381 entry daha
  • türk mitolojisinin temelini oluşturan düşünce sistemlerinden biri de animizm yani ruhçuluktu. sadece türklerde değil kadim toplumların hemen hepsinde gördüğümüz bu inanışa göre insanlar etraflarında gördükleri her şeyin ruhu olduğuna inanırlardı.

    esasen animizm, yer sub inancının başka bir ifade tarzıydı, mesela şamanist dünya görüşünde derelerde, vadilerde, ağaçlarda, kayalarda yaşadığı düşünülen ruhlar vardı ve ruhlar o yerin sahibi/koruyucusuydu ama sadece bu ruhlar değil ölen insanların ruhları da bu kavramın içine giriyordu. dolayısıyla atalar kültü de bu noktada animizmle birleşiyordu.

    (bkz: animizm/@ay hatun)

    işte bu her yerde olan ruhların bazıları iyi bazıları kötüydü ve doğa olaylarıyla da bağlantıları vardı. mesela altay türkleri yıldırım düşmesini uğurlu sayar ve çıkan sesin kötü ruhları korkutup kaçırdığına inanırken yakut türkleri tam tersi yıldırım düşünce kötü ruhların yeryüzüne dağıldığına inanırlardı.

    ruh yerine, genel olarak (iyi olanlar için) ezi/iye/issi yakutlarda iççi, (kötü olanlar için) altaylılarda kara neme/kara töz, yakutlarda abası, uygurlarda yek denirdi.

    (mesela altaylılar ateş ruhuna ot ezi, yakutlar ise ot iççi ya da ot iççite derler.)

    ama genelleyelim dersek yeraltında yaşayan iyelere, körmös, yer ruhlarına ise yer sub denirdi. (sahip, tanrı/ruh anlamları da var)

    altaylılar ruhları iki kategoriye bölerlerdi:

    töz, yani ezelden mevcut olan ruhlar ve yayan neme yani sonradan yaratılan ruhlar. (tözün ongon anlamını da unutmayalım ki orada da zaten ruhun simgesi anlamına geliyor )

    (bkz: töz/@ay hatun)

    tabii yer sub ruhlarının haricinde iyi olan ruhlar gökyüzünde kötü olan ruhlar ise yeraltında yaşardı.

    "türkler yer su ruhlarıyla iç içe yaşar günlük alışkanlıklarına dahi onları dahil ederlerdi. mesela tehlikeli bir dağ geçidinden geçerken o yerin tanrı’sına teşekkürlerini sunmak için bir taş koymak, kutsal ağaca bez bağlamak ya da sabah uyanınca akarsuya rüyasını anlatmak, üzerinde düşünülen davranışlar değil, hayatın olağan akışı içinde herkesin yaptığı alışkanlıklardı."

    (bkz: yer sub/@ay hatun)

    evet, bütün bu kafa karıştırıcılığın yanısıra hepsinin farklı türk boylarında farklı isimleri olduğunu da unutmayın.

    çok daha basite indirgeyelim eskiden ölmüş, sonradan ölmüş, yok şamanın ruhuymuş yok erlik'in oğluymuş karıştırma derseniz eğer, en basit ifadeyle genel olarak iyi olan ruhlara ya da tanrı/ruhlara iye ya da yer sub; kötü olan tanrı/ruhlara yek/çak ya da toptan körmös denirdi.

    günümüzde ise, bu ruhlar aleminin müslüman türkler arasında cinler ya da kısmen evliyalar inancıyla yaşadığını söyleyebiliriz.

    "şamanistlere göre karanlık alemi olan yeraltında genellikle korkunç ve kötü ruhlar yaşar. altaylılar bunlara kara töz (kötü ruh), kara neme (kötü nesne) ya da genellikle tümengi töz adını verirler.

    yeraltında yaşadıklarına inanılan ve birtakım korkunç şekillerde düşünülen ayna, ada, aza yör, üzüt, yek ve benzeri gibi ruhlar da vardır."

    (bkz: erlik/@ay hatun)

    şamanizmde her şamanın bir yardımcı hayvanı/ruhu olması gibi insan ruhu da kuş olarak düşünülürdü. dolyısıyla insanlar ölünce ruhları uça barır yani kuş olup uçardı.

    divanü lugati't-türk'te ise, 'anıng tini kesildi.' yani onun soluğu kesildi, ruhu çıktı, diye bir ifade vardır. buradaki tinde nefes, can anlamları ağırlık kazanır, buna süne de denirdi. ölen insanların diğer taraftaki ruhları içinse üzüt denirdi.

    "süne ve aldaçı insanın ölümünden sonra belli bir müddet ayıl (altay türklerinin çadırları) etrafında, akrabalarının arasında dolaşır. çocuğun sünesi yedi, yetişkininki ise kırk gün böylece dolaşır. bu süre boyunca ölen insanın ayılı ya da evinde bir takım tabular olur. örneğin, aldaçının ayıldaki gizli varlığının kendi vücudunu kirleteceğine inanan şamanlar, kırk gün boyunca o ayılı ziyaret etmezler. sıradan halk ise ölü çıkan evden yedi gün içinde ne bir şey alır, ne de oraya bir şeyi ödünç olarak verir. ayrıca, bu dönem içinde ölü çıkan ayılın reisinden bir şey istemekten kaçınılır. "
    (andrey viktoroviç anohin - altay şamanlığına ait materyaller)

    "çaştani bey hikayesi'nde de yek adı verilen, insanların etini yiyip kanlarını içen ve bağırsaklarını üzerlerine dolayan şeytanî yaratıklardan söz ediliyor.

    altun yaruk, budist etkisindeki bir metin olmasına rağmen vampiri karşılayan kelimelerin (yek, içgek/içkek) türkçe olması bize daha o dönemlerde türkler arasında vampir inancı olduğunun kanıtı aslında."

    (bkz: türk mitolojisinde vampirler/@ay hatun)

    "bunlardan başka ölen insanların ruhlarının körmöse dönüştüğü inancı yaygındı. örneğin yakutlarda ölülerin başıboş dolaşan ruhlarına üğör adı verilirdi. kaza sonucu ölmüş olan insanların ruhlarına obun, intihar edenlerinkine alban denilirdi. ataların ruhlarıysa ozor olarak anılırdı. bunlar da kendi içlerinde iyi, kötü veya iyi ya da kötü olmayan sadece acı çeken ruhlar olarak bölümlere ayrılırdı. (ve evet, hepsinin ayrı ayrı isimleri olduğu gibi farklı türk boylarında da yine yeni isimler çıkıyor karşımıza. zaten o yüzden mitoloji araştırmalarındaki en büyük zorluklardan biri de kavram kargaşası)

    işin aslı bütün bu ruhani varlıkların hepsini şamanist geleneğe ait kürmez/körmös olgusuna dahil etmek mümkün. (ki bu olgu da maniheizm sonrasında hürmüz'le özdeşleşmiş)"

    (bkz: hortlak/@ay hatun)

    "bu tersine olma motifini türk mitolojisinin pek çok demonolojik unsurunda (hatta bazı destan kahramanlarında da) görürüz. bazı körmöslerin lafı tersten anlaması (gel deyince git, git deyince gel anlaması), arka arkaya yürümeleri (cinlerin ters ayaklı olduğu inancına benziyor bu da) vs inanışların türklerin büyücülük geleneğine olan yansımaları da olmuş tabii ki.
    mesela bir büyü yapılacağı zaman giysiler ters giyilirmiş (tıpkı yas tutarken olduğu gibi) ya da görülen rüyanın tersinin çıkacağına inanılırmış (mesela rüyada birinin ölümünün ömrü uzayacak diye yorumlanması) vs
    (bu arada kuran-ı kerim'deki ayetleri tersten okuyarak yapılan büyü çeşidi de buna dayanıyor olabilir)"

    (bkz: büyü/@ay hatun)

    okuma yapılan ve yararlanılan kaynaklar:
    fuzuli bayat - mitolojiye giriş
    abdülkadir inan - tarihte ve bugün şamanizm
98 entry daha
hesabın var mı? giriş yap