://www.facebook.com/groups/107807795978347/

    düzenleme: facebook grup adresi yenileme
  • kadına karşı şiddetin erkeksiz durdurulabileceğini düşünen oluşum.

    dipnotlarımla başlayayım;

    1- 33 yaşımdayım, erkeğim, işsizim, parasızım, askerliğimi yapmadım, bedelli ya da bedelsiz yapmayacağım. (kazara askerlik sorusu gelirse cevaplamayacağım)

    2- bu entrye cinsiyetçi küfür içermeden yazılabilirse sağduyumdandır. küfürlü bir yazı olursa bu platform sorumlusudur.

    gün içerisinde çeşitli platformlarda n.ç. davasının yargıtayda kaybedildiğine ve dün türkiye’nin "kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin avrupa konseyi sözleşmesi"’ni imzalayan ilk ülke olmasını ve bu iki karar arasındaki samimiyetsizliği anlatarak bekledim bugünkü kadına yönelik şiddeti protesto eylemini.

    işsizim ve parasızım. geçen hafta bir kadın arkadaşımı ziyaret ettim. ihtiyacım olacağını düşünerek cebime harçlığımı koydu. biz bazı insanlarla böyle yaşarız. bana bir süre yetecek miktarda harçlık verdi açıkcası. kadından para almayı gurur yapmıyorum. neyse, konu bu değil.

    arkadaşım anadolu’nun bir köyünde öğretmenlik yapan, hem çalıştığı okulda hem de okuduğu köyde mahalle baskısı gören bir köy öğretmeni. evine girip o köyü terkedeceğim güne kadar pencereye bile çıkamayacağım bir köy okulunda kadın öğretmen arkadaşım. onun gördüğü baskıdan dolayı 4-5 gün güneş görmedim desem inanmazsınız. ben bu baskının şiddet olduğunu düşünüyorum.

    şimdi ben istanbul’dayım. cebimde o mahalle-erkek baskısını görmüş kadının parasıyla taksim’deyim. buraya gelirken kadına karşı şiddeti protesto etkinliğine geç kalmamak için o kadının parasıyla, işsiz olmama rağmen, cebimdeki paranın biteceğini bilmeme rağmen, o kadınların arasında o kadını temsil etmek için taksiyle geldim. bu dönemde taksiye para vermenin benim için ne büyük lüks olduğunu bilemezsiniz.

    eyleme yalnız gittim. insanlara haber vermiş olsam da kimseyle organize olmadım. bir adamla karşılaştım. o da yalnız gelmiş. mardin’de öğretmenmiş. tünel meydanı’nda kitlenin en sonundaydık. yürüyüş başladığında döviz ve pankartların bir poşet içerisinde en arkada kaldığını, o poşetleri iki genç kızın taşımak zorunda olduğunu görüp mardin’li öğretmen arkadaşımızla onlara yardım edebileceğimizi bildirdim. severek kabul ettiler. ellerimizdeki büyük poşetlerin içindeki münevver karabulut, ayşe paşalı, pippa bacca ve adını belki de ilk kez duyduğumuz kadınların isimlerini ve resimlerini ahaliye dağıtmaya başladık. kadınların emeğine saygımızdan "bu dövizler poşetlerde taşınmak için yapılmadı" diyerek herkese ikişer, üçer döviz verdik.

    ayşe paşalı dövizini birisine verdiğimde en güzel kadını kaybettiğimi düşündüm.

    pippa bacca gittiğinde edirne’den antakya’ya, bicca’nın rotasındaki şehirlere, kasabalara bir zamanlar kadına karşı şiddete karşı diktirmeyi düşündüğüm heykellerle alakalı inancımı düşündüm.

    münevver karabulut’un dövizini kaptırdığımda onun için verdiğim emeği ve gülen gözlerini düşündüm.

    ama iki zibidi geldi yanımıza ve; "arkadaşlar kusura bakmayın, kurul kararı yürüyüşümüzde erkek istemiyoruz" dediler. aklıma önce mümtaz sevinç sonra aşağıdaki blogdaki fotograf geldi.

    http://munevver-karabulut.blogspot.com/

    duyduğuma inanmak istemedim. inanmadım zaten. önemsemedim. çünkü o an kitle "asla yalnız yürümeyeceksin" sloganını atıyordu. münevver’i, ayşe abla’yı, pippa yoldaş’ı ceylan önkol’u, serap eser’i, uğur kaymaz’ı, sinan kayış’ı, serkan karaçeper’i ve şiddete kurban verdiğimiz diğerlerini o yolda yalnız bıraktığım için zaten kendimden tiksiniyordum. duymamak istedim.

    "asla yalnız yürümeyeceksin" sloganı nasıl sadece erkek egemen kültürün sporu olan futbola mal edilemeyecekse kadına karşı şiddet de asla sadece kadına karşı şiddet değildir. kadına karşı şiddet erkek egemen kültürün çocuğa, işçiye, azınlığa, eşcinsele ya da egemen olmayan herhangi bir kitleye yönelik şiddetinden farklı değildir. ben orada ahmet yıldız olmak istedim. serap olup yanmak, ceylan olup patlamak, pippa olup "sikilerek öldürülmek" istedim belki.

    ben 33 yaşındayım. eylemlere ya gitmedim, ya gittiğim eylemlerden kendi irademle çıktım ya da polis zorla çıkardı beni. bana kimse "sen şu, şu, şu özelliklerinden ötürü bu eyleme katılamazsın. biz böyle bir karar aldık" demedi bugüne kadar. bugüne kadar.

    ben bugün anladım ki; bir erkek olarak pippa için barış heykelleri diktirme çabasına giremezmişim. münevver davasına katılamazmışım. ceylan ya da serap için üzülemezmişim.

    ben eylemden sonra aradığım kadın arkadaşlardan öğrendiğim kadarıyla beni kovanlar eşcinsel arkadaşlarmış. yani ben erkek olduğum için "hepimiz ahmet yıldız’ız" diyemezmişim.

    yaşımı söylemiştim. yasal olmayan yollarla 33 yaşıma kadar askerliğimi yapmadım. sürüne sürüne erkek olmadım ben. sizin gibiler yüzünden de olmayacağım.

    egemen ideolojinin beni götüremediği sürüne sürüne erkek olmak yoluna siz götüremezsiniz. ve ayşe paşalı, pippa bacca, ceylan önkol... diğerleri, siz olmasanız da asla yalnız yürümeyecekler. ama sizin yürüdüğünüz yol mümtaz sevinç’i katleden yoldur ve maalesef o yoldan şaşmayacaksınız. maalesef siz maço erkek zihniyetinin kadın bedenine yansımasısınız.

    edit; blogdaki fotografı ben çektim.
  • platformun temsilcisi elif aydın'dan gelen mesajı şöyle:

    "16 şubatta gerçekleşecek kadına yönelik şiddetin önlenmesi yönetmeliğini anlatacağımız etkinliğin eş zamanlı gerçekleşecek ankara ve istanbul davetiyesini gönderiyorum.
    bir de eğitime çağrı için hazırladığımız viral videonun linkini gönderiyorum."

    https://www.youtube.com/…yer_embedded&v=vt7tqeduthy

    sevgi ve saygılarımla,
    elif aydın.
    kadın cinayetlerini durduracağız platformu ankara temsilcisi

    bu mesajı paylaşmak ve mümkün olduğu kadar yayabilmek çok önemli.
  • #korumakanunuuygulanırsa
    hashtagiyle bu akşam twitterdadır. koruma kanunu kağıt üstünde kalıp kadınların yaşam haklarının elinden alınmasına tepki duyan herkesin destek olması gerekendir.
  • kadını sistematik olarak itibarsızlaştırmaya çalışan ve kadın cinayetlerinin %1400 artmasının temel sorumlusu olan akp hükümetine karşı mücadelesini güçlenerek sürdüren platform.
    temsilcileri fikriye yılmaz ın kadın ve adalet zirvesinde aile ve sosyal politikalar bakanı ayşenur islam'a 2014 yılında öldürülen kadın sayısını sormasıyla gündeme gelmiştir.
    platform genel temsilcisi gülsüm kav ın konuya dair yazısı için:
    http://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/…onusacak
  • dövizsiz eylemlere katılmak konusunda bir sakınca duyuyorlar mı, merak ettiğim platform...
  • kadın kardeşlerimiz öldürülmesin diye faaliyet yürüten bir dernek olan kadın cinayetlerini durduracağız platformu, kadınların başta yaşam hakkı olmak üzere her türlü haklarına kavuşmaları için kuruldu. istanbul’dan sivas’a, adana’dan zonguldak’a, muğla’dan mardin’e kadar türkiye’nin dört bir yanındaki kadın cinayeti davalarını takip ederek, davalara müdahil olarak, caydırıcı cezaların uygulanmasını sağlıyoruz. kaybettiğimiz kadın kardeşlerimizin aileleri ile birlikte adalet arayışımızı sürdürüyoruz. pek çok gönüllü avukatın desteği ile kaybettiğimiz kadın kardeşlerimizin ailelerini hukuk mücadelelerinde de yalnız bırakmıyoruz. çabalarımız sonucu 6284 sayılı koruma kanunun yasalaşmasını sağladık. kadınların etkin biçimde korunması ve yasaların uygulanması için, kadınların yaşam hakkı için çalışmalarımızı yürütüyoruz.
    çalışmalarımıza pek çok kurum, kuruluş, firma, kişi, dernek, belediye, sanatçılar, yazarlar katkı sunuyor. fiyatı 10 tl’den satışa sunduğumuz ajandamızın gelirleri ile takip ettiğimizi davalarda daha etkin olmayı, kadın kardeşlerimiz öldürülmesin diye sürdürdüğümüz çalışmalara maddi katkı sunmayı planlıyoruz.
    sizler de kadınlar yaşasın diye yürütülen bu çalışmalara destek sunabilirsiniz. 2015 kadın ajandası’ndan satın alabilir, arkadaşlarınıza hediye edebilir, müşterilerinize, çalışanlarınıza hediye edebilirsiniz. kadınların güldüğü bir 2015’i hep birlikte yaratmak için, 2015 kadın ajandası’na ulaşmak için:

    0 536 698 93 97
    @kadincinayeti
    /kadincinayetlerinidurduracagiz
    kadincinayetlerinidurduracagiz@gmail.com
    http://www.kadincinayetlerinidurduracagiz.net/
hesabın var mı? giriş yap