• bir henry miller kitabı.
  • anlasilmamis midir yoksa gercekten de anlasilacak birsey yok mudur ? bence 2 side degil,miller ne basittir nede komplike..
    sayet henry miller hakkindaki fikri neyse,o izleyicinin film ndaki fikri de ayni olacaktir.cunku adaptasyon,kitapla mot a mot denecek kadar ortusen bir yapiya sahiptir. henry miller ki yazilarinda kendisinden baska sermayesi yoktur,bu filmde karsimiza joey olarak cikar.miller in pariste acliktan surundugu doneme rastlayan zaman diliminde,pek tabiikide hic vazgecemedigi kadin teni tutkusu hayatinin en onemli olgusu olmaya devam etmektedir.miller kadinlarla yatar.yaslisi,genci,dulu,histerigi,aglayani ve guleni hic farketmez onun icin.seks,place de clichy cevresinde milleri da bulmustur.yada miller her gittigi yerde seks i bulmustur.
    bu filmde budur..
  • avi pardo çevirisiyle clichy'de sessiz günler adıyla siren yayınları tarafından piyasaya verilecek olan kitap.
  • bir henry miller kusmuğu.

    jens jorgen thorsen'in sinema adaptasyonunu yaparak yönettiği versiyonu da (stille dage i clichy) avant-garde bir color climax filminden öteye gidemez. en büyük tehlike ise filmin, subliminal reklam jinglelarını aratmayan, country joe mcdonald'ın yazıp söylediği jenerik müziğidir.
  • henry miller'ın 1940'ta new york'ta kaleme aldığı iki novella'sını içeren clichy'de sessiz günler, iyinin ve kötünün ötesinde, tabuların ve ahlaki değerlerin uzağında yaşayan, sefaletin içinde hazzı olumlayan joey ile carl aracılığıyla gelip geçici aşk, erotizm ve hedonizm üzerine natürel ve yalın çıkarımlarda bulunan bir kitap. aylaklığın felsefesi de denebilir buna. yaşamın sonsuz ve sonrasızca olumlanışı akla nietzsche'yi, insani zaaf ve tezatlar ise yoğun biçimde dostoyevski'yi getiriyor. çağdaş değerlerin ironi yollu reddedilmesi ise miller'ın imzası niteliğinde.

    not: joey esasen henry miller'ın alter-egosudur.
  • kitaptaki carl karakteri, henry miller'ın 30'lu yıllar paris'inde, clichy'de beraber yaşadığı alfred perles'e dayanmaktadır. kendisi viyana doğumlu bir çek yahudisi oldusu için nazilerden kaçıp ikinci dünya savaşında ingiltere'ye sığınmış ve britanya vatandaşlığına kabul edilmiş. miller'la arkadaşlıkları ömürlerinin sonuna kadar sürmüş ve o da miller gibi uzun bir ömür yaşayıp, 1990'da 93 yaşındayken ölmüş. (henry miller da 1980'de 88 yaşındayken öldü.)

    joey'nin, yani miller'ın, kitapta kendisine dair yazdığı şöyle müthiş bir pasaj var:

    --- alıntı ---

    bu daktilo meselesinden ve ona ne zaman ihtiyaç duysa rehinde olmasından bahsediyorum, çünkü bu, carl'ın kendi hayatını zorlaştırma yöntemlerinden biriydi. aksi yöndeki bütün delillere rağmen, bu her zaman onun yararına işleyen, sanatsal bir yöntemdi. belli aralıklarla daktilosuz kalmasa benzinini tüketecek, melankoliye kapılıp normal verip eğrisinin çok altında kalacaktı. suyun altında kalma yeteneği, sözün gelişi yani, olağanüstüydü. bu dibe vurmuş halini gözlemleyen çoğu insan genellikle ondan umudu keserdi. fakat dibi sonsuza kadar boylama tehlikesi hiçbir zaman söz konusu değildi; böyle bir izlenim uyandırmasının nedeni sevgiye ve ilgiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymasıydı. suyun yüzeyine çıkıp su altı deneyimlerinden söz etmeye başlaması vahiy gibiydi. bir kere bütün o süreç zarfında fazlasıyla dirimli olduğunu kanıtlıyordu. sadece dirimli değil, fevkalade gözlemci aynı zamanda. suyun içinde çanakta bir balık misali yüzerken her şeyi bir büyütecin ardında izlemiş gibi.

    tuhaf bir herifti carl, pek çok yönden. dahası, kendi duygularını bir isviçre saatinin parçalarını söker gibi söküp inceleyebilen biriydi.

    bir sanatçı için zor zamanlar iyi zamanlar kadar verimlidir, bazen daha da fazla. carl için bütün deneyimler verimliydi ve krediye çevrilebilirdi. kredisini tüketmekten korkan türde bir sanatçıydı carl. deneyim alanını genişletmektense kredisini korumayı yeğlerdi. bunu da doğal akışını en düşük düzeyde tutarak yapardı.

    hayat bize sürekli yeni fırsatlar, yeni kaynaklar sunar, hareketsizliğe indirgendiğimizde bile. hayatın hesap defterinde dondurulmuş kredi diye bir şey yoktur.

    --- alıntı ---
hesabın var mı? giriş yap