• "o zaman özel harekâa daire başkanı ibrahim şahin'di. mecit baskın, altındağ nüfus müdürü'ydü. bize söylenen bu kişinin emniyete intikalini sağlamaktı. bilgisine başvurulacağı söylendi. oğuz yorulmaz, ercan ersoy ve ben gidip altındağ nüfus müdürlüğü'nden emniyete davet ettik. ayhan akça, ziya bandırmalıoğlu, seyfettin lap ve ahmet sakarya'nın olduğu araçta mecit baskın emniyete götürüldü. sonra ibrahim şahin, 'gidin onlarla buluşun' dedi. gölbaşı'na, yanlarına gittiğimizde baskın'ın ölmüş olduğunu gördük. kim öldürdü bilmiyorum. ayhan akça ile kavga ettik, 'bu ne biçim görev' dedim. 'bu işi daire başkanı biliyor, karışma' dedi. yumruklaştık. sonra oradan uzaklaştık. ceset orada kaldı. olay yerinde ayhan akça, ziya bandırmalıoğlu, seyfettin lap, ayhan özkan, ahmet sakarya vardı. biz oğuz yorulmaz ve ercan ersoy ile birlikte aynı araçla sonradan gitmiştik. o günden sonra onlarla emniyetteki ilişkilerimiz bozuldu"

    ayhan çarkın'ın tutuklanmasından sonra verdiği ifadeden...
  • ayhan carkin su anda tutuklu bulundugu cezaevinde yazdigi kitabinda mecit baskin ile ilgili sunlari yazmis:

    "bana ve diğer arkadaşlarıma söylenen ‘gidin altındağ nüfus müdürü mecit baskın isimli şahısla temas kurun, daire başkanlığına getirin’ diye. bir soruşturmayla alakalıymış sözde. iki sefer gittik bulamadık, yoktu. ancak kimlik gösterdik, not yazdım. hatta orada bir görevli vardı, adımı dahi yazdım. birçok şahıs şahittir. tabi şimdi aradan yıllar geçti ama hatırlayan vardır. üçüncü gidişimizde kendisi karşıladı bizi. beyefendi bir adamdı. kendisine olayı anlattık. aynen şöyle hitap etti: ‘hay hay ne demek. tabii ki’ diyerek, bizim daire başkanlığına ait diğer bir arabayla ekip tarafından alındı. bizde keçiören tarafından ulus istikametinden hatta gezerek daire başkanlığına gittik. baktığımızda ne diğer ekip vardı ne şahıs. d.başkanı ile karşılaştık, bilgi verdik. ‘tamam, ne işiniz var burada gidin onlarla buluşun’ diye azarladı…

    neyse bize diğerleri ile gölbaşı’nda buluşmamız söylendi. gölbaşı’nın kenarından bir lokantadan sağa döndük. bir müddet gittik ve buluştuğumuzda bir baktık ki adamcağızı metruk bir binada infaz etmişlerdi. neyse biz bağrıştık, karşı çıktık bu ne biçim iş diye. neyse sen karışma dediler. başkanın bilgisi var. küçük kulübe gibi bir yerde infaz etmişlerdi… o sinirle daire başkanlığına gittik. bunun ne anlama geldiğini sorunca makamından fırladı. ağzı köpürürcesine üzerimize gelince oğuz elini beline attı. küfür etti ben araya girdim. bu insana çok üzülmüştük. çok kibar beyefendi bir adamdı… tabi daha sonra bu tür işlerin milli güvenlik kurulu (mgk) kararı olduğu teröre destek verenlerin bir şekilde bertaraf edilmesi gerektiği için görev verildiğini söyleyince oğuz, ercan ben artık her olana asi bir tavır içerisinde olmaya başladık. "

    kaynak: http://gundem.milliyet.com.tr/…/1437947/default.htm
  • cesedi 03.10.1993 tarihinde haymana yolunda bulunmuştur.
hesabın var mı? giriş yap