sevmediği bir şehirde yaşayan insan
-
(bkz: eş durumundan)
-
(bkz: iş durumundan)*
-
zamanının çoğunu evinde geçiriyordur.
-
sürekli gün sayan insandır zira o şehirden ayrılmak için elinden geleni yapıyordur ve sürekli bir umut besliyordur.
-
beterin beteri var : " sevmediği bir şehirde yaşayıp,sevmediği bir işte,sevmediği insanlar ile çalışan insan. "
-
tercihini doğduğu yerden değil; doyduğu yerden kullanmıştır.
-
şehri beyinden omurilige attıgı zaman (i.e. sehre alıstıgı zaman) o sehirden bile kopmakta zorluk cekecek insandır. sevmek sevmemek yoktur; alışmak vardır.
-
ikilemde kalan insandır. bir gün elbet oradan gideceğini ama sevdiği insanlardan ayrılmanın da zor geleceğini bilir.ve sevmediği şehirde geçen her güzel günü özler.gitmek mi zor kalmak mı zordur acaba?
(bkz: samsun) -
- uyandığı her sabaha küfrediyordur.
- penceresinden görünen deniz parçasından tiksiniyordur.
- penceresinin panjurlarını açmıyordur.
- dışarı çıkmıyordur
- dışarı çıkmaktan tiksiniyordur.
- dışardaysa gördüklerinden bunalıyordur.
- havasından midesi bulanıyor, suyunu içi kaldırmıyordur.
- gökyüzüne baktığında demir parmaklık görüyordur.
- nereye giderse gitsin göt kadar şehrin bu denli ihtişamlı olmasına uyuz oluyordur.
- yürüdüğü sokaklara küfrediyordur.
- çıktığı caddelere küfrediyordur.
- yerinde olmak isteyenleri küçümsüyordur.
- o şehri sevenlerin aklına şaşıyordur.
- o şehirde yaşayanların aklına şaşıyordur.
- her tabela canını sıkıyordur
- her araç gitmek istemediği yere gidiyordur.
- her sokağın tanıdık olmasına içerliyordur.
- her akşam prangalarını siliyordur. ama hiç bir yere kaldıramıyordur.
sevmediği bir şehirde yaşayan insan o şehrin yalnızca tren garını* seviyorken, oranın da yandığına şahit olunca umudunu otogara bağlıyordur. -
(bkz: #791459)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap