• edinilmiş mallara katılma rejimine göre sezarın hakkı sezara dedirten mal rejimi türü, evlenecek erkeklere ve evlenenlere tavsiye mümkünse bu mal rejimine geçin
  • (bkz: mal ayrılığı prensibi)
    (bkz: evlilik sözleşmesi)
    (bkz: mal rejimi)
    evli eşlerin, kendi mallarından ve borçlarından sorumlu olmaları, boşanma sonrasında da malların paylaşılmamasını düzenleyen bir sözleşmenin hukuki ismidir. evlilik öncesi (nişanlılık döneminde) notere gidilip imzalanabileceği gibi, evlenme başvurusu esnasında evlendirme memurluğuna yazılı bildirim şeklinde de yapılabilir. bu rejimi kabul ederek evlenenler, malvarlıkları açısından bakıldığında evli olmayan çiftlerden farksızdırlar.
    eşlerden birinin ölümü halinde doğal olarak sonlanır. eşlerin mahkemeye birlikte başvurup, mal rejimini değiştirmek istemeleri mümkündür. eşler kendilerine ait olan malları ispat etmekle yükümlüdürler.
    edit:
    mal ayrılığı rejimi sözleşmesi imzalanmış olması, eşlerden birinin vefat etmesi durumunda diğerinin mirasçı olmasına engel değildir. mal ayrılığı rejimi aile mahkemesini, miras paylaşımı ise sulh hukuk mahkemesini ilgilendirir. yaygın tabirle, evlilik sözleşmesi imzalayarak nikah kıydıysanız, sonrasında iki şahit huzurunda mirastan feragat sözleşmesi/feragatname imzalamadığınız sürece eşinizin yasal mirasçısı oluyorsunuz. bu konuda en derli toplu bilgilendirme yazısını şurada okudum. ilgili kısmı da aşağıya ekliyorum.
    --- alıntı ---

    (..)(..)mal rejimi sözleşmelerinin miras hukuku üzerindeki etkisine bakılacak olursa yapılan mal rejimi sözleşmesinin diğer eşi aynı zamanda miras payından da yoksun bıraktığı gibi bir algı oluşmaktadır. ancak bu noktada dikkat edilmelidir ki mal rejimi sözleşmesi yapılmış olması olası bir ölüm durumunda eşlerin birbirlerine mirasçı olmalarına engel teşkil etmez.

    türk medeni kanunu uyarınca miras üzerinde ölüme bağlı tasarrufta bulunulması ciddi sınırlara tabidir. mirasbırakan kendi dilediği şekilde bütün varlığını bir kimseye bırakamaz. yasal düzenlemeler uyarınca bazı mirasçılar korunmaktadır ve onlar saklı paylı mirasçı olarak ifade edilmiştir. saklı paylı mirasçılar mirasçının eşi, altsoyu, ana ve babasıdır. mirasbırakan her ne tasarrufta bulunmak isterse istesin saklı paylı mirasçılarının paylarını zarara uğratacak bir düzenleme yapamaz, yapmış olduğu taktirde saklı paylı mirasçılar bu konuda haklarını talep ederek, söz konusu işlemi kendi paylarını aştığı ölçüde iptal ettirebilirler.

    ölüm durumunda eşin mal varlığı üzerinde 2 farklı tasfiye işlemi uygulanmaktadır. bunlardan ilki eşler arasında kabul edilen mal rejiminin tasfiyesidir. mal rejimi tasfiyesi esasen ilk paylaşımı oluşturur. benimsenen mal rejimine göre eşler kendi mallarını varsa ortak mallarını ayırırlar. mal rejimi tasfiyesi tamamlandıktan sonra bu sefer ölen eşten geriye kalan mal varlığı(tereke) mirasçılar için paylaştırılır. bu noktada söz konusu mirasçılara eş de dahildir. bu durumda eş her iki tasfiye işleminde de bulunmaktadır. yani seçilecek olan mal rejimi sözleşmesi sadece ilk paylaşım bakımından sonuç doğurur. ikinci paylaşıma geçildiğinde mal rejimi sözleşmesi geride kalmış olur ve mirasçılık hakları gündeme gelir. bu ikili tasfiye sistemi karıştırılmamalıdır.

    eşlerin yapmış oldukları mal rejimi sözleşmesi ile mal ayrılığı rejimini kabul etmiş olduklarını düşünelim. mal ayrılığı rejiminde her bir eşin ayrı malvarlığı bulunmaktadır ve eşler borçlarından bireysel olarak sorumludur. malvarlığı açısından sanki evlilik olmamış gibi bir ilişki gündeme gelir. mal ayrılığı rejiminde eşler edinilmiş mallara katılma rejiminde olduğu gibi birbirlerinden değer artış payı talep edemezler. yani kısaca mali açıdan birbirinden tamamen bağımsız iki birey söz konusudur. böyle bir mal rejiminin seçilmiş olması eşlerin evlilik birliğine uyguladıkları mali yöntem çerçevesinde miras payları açısından da aynı yönde sonuçlar doğuracağı şeklinde yorumlanmaya açık olsa da bu iki paylaşımın birbirinden bağımsız iki işlem olduğu gözden kaçırılmamalıdır. örnek kapsamında mal ayrılığı rejimine tabi eş ilk paylaşımdan bir varlık elde edemese de mal rejimi tasfiyesi sonunda yapılacak ikinci paylaşım bakımından mirasçılık statüsünü koruyacaktır.

    yukarıda açıklandığı üzere mal rejimi sözleşmeleri ile miras hukuku kuralları her ne kadar birbirlerine etkide bulunsalar da ayrı birer hukuki müessese olarak dikkate alınmalıdır. şayet eşlerin mal rejimi sözleşmesi yapma maksatları sadece diğer eşi miras payından yoksun bırakmaya dayanıyorsa bu konuda beklemiş oldukları sonucu elde edemeyeceklerdir. miras hukuku sınırlarına uygun bir şekilde tasarrufta bulunmaları veya diğer eş ile mirastan feragat sözleşmesi yapmaları bu konuda bir nebze daha amaca hizmet edecektir.
    --- alıntı ---
hesabın var mı? giriş yap