• yeni nesil arasında ben dahil ihmal edilen kavram. öyle ki çoğu zaman akrabalarımızın isimlerini bile unutuyoruz maalesef.
  • akrabalar arasinda gereksiz darginliklar, kin tutmak gibi seyleri yok eden dinimizin emri. hep ihmal ediliyor, ne yazik ki.
  • nasıl yalnızlaştığımı kulağıma bağır bağır bağırdı. acıdım, acılaştım. "rüya hepsi."
  • babamın en çok da bayramlarda tekrarladığı sözcük öbeği.gitmemiz lazımmış.görüşmemiz lazımmış akrabalarla.yoksa dinden çıkarmışız.
  • hem kuran'da, hem de hadislerde çok üzerinde durulan bir kavramdır.

    ancak kuran emrediyor diye günümüz ortamında akraba taallukatla içli dışlı olursak, yalnızca gaflete düşer ve de hepten yolumuzu şaşırırız. bu meseleyi izaha gerek duymuyorum; çünkü zaten yeterince açık.

    demek ki bu işler "kuran'da şöyle yazıyor, hadiste böyle diyor" demekle hallolmuyor. anlayış/fehim lazım; önce özü, ruhu kavramak, sonra da onu değişen şartlara göre tekrar açabilmek ve surete büründürebilmek için; bilginin çerçevesini tayin edebilmek için.

    evet şu kritik bilgiyi tekrar hatırlatayım: "bağlamı tespit edilememiş bilgi, bilgi değildir; aynen cehldir"

    sonuç: kâmil(olgun) insanın anlayış süzgecinden geçmemiş ayet ve hadisi kullanmak büyük vebaldir.

    kâmil insanlar kimler mi?

    mevlana, ibn arabi, imam-ı rabbani vb...
  • hısım akrabayı ve mü'minleri ziyaret etme, onlarla görüşme ve mektuplaşma; alakayı devam ettirme.
  • "çok bunaldığınız zaman en uzaktaki akrabanızı ziyaret edin." kosova arnavutu ve çerkezgillerden olan kaynanamın duyduğu bir sosyal vasiyet. [oraya kadar gitmiyor, gidemiyorsan o kadar bunalmamış olabilirsin.]

    gurbet elde sıla hastalığı, sıla hasreti değil homesick olunur.

    (bkz: sıla/@ibisile), daüssıla
  • sıla kelimesi, kavuşmak, ulaşmak, vuslat. “vusul” kökünden gelir.

    rahim; rahmet, acımak, şefkat duymak anlamında.

    sıla-i rahim akrabayı ziyaret etmek ve onlarla görüşmek.

    hala teyze dayı çocuklarının çoğunun ismini bilmediğimi farkedince aklıma gelmiş olan kavram. akraba ilişkileri iyi olanlara da imrenirim bazen.
  • nedense birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan şu günlerde unutulan kavram.
  • resûlullah efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “sevâbı en süratli verilecek hayır, iyilik yapmak ve sıla-i rahimdir. azâbı en süratli verilecek olan şer de, zulmetmek ve sıla-i rahmi terk etmektir.” (sünen-i ibn-i mâce)

    sıla-i rahim: akrabalık haklarını muhâfaza maksadıyla, rabbimizin emrini tutmak, peygamber efendimizin (s.a.v.) sünnetini işlemek niyetiyle akrabamızı ziyâret edip selâmlaşmak, imkânımız var ise onlara hediye vermek, iyiliklerini isteyip zararlarını gidermek, uzakta olanlarını mektup, (telefon vesâir yollar)la, selâmlarımızla sevindirmektir.

    resûl-i ekrem efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular:

    “akrabalarınızdan sıla-i rahimde bulunacağınız kimseleri öğreniniz. çünkü akrabayı ziyâret etmek, aile içinde muhabbete, zenginliğe ve ömrün uzamasına sebep olur.”

    “iyilik, sıla-i rahim ve güzel komşuluk, dünyanın mamur olmasına ve ömrün uzamasına sebeptir.”

    bir zât, resûlullah efendimize (s.a.v.) geldi ve: “yâ resûlallah, benim bazı akrabalarım var. ben onların her şeylerine tahammül ediyorum, onlar ise beni(m hakkımı) bilmezden geliyorlar. ben, onlara sıla-i rahim vazîfemi yapıyorum, onlar ise akrabalık bağını kesiyorlar. ben, onlara iyilikte bulunuyorum, onlarsa bana kötülük yapıyorlar.” dedi.

    resûlullah efendimiz (s.a.v.): “eğer sen söylediğin gibi isen sanki onların ağzına kor atıyor gibisin ve bu hususta, allâhü teâlâ tarafından vazifelendirilen bir yardımcı devamlı seninle bulunmaktadır.” buyurdular.

    bir zât, resûlullah efendimize (s.a.v.) geldi ve: “yâ resûlallâh, kime iyilikte bulunayım?” dedi; “ana ve babana” buyurdular.

    “anam babam yoktur.” dedi.

    “(öyleyse) evladına (iyilik et)” buyurdular.

    yine resûlullah efendimiz (s.a.v.):

    “babanın oğluna duâsı, peygamberin ümmetine duâsı gibidir. evladın babasına duâsı da bunun gibidir.” buyurmuşlardır. (mekârimu’l-ahlâk, ibn-i ebi’d-dünyâ)
hesabın var mı? giriş yap