• genelde monarşi esasıyla yönetilen devletlerde görülen sülale yönetimine dayalı yani yöneticiliğin babadan oğula devredildiği ve kız cocukların söz sahibi olamadığı devletler.
    (bkz: osmanlı devleti)
  • iktidarın babadan oğula geçtiği, ataerkil bir yönetim biçimi. bu tip yönetim biçimlerinde, toplum otoriteyi temsil eden figürün etrafında toplanmış ve halk kendisini otoriteye ait saymaktadır. örneğin yine bizde "ata", dolayısıyla "baba" kurtarıcı, kahraman sayılmaktadır ve bu devlet biçimi tam anlamıyla "devlet baba"dır.

    örneğin bu tip devletlerde; islami siyasal muhayyile'de, zorbalığın tersi, ozgurluk değil, adalettir. muhalefetin -ne kadar etkin olabileceği tartışılır- parolası, demokrasi değil, etiktir. bir bakıma bu yoldan çıkarak siyasal islamın etkin olduğu (seriat'ın hükmettiği) ülkelerde görünenen (bir çok zaman birçoğumuzun anlamlandıramadığı) demokrasi/özgürlük talebinin zayıflığını bu şekilde açıklamak gerekir; diktatörlüğe (padisah/kral/otorite) boyun eğmek yoktur çünkü talep başkadır. mahremiyete, aile halkının, evin, namusun alanına saygı talebi her şeyden önce gelir; adalet talebi bunu izler, "iyi egemen" (bkz: olivier roy) .. özgürlük, siyaset alanı içinde değil, aile alanı, mahremiyet alanı içinde talep edilir. siyaset alanında beklenen değer adalettir.
  • max webber’in ortaya çıkardığı bir kavramdır. kısaca bahsetmek gerekirse, hükümdar mutlak otorite sahibidir, devlet memuru hükümdara bağlıdır, mülkiyet mutlak hükümdarındır.

    osmanlı devleti patrimonyal devlete örnektir.
  • anadolu'da ortaya çıkan tüm beylikler tipik patrimonyal devletçiklerdir. patrimonyal devlette ülke ve reâya hânedân kurucusunun atadan mirası, mülkü gibi algılanır. bu nedenle beylikler kurucusunun adını almıştır: aydın-ili, menteşe-ili, saruhan-ili gibi. osmanlı devleti de kurucusunun adıyla osmanlı beyliği diye anılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap