• öylesine uzata uzata yazdım....

    malesef sizlerinki gibi ilginç,komik,korkunç,eğlenceli bi anı değil...evet anı bile denmez..eminim sizlerin daha güzel anılarınız vardır....puanlamak anlamsız,ben puan bile vermezdim.

    zamanınızı bunu okumak yerine ilgili olduğunuz alanda makale okuyarak,süper kahramanlık yaparak,müzik dinleyerek,ip atlayarak,kitap okuyarak,uyuyarak,hayaller kurarak geçirebilirsiniz.

    merhaba

    366.dönem asteğmen adayı olarak tuzla piyade okulunda idim.olay mart 2017 yılında geçti,

    her askerin korkulu rüyası olan gece nöbetlerinden biri bana denk gelmişti..nöbet yazılma süreçleri hep sancılı geçmiştir askerde benim için,çünkü haftasonu evci çıkıyordum ve cumartesi,pazara nöbet yazılmaması gerekiyordu.en azından cuma akşam,cumartesi ve pazar akşamüstü yazılmaması gerekti çünkü o zamanlara nöbet yazılırsa ben evci çıkamam... bir de malum tuzla-esenyurt arası uzun oluyor...metro,marmaray,metrobüs,dolmuş git gel zaten 4 saat amk...
    bu durumların yaşanmaması için nöbet yazan kişiye kantinden kutu kola almalar,ooo kardeşim nasılsınlar havada uçuşuyordu..malesef ismini bile hatırlamam şimdi...

    neyse hafta sonu evci çıktığım için ''bana haftaiçi gece-gündüz istediğin saate yaz kardeşim sorun değil'' dedim..zaten 10 günde bir falan gece nöbeti denk gelirdi normalde de...bu arkadaşa vur dedim ancak o beni öldürmüş ve gece ya 2-3 ya da 3-4 silahlık nöbetini bana yazmış...koğuş nöbeti olsa neyse..neden neyse? çünkü,koğuş nöbetinin tutulduğu yer bizim koğuşun dibinde bir masa,bir sandalye ve çalmasından herkesin korktuğu,çalmaması için dua ettiği,çaldığı zaman da yanından koşarak hızla uzaklaşmak istediği bir telefon var..çünkü o telefonun diğer ucunda er,yüzbaşı,albay,korgeneral,albay,genelkurmay,mit,ösym,savunma bakanlığı,orman bakanlığı herkes olabilir amk...askerde çalan telefon korkusu çok fena bir şeydir..çünkü her an her şey olabilir o telefonun kapanmasından sonra...

    tuşlu samsung telefonumun alarmını nöbetten 15 dakika önceye kurdum..alarm titreşimliydi çünkü koğuş 34 kişi ve kimseyi rahatsız etmek istemezsiniz,gerçi gece uykusunda ateşli bir habertürk açık oturum programına katılmış gibi bağıra bağıra konuşan mı,horlamalardan derdini anlatmaya çalışan mı dersin her şey vardı.doğru düzgün bi uyku da çekildiği söylenemezdi zaten..

    uyandığımda yüzüme ilk olarak 34 kişilik koğuşta oluşan hiçbir yerde bulamayacağınız,hiçbir aktarda karşılaşamayacağınız,ekşi mi ekşi bir koku vurdu..nasıl bir kokudur ki o, hem kokluyorsunuz, hem de teninizde hissediyorsunuz...

    hızlıca ve sessizce yatağı mümkün olduğunca az gıcırtadarak kalktım, kamuflajlar giyildi ve silahlığa doğru yola koyuldum..

    silahlık dışarıda bir yerdeydi..bir binanın içinde 2.katta idi..aynı binada komutanların odaları da bulunuyordu..
    ve silahlığın iki yanında koğuş vardı..bu koğuşların şöyle bir özelliği var.koğuşlar boş.hiçbir asker kalmıyor,ancak yataklar yapılı yani yastık,yorgan,çarşaf her şey serili öyle duruyor ve kapıları kilitli... the big bang theory izleyenler bilir hani asansör varya ha işte onu silahlık kabul edin,yanlarındaki dairelerde koğuşlar,evet evet aynen böyle... işte nöbet yeri orası...ne hikmetse kapalı olan kapılar benim nöbetime mi denk geliyor bilmem açık oluyordu..insan tırsıyor amk... düşünün toplam da belki 100'den fazla yatak var ve boş,bu arada zifiri karanlık,rüzgar esiyor,gece vakti,kimse yok,korku filmi gibi...ara sıra ufak tefek sesler duymuştum ordan...neyse...

    o zaman söz dizisi daha başlamamıştı,star'da tanıtımları falan dönüyordu..çekimleri tuzla piyade okulu'nda yapıldı..her gün dip dibeydik...o kadar dip dibeyiz ki bu kadar olur...yemekhanenin önü,koğuşta cam kenarı,kantinin kapısının önü,her yerdeler amk...bi süre sonra bıkkınlık geldi artık...neden çünkü çekimin olduğu yerde albay'dan,yarbay'dan geçilmiyor,artık vazife gereği mi,yoksa sırf meraktan mı gelip öyle yönetmenle falan kanka olup beraber çekiyorlar amk diziyi resmen :)))
    zaten piyade okulu'nda elini sallasan rütbeliye değiyor,bir de iyice burnumuzun dibinde bitince biz iyice huzursuz oluyorduk...

    şöyle bir sahneyi resmen kameramanlarla,ışıkçılarla gayet samimi bir ortamda çektik..bir banka oturan iki kişi bir şeyler konuşuyorlar ve biri sahne gereği amk küfürünü ediyor..kamera var ve çekilen sahnede küfür var, bizi düşünebiliyor musunuz? o kadar asker inşaatta temel kazan kepçeleri izler gibi eller arkadan bele koyulmuş duruyoruz ne gırgır,ne cümbüş döndü orda..burasını sizin hayal gücünüze bırakıyorum...

    uzattığımın farkındayım ve hadi amk sadede gel dediğinizi duyuyorum...

    nöbet yerine gittim..hava buz gibi yerler ıslak yağmur yağmış..denizden bir rüzgar esiyor kulak keser amk...giderken de söz dizi set ekibinin yanından geçtim,set ışıklarını açmışlar bir sürü,sanki wembley'i aydınlatıyorlar amk...

    nöbeti devraldım ve oturdum sandalyeme...nöbet sürem 1 saat...nöbetimin tahmini 10. dakikasında bir ses....''çiiğuff'' ...

    elektrikler gitti...hassiktir dedim,durdu durdu da beni mi buldu diye sitem ediyorum..
    acaba diyorum sadece bizim binada mı gitti diye...hayır...camdan baktım koğuşun ordan da ışık gelmiyor,tankalrın olduğu yer var gözükmüyor ama ışık az da olsa gelirdi,oraya baktım orada da yok..3,5 atıyorum camdan sarktım genel bir şeyler görmeye çalışıyorum yok,zifiri karanlık amk,lan dedim bütün piyade okulu mu gitti...
    artık son çare üst kata çıktım belki oradan körfezden falan az da olsa bir ışık hüzmesi gelir diye...yok,yok amk..hiçbir şey gözükmüyor...
    tabi uyku sersemiyim bu diziciler aklıma geldi,kendi kendime tesla beynimle 'heralde bunlar ışığa fazla yüklendi,o yüzden elektrikler gitti'' diyorum ve başlıyorum sövmeye...nitekim de öyle oldu,çünkü başka açıklaması yok....hem dizicilere sövüyorum,hem nöbet yazan çocuğa..amk bir saat erken ya da geç yazsa bunları yaşamayacaktım...

    neyse aşağı indim,baktım diziciler ilerde duruyorlar karanlıkta tabi...
    sesleri geliyor,ama nasıl paranoyaya bağladım varya,ya bunlar dizici değilse diye

    nöbet yerini de terk edemiyorum amk..silahlık bırakılır mı bi ton silah var...
    insanın aklına bin bir türlü şey geliyor...ya bilerek yaptılarsa,saldırı varsa,tatbikat varsa,yellowstone patlaması,uzaylı istilası,mayalar...
    kapana kısılmış fare gibi bi aşağı iniyorum,bi yukarı çıkyorum..

    aşağı indiğim anda ileride bir nokta kadar bir ışık bana doğru geliyor...gulyabani mi acaba...sonra diyorum saçmalama...lan bu ne bana doğru geliyor...seste çıkarmıyor amk..gittikçe yaklaşıyor,yaklaşıyor,yaklaşıyor...

    yaklaştıkça bunun bir insan silüeti olduğunu ay ışığıdan faydalanarak anlıyorum...

    3 metre kala ''gardaş noldu ya,elehtirikler getmiş'' benden sonraki nöbetçi urfalı arkadaş...
    (kendisinin çok değişik bir şivesi vardı,aynı cümle içinde farklı yörelere gidip gidip geliyordu çocuk)

    nasıl çırpınmışsam artık nöbeti bitirmişim...bu urfalı da beni uyandırmaya kimse gelmiyor bari ben gideyim demiş..normalde koğuş nöbetçisi uyandırır ama aksilik işte...neyse elektrikler halâ yok..düşündük taşındık tatlı tatlı kaşındık ve komutanın odasına,nöbetçi subayın odasına gidelim dedik..

    elde bit kadar samsung tuşlu telefon feneri o da ışıtmıyor bile amk...gözünü hızlıca açıp kapatsan o etkiyle bi aydınlık gibi gözükürya ortalık o ışıkta ilerlemeye çalışıyoruz...neyse güç bela bulduk nöbetçi subay odasını...

    bu sefer de başladık kapıyı çalalım mı?,çalmayalım mı?...amk koridorları aşmışız,gelmişiz oraya kadar her şeyi göze almışız binlerce askerin kaderi bizim elimizde biz halâ sen gir,hayır sen gir diye başladık konuşmaya...

    neyse girdik içeri iki kişi yatıyor...ortalarında bir komodin ikisinin yüzü de bize dönük değil ya da biz öyle karar verdik çünkü yorganda bi kabarıklık var heralde sırtıdır diyoruz...ulan komutanın dibine kadar gidip bir anne edasıyla uyandıramazsın...

    başladık usul usul ''komutanım,komutanım,komutanım'' diye seslenmeye ama o kadar kısık sesle söylüyoruzki biz zor duyuyoruz,sivrisinek bizden daha çok ses çıkarır emin olun...

    neyse 20.deneme de başardık..komutan uyandı şöyle bir ses:
    - komutanım
    + hıığ
    - komutanım
    + hııııığ

    her komutanım nida biraz daha uzuyordu..sesinden bizim bölüğün komutanı olduğunu anladık neden bilmiyorum hem sevindik hem üzüldük..çünkü kendisi bayağı sertti..

    durumu anlattık...

    - komutanım elektrikler kesildi
    + ne diyosun olum
    - her yerde elektrikler gitti komutanım
    + elektrikler mi gitti?
    - evet komutanım.dizi seti ekibi fazla yüklendi galiba,o yüzden sigortalar atmış olabilir.. (anında sattım ekibi,acımadım)
    - hıığ
    + çıık çık (geliyorum)
    - emredersiniz komutanım

    baş selamı verilir çıkılır.
    (karanlıkta ne selamı sanki göz gözü görüyor amk,ama olsun saygı)

    biz dışarıda üç buçuk atıyoruz..neden?çünkü tamam siz gidin elektrikçiyi bulun,onu alın şuraya gidin,kontrol edin falan diyebilir ve biz ne elektrikçinin kim olduğunu bu işlere kimin baktığını trafoydu,sigortaydı nerede olduğunu bilmiyoruz...uğraş dur,ama emir,yapacaksın...

    bir mucize olur ve odadan çıktıktam 5 saniye sonra elektrikler gelir...

    bu sefer yine bir mücadele girsek mi? girmesek mi? elektriklerin geldiğini haber vermek için..

    zira risk büyük elektriklerin geldiğini hemen haber vermezsen komutan o arada giyinip odadan çıkabilir ve elektriklerin geldiğini görüp ''olum beni niye kaldırıyorsunuz'' diye püskürebilir'' ve ertesi gün içtima da fışkırtma yapabilir...
    e bu sefer 5 saniye sonra girsen az önce girdik,bi daha niye girdiniz diye kızabilir ve üstünü giyiniyor olabilir..tabi bu beyin fırtınası süreci yaklaşık 5 dakikamızı aldı...

    en son tekrar girmeye karar verdik,elektriklerin geldiğini haber vermek için..

    bi girdik adam halâ yatıyor ...

    - komutanım elektrikler geldi.
    + tamam

    1 saatlik nöbetim 1,5 saat olmuş
    değişik heyecan, buna bağlı olarak adrenalin patlaması yaşanmış.
    uykum kaçmış bir şekilde koğuşa geri döndüm..

    ve bu olay bir daha hiiiiç konuşulmadı....

    ---------------------son----------------------------

    edit:ekleme,imla
    -aşırı ciddiye alanlar olmuş,yapmayın etmeyin ben de biliyorum saçma olduğunu
    -acemilikte evci çıkılır
    -1 saat yerine 1,5 saat nöbet tuttuk diye ağlamadım,sadece belirttim...3 günde 48 saat nöbette tuttum rahat olun
    -ayrıca yeri geldiğinde en önde de giderim sorun değil.

    bazı
    taşıtın altına enlemesine yerleştirilmiş ve uçları tekerleklerin merkezinden geçen mil diye tabir edilen arkadaşlar
    - yok acemilikte 3 günde 48 saat nöbet tutulmaz falan demiş,ben acemilikte demedim...
    - sanırım böyle bir durumda ne yapılması gerektiğini bilmeyen kişiler olayı karanlıktan korkmaya bağlamış...alakası yok...
    o sigorta attıysa,düzeltmen için panoyu açman gerekir ve onun panosunun kilidi vardır,anahtarları da 2 rütbelide olur...sanırım yetti bu..gece gece onu bulması sorun işte...

    zaten silerim herhalde bu entryi...
  • merhaba

    özet geçcek olan var mı?

    edit:okudum ve rezalet puanım 3.2/10
  • seni askere alan komutanın omzundaki rütbeyi diken terzinin bakkalına toz şeker getiren toptancının.

    (bkz: bir kaç paragraf okunabilen entariler)
  • üşenmeden okudum.
    hayatını harcamak isteyenler için özet:
    elektrikler kesilmiş, asker de bunu set ekibinin fazla elektrik çekmesine bağlamış.
  • özeti askerde nöbe sırasında elektriklerin kesilmesi ve askerin komutana haber vermesi şeklinde olan olay. 1 saatlik nöbet için 3 saat entry yazmış mehmetçiğin başından geçmiştir.
  • özet:

    abimiz nöbetteyken söz ekibi bir çatışma sahnesi çekiyormuş. abi de saldırı var zannedip ekibi kurşun yağmuruna tutmuş. 4 oyuncuyu vurmuş (biri ölmüş), yönetmeni de sakat bırakmış. sonra özür dilemiş. figüranlar bunu dövmüş.
  • arkadaşın nöbeti esnasında elektrikler kesilmiş (vay anasını, oysa hiç olmaz türkiyede) o da yusuf yusuf çekerek komutanı uyandırmaya gitmiş. komutan afedersin şeyine bile takmamış. zaten sonra da elektrikler gelmiş. dizi ekibiyle alakası tamamen su-i zandan ibaret.
  • hepsini okudum, allah'ım bana verdiğin zamanı böyle harcadığım için beni affet.

    bu ne lan, bir günümü anlatsam daha heyecanlı olur.
  • komik desen komik değil, heyecanlı desen heyecanlı değil, ne lan bu?
    her paragraftan birer cümle okumama rağmen sıkılıp bitiremedim amk.
hesabın var mı? giriş yap