• artvin ilinin eski adi
  • osmanlılarda , livane yani artvin sancagından olan kisilere denirdi.
    nerelisin? livane'liyim.
  • şahane ötesi bir doğaya sahip olmakla ömürlerine ömür eklenen insanlar.

    (bkz: #8985473)
  • (bkz: lionel)
  • montaigne, yalnız beni değil, dünyadaki milyonlarca kişiyi eğiten büyük bir öğretmen.

    500 yıldır öğretiyor ve hiç eskimiyor.
    her yıl tekrar okuduğum denemeleri, 500 yıl önce fransa talrasında yaşayan insanlarla günümüzün insanları arasında, temel davranışlar açısından hiçbir fark olmadığını göstermesi açısından hayret verici.

    önce kendi içine bakarak insanlığı tanımaya çalışma yöntemini benimsemiş olan montaigne, o kadar derin gözlemler yapmış ki modası hiç geçmiyor, hiç eskimiyor.

    o dönemden bu yana kaç kral, kaç rejim, kaç devlet değişti ama onun gözlemleri ve düşünceleri tazeliğinden bir şey yitirmiyor.

    üstelik etkisi sadece bununla sınırlı da değil. her denemesinde tacitus'tan, cicero'dan, vergilius'tan, lukianos'tan yaptığı alıntılarla bizi daha eskilere, yani insanlık nehrinin binlerce yıllık birikimine bağlıyor.
    zamanı aşan böyle bir ustalık karşısında şapka çıkarmak yetmez elbette. önünde saygıyla eğilmek de gerekir.

    montaigne'den sonra deneme türünün en büyük yazarı francis bacon.

    ama beni asıl etkileyen denemeci türkiye'de pek az bilinen, hatta kitabının bile bulunmadığını sandığım alain olmuştur.
    alain 20. yüzyılda yaşamıştır ve lise öğretmenidir.
    lise çağlarımda bir hazine gibi keşfetmiş olduğum alain beni o kadar derinden etkilemişti ki, ister istemez bu büyük beyni kendi hocalarımla karşılaştırıyor ve içimde hafif gençlik küstahlığının karıştığı bir ruh hali içinde, onun gibi hocalar tarafından eğitilmeye layık olduğumuza karar veriyordum.
    kendi okulum ve hocalarım bana yetersiz geliyordu.

    artık düşünceye saygı ortadan kalktığı için, deneme türü de eskisi kadar ilgi çekmiyor. çünkü amerika üniversitelerinden yayılan "faydacı düşünme" çağında yaşıyoruz.
    faydadan da tek şey anlaşılıyor: para kazanmak. eğer bir düşünce para kazandırmıyorsa, tamamen gereksiz bir çaba olarak görülüyor.
    varsa inovadyon, yoksa inovasyon!
    yani kazancı arttırmak için düşünülecek yenilikler.
    türk -islam geleneği ise düşünceye (dolayısıyle de denemeye) zaten önem vermez. gazali'nin etkisi altında kalmış olan entellektüel hayatımız, "müminletin inancını zayıflatacağı" gerekçesiyle bilime bile kuşkulu gözlerle bakar.
    oysa büyük aristoteles yorumcusu,vç kurtuba müftüsü şbn rüsd'ün yolu takip edilseydi bugün türk entelijansiyası bambaşka bir noktada olabilirdi.

    halk kültürümüzde de düşünme eylemini öven tek bir söz yoktur ama tersi örneklere bol bol rastlanır:
    "nasreddin hocanın hindisi gibi düşünmek".
    "düşün, düşün, b.ktur işin".
    "karadeniz'de gemileri batmış gibi düşünmek".
    "ayağını sıcak tut, başını serin, düşünme derin".

    böylece insanoğlunun en soylu eylemlerinden birisi olan düşünmek, bu toprakların geleneğinde yararsız, gereksiz, hatta tehlikeli ilan edilmiş.
    böyle çorak bir toprakta "deneme" türünün gelişmesine olanak yoktu ve olmadı.
    z. livaneli.
hesabın var mı? giriş yap