• (bkz: karasu)
  • yayla. eski ve yeni kastilya'ya tekabül eden iki yaylanın ikisini birden ifade eder.
  • ortaçağ'da ispanya'da kastilya krallığı'nda büyükbaş hayvan yetiştirenler birliğinin adı. sistem, mevsime göre bir bölgeden diğerine geçiş yapan hayvanlara sahiplenebilmekten oluşuyordu.

    ayrıca bulgaristan'da bir nehrin ve mısırlı tanrı imsety'nin de bir diğer adıdır.
  • sakız adasının güneyinde bir köy.
  • sakız adasının güney batısında bir kasaba-kale'dir.
    ortaçağdan beri yerleşim vardır ve dışarıdan bakıldığında bildiğin kaledir.
    bunun nedeni, eski zamanlarda sık sık yerleşimlere baskın veren korsanlardır. mesta halkı da dışarıddan kale gibi gözüken bu kasabanın içinde, bir kirpi misali saldırı anında surların içine çekilip kapılarını kapatarak yaşamışlardır.
    yıllarca italyan şehir devletlerine bağlı yaşadıkları için yunan kültürü kadar italyan havası da sezilir. yolları çok dardır, bazı yerlerinden sadece iki insan yürüyebilir. araçla gittiğinizde aracınızı içeri sokmanızı hiç tavsiye etmem, kasabanın batı kısmında bir otoparkımsı var, oraya bırakın, yürüyün.
    kasabada kalmak için ise ilgin bir seçenek var: eski ortaçağ evlerini restore edip kiralıyorlar. medieval castle adı. amerika7da okumuş bir yunanlı genç girişimcinin fikri bu. kasabanın değişik noktalarında odalar var aslında. bir de ofis var bunların organize edildiği. şansınız varsa ve önceden rezarvasyon yaptırdıysanız, geniş ve güzel bir ev/oda ayarlayabilirsiniz. bizim giibi adamların yıllık tatilinde, hele de dini kutlama gününde rezervasyonsuz giderseniz, yeraltında bir odada kalmak durumunda kalırsınız.
    kasabanın meydanında tabi ki lokantalar ve tavernalar var. bir de kilise.
    kasabanın dış surlarına bakan evlerinde ise, dışa doğru penceer değil, ok atmak için çok dar aralıklar var. daha önce bahsettiğim savunma amacıyla.
    çok acayip bir mimari. zamanın garip bir havada asılı kalmışlığı var. tarihi dokusu olan yerlere gittiğinizde, zamanında nasıl bir hayat sürüldüğünü kestirmeniz, hayal etmeniz her zaman kolay olmaz, ama mesta'da bu çok kolay. sanki mesta 600 yıl önceki gibi, sadece zaman makinesi ile turistler gelmiş 2000lerden.
    mesta'nın etrafında, yine mesta gibi ortaçağlardan kalma ilginç baız kasabalar daah var. bi ara onları da anlatırız belki.
  • "at the carnival, in mesta and some other of the island's villages revives the custom of "agas". its roots go back to the period where the aga (the ottoman tax collector) would visit the village to collect the taxes in mastic. nowadays the event is a humorous and recreational festival that coincides with the closing of the carnival. the celebration starts with a parade from the old school outside of the village to the central square. at the village's gate a small battle is being performed as the agas and his crew riding donkeys are trying to invade the village. they arrive in the central square accompanied by locals dressed in traditional costumes playing music instruments and singing old songs and "amanedes". during the trial agas who is a very strict judge judges and condemns the most of the people that are present. more over, they are obligated to buy off their sentence, otherwise the agas orders his officers to beat them up. the sessions are interrupted by music and dances by the folk dance group of the village or the locals and the visitors. the event is hosted by the cultural association of the village. it is one of the oldest and most interesting custom of chios island and is revived in mesta and other villages. the first time we had this event was around 1830 to 1840." vassilis ballas

    http://www.greektravel.com/…ios/mastic-villages.htm
  • kasabada kalınabilecek en güzel otel mesta medieval castle suites'tir. hatta sadece bu otelde kalmak için gidilebilir mesta kasabasına. bildiğimiz otel tarzlarından çok farklı. kasabanın daracık sokaklarındaki 20 civarında evi restore etmişler. resepsiyon binası da farklı bir ev. görevli sizi odanıza/evinize götürürken kasabanın sevimli sıcacık sokaklarında ilerliyorsunuz. yan evinizde kasabanın yerlisi bir amca/teyze yaşıyor olabiliyor.

    otel, bir şehre turist olarak gittiğinizde genelde dışarıdan bakıp içlerini merak ettiğiniz eski evlerden birinde yaşama deneyimini kısmen de olsa sunuyor size. kısmen diyorum, çünkü binalar minik rum taş evleri olsa da içleri son derece konforlu döşenmiş. konfordan ödün verilmemiş. bu anlamda bir tek dar mekanlarda bulunmak ile ilgili bir sıkıntınız varsa sorun yaşayabilirsiniz.

    fiyat olarak diğer harcamalarımıza baktığımda otel ciddi olarak pahalı bir kalemdi. (ağustos ayı fiyatı 2 kişi oda kahvaltı 95 euro)

    ancak bütçe ayırmaya kesinlik değer diye düşünüyorum.

    en azından mesta'nın meydanında oturup yer içerken üşüdüğünüzde "gideyim evden bir hırka alıp geleyim" diyebilmek sizi aval aval bakınarak gezen turist durumundan çıkarıp daha bir oralı, yerleşik hissettirdiği için değer.
  • elazığ'da faaliyet gösteren, büyük bir makina parkına sahip (mermer sektörü için) doğal taş ihracatçısı..
  • sakız adasının güneyinde, vakti zamanında korsanlardan korunmak için savunma amaçlı yapılmış bir köy. sokaklarından, evlerinden etkilenme olasılığınız yüksek, gidilesi mis yer.
  • mesta , ortaçağdaymışsınız gibi hissedebileceğiniz, insanı kendine hayran bırakan, bizanslılar zamanından kalma kale bir köy. sakız adasında en çok beğendiğim köy olmuştu.

    köye yapısından dolayı güneş pek girmiyor ve yazın gezmek çok keyifli oluyor. köyün bir özelliğe de eşleri ölen kadınlar bir ömür siyah giyiniyor. dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da erkekler kadınlardan önce ölüyor demişti köyden bir adam. 20 yaşında da 80 yaşında da siyah giyen kadınlar vardı. ömür boyu yas tutmalarına çok şaşırmıştım.

    sakız adalarının köy evlerinde dantel perdeler, taş evler , saksılarda renk renk çiçekler, mandalina, limon kokuları, pencerelerde, duvarlarda asılı minik domatesler, kemerli labirent sokaklar aklımda kalanlar. ve tabiki de suma incir rakısı . ev yapımı bir rakı ve köyün yaşlı kadınları yapıyor. öyle şaşalı şişelerde satılmıyor. ama tadı enfes. biraz sert, alkol oranı yüksek. arkadaşıma hediye alıp kendime aldıklarımı da o gece içtiğim için hediyeyi de bir güzel içmiştim.

    yazdıkça aklıma geliyor. genelde kapı üzerinde anahtarlar vardı. köy halkı yaşlı olduğu için birbirlerini sürekli kontrol ediyormuş. hırsızlık olayı hiç olmazmış. huzurlu bir köy.

    son olarak domateslerin özelliği de yazayım. bir yıl boyunca bozulmuyor ve yemek yaparken hemen bir tane ipten koparıp kullanıyorlarmış. özel bir cins, çok büyümüyor. sadece 10 gün boyunca her gün sulayıp daha sonra kesinlikle sulamıyorlarmış. aynı tohumu türkiye’ye getirip yapmak isteyenler olmuş ama olmamış.

    domates

    sakız adası’na yolunuz düşerse özellikle güney köylerini görmeden gelmeyin.
hesabın var mı? giriş yap