• önceden karşıyaka'ya bağlı olup daha sonra bayraklı'ya bağlanan bir mahalle. genellikle 90'ların ortasından itibaren yapılmaya başlanmış apartmanlardan ve bazı gecekondulardan oluşmuştur(bizim oturduğumuz apartman, oranın en eskilerinden), centaş'ın bir sürü apartmanı vardır burda. yeni girne'nin bir kısmı sınırları içerisindedir.
    10 senedir muhtarı abidin topçu'dur, geçenki seçimlerde yine muhtar seçilmiştir, bu çakır gözlü abimiz çoğunlukla sokaklarda mahalle sakinlerinin hal hatırlarını sorar. yaklaşık 7-8 sene önce inşa edilen ama anca bu sene halı saha özelliğine kavuşabilen bir futbol sahası vardır.
    147 ve 258 hatları buradan geçer, biraz yürürseniz 847, 435 ve 240'la da ulaşım sağlanabilir.
  • enstrüman zenginliği ve beste anlayışındaki doğu-batı harmanlaması ile 1972 yılının en iyi bestelerinden biri olan ferdi tayfur şarkısı. ayrıca ilk ulusal hiti de diyebiliriz. düzenlemedeki adnan varveren etkisi kendini sonuna kadar belli ediyor. gitar gibi akort edilmiş elektro bağlama, kaval, kanun ve yaylılar art arda resmi geçit yaparken dört nala perküsyonlarla geçen ritmik yürüyüş muazzam. şarkının en zayıf yanı ise ferdi tayfur'un henüz oturmamış vokal performansı.
  • plakveben ile mega müzik ortaklığında çıkan ferdi tayfur plağı. plak 1972-1974 arası beş 45'likte yer alan 9 şarkı ile sakın düşme'nin farklı bir versiyonunu içeriyor. 1979 yılında metronom plak'tan çıkan toplama albümün yenı baskısı. o plağın sırt kısmında postacılar yazıyor mudur bilemiyorum ama bu yeni baskının ön ve arka kapağında plak adı geçmese de sırtta postacılar adı geçiyor. bu arada yeni baskı plakta ön kapaktaki fotoğrafın poster hali de mevcut. plak da klasik siyah değil beyaz basılmış. ses kalitesi harika.
  • 1970 yılında görsev plak'tan çıkan iki şarkılık plağının (b) yüzündeki sözü ve müziği ferdi tayfur'a ait olan postacılar adlı bu güzel şarkı, döneminde o kadar popüler olmuş ki huri sapan, fatoş incegüzel, gibi pek çok kişi tarafından kavırlandığı yetmiyormuş gibi ferdi tayfur'un 70'ler, 80'ler, 90'lar ve 2000'lerde çıkardığı albümlerinde de mutlaka kendine yer bulmuş. tabi teknolojinin ilerlemesiyle zamanla sound daha bir oturmuş. ilk plaktaki naif, titrek, ağlak ve bir o kadar da samimi ferdi tayfur yorumu, kendisinin artık ferdi babalığa terfi ettiği 80'lerle birlikte oturmuş, olgunlamış bir ses ve tavırla arabeskin en damar şarkılarından birine dönüşmüş.

    ilk kıtasında geçen "uzaklara sesim duyulmuyor mu" sorusunun şarkıya ad olması beklenirken ikinci dörtlüğün hemen başında geçen "postacılar" lafının şarkıya ad olması tercihi, postacılık mesleğinin romantizme meyyal olmasıyla açıklanabilir elbette ama 1970'lerde 2 milyonu aşan sendikalılarla iyice belirginlik kazanan meslekler ve sınıf mücadelesi ilişkisinin bir tezahürü olma ihtimalini de göz ardı etmemek gerekir.* hem kemal sunal'ın postacı, kapıcı, memur, doktor gibi meslekler üzerine kurgulanmış filmleri de bu yoruma destek kabilinden hatırlanabilir.

    filmlerden bahis açılmışken ferdi tayfur'un 1978 yapımı derbeder adlı filminin giriş sahnesinde ferdi tayfur traktörle tarla sürdüğü sırada tek eliyle bisikletini kullanıp diğer elinde tuttuğu mektubu havada sallayarak "ferdi abiiiii, ferdi abiiiii müjdemi isterim, şehirden mektup vaaarrr" diye neşe içinde bağıran postacıya sevinçle koşup mektubunu alır ama postacıya zırnık koklatmaz. nitekim bu filminde "postacılar" şarkısını da terennüm etmez. gerçi postacının mektubunu getirdiği bir filmde "postacılar mektubunu getirmez oldu" diye şarkı söylemesi de abes dururdu zaten.

    uzaklara sesim duyulmuyor mu
    çektirdiğin bu hasretlik yetmiyor mu
    gel fani dünyada mesut olalım
    sonunda canlarımız alınmıyor mu

    postacılar mektubunu getirmez oldu
    gel de gör halimi bak, bak neler oldu
    unutmuş gibisin canım sevgilim
    yoksa yeminlerimiz hayal mi oldu

    ömrümüz geçiyor neşesiz tatsız
    bir ben miyim dünyada evsiz yuvasız
    kuşlar kadar bile sevilemedim
    benim mevsimlerim geçer baharsız
hesabın var mı? giriş yap