• "kufretme istegi", "futursuzca kufretme istegi" ve "icimdeki kufretme arzusu bambaska" gibi formlari da bulunan arzudur efendim... "sozlukte fikra anlatacak kadar alcalmamak" icin bir anekdot ile ornekleyelim:

    eski zemanlarin birinde mehmet efendi adinda kufurbaz bir zat varmis... agzini her acisinda yakasi acilmadik kufurler dokulurmus dilinden... yakin arkadaslarindan biri dilinin altina bir bakla tanesi koymasini, kufredecegi zaman dilinin altindaki taneyi animsayip kendini tutmasini onermis... bu care ise yaramis... mehmet efendi kufretmez olmus... derken, saganak yagmurlu bir gunde mehmet efendi ve arkadasi eve dogru kostururlarken yaslica bir kadin pencereden seslenerek onlari durdurmus... bir vakit beklemisler, kadindan ses yok... biraz daha beklemisler... derken kadin pencerede gorunmus ve adamlara tesekkur etmis... mehmet efendi'nin arkadasi kadina yagmur altinda nicin bekletildiklerini sormus... kadin, "tavugum kuluckada... boyle bir zamanda evin onunde kavuklu birileri olursa, cikacak civcivler tepeli olurmus" deyince, arkadasi hiddetlenmis ve "cikar dilinin altindan baklayi mehmet efendi... cikar!.." diye bagirmis...

    (bkz: agizdaki bakla)
    (bkz: agzinda bakla islanmamak)
    (bkz: agzinda bakla islanmayan insanlar)

    ukteyi veren: want2die (15.04.2007 21:55)
  • askerde bu durumla oldukça sık olarak karşılaşılır.bir kaç ibne yüzünden herkez ceza yer, küfredersiniz, üstleriniz suçsuz yere bağırır küfredersiniz,sürekli olarak hemcinslerinizle bir arada olduğunuz için bu arzu sürekli ve düzenli olarak kamçılanır.
  • genellikle yurtdışında kendini gösteren duygudur. nasılsa anlamıyorlar diye düşünülüp , en olmadık durumlarda surata tatlı bir gülümseme yerleştirilip oturtulur en okkalısından küfür. halbuki bu durum türkiye' de olsa cinayet çıkabilir ama elin gavuru nerden bilecek ne dediğimizi diyerek bünye rahatlatılır, kendine getirilir. örneklemek gerekirse:
    hastalanmışsınızdır, ateşiniz vardır. bir eczaneye girersiniz ve eczacıya ateşim var ateş düşürücü alabilirmiyim dersiniz. o da size doktor reçetenizi sorar. ne doktoru, ne reçetesi işim olmaz dersiniz. yabancı olduğunuzu, ülkenizde bu gibi durumlarda vermidon veya benzeri ilaç kullandığınızı dilinizin elverdiğince anlatmaya çalişirsiniz ama nafile. halbuki tezgahın arkasında kuzu gibi yatmaktadır ateş düşürücüler, bir kol uzanımlık yerde durmaktadırlar ama ulaşamazsınız işte. baktınız olmuyor, "teşekkür ederim" manasında bir ifade takınılır surata ve eczacıya " seninde ilacininda t.a.k"der çıkarsınız. o da size "may you recover soon" der.
    nihayetinde ateşiniz düşmemiştir ama tüm siniriniz geçmiştir, rahatlamışsınızdır...
hesabın var mı? giriş yap