124 entry daha
  • yani şimdi aklıma geldi: acaba sosyal medya nosyonunun tam da çekingen, sosyofobik insanlara hitap etmesi gerekmez mi? yani burada "gerekmez mi"'den kastığım, kağıt üstünde bunun böyle olması lazım sanki. niye? çünkü sosyal medya benim gibi içine kapanık ya da içine kapanmak zorunda hisseden insanların gerçek hayatta karşılaştıkları "sunum" gerginliğini azaltacak olanaklar içeriyor. benim facebookta, twitterda ya da tumblr'da, hatta ekşi sözlükte bile falan kendimi göstermem için belli bir saç stili, atletik duruş, kıyafetler, kostümlere yatırım yapmam gerekmiyor. insanlarla tanışabilmem için bunları göz önünde bulundurma külfetinden kurtuluyorum. sesimin duyulmasına bile gerek yok ki? tam da idealize ettiğim bir şekilde, aklımdan geçen düşüncelerin dışadökümü ile varolabilirim. sıra, tanıştığım insanlarla görüşmeye geldiğinde, onların izlenimi de hakkımda olumlu olacağından (çıkışa gel durumu yoksa tabii...), üstümdeki "kendimi nasıl sunmalıyım" gerginliği yine normalden kat kat daha az olacak.

    her şey çok güzel gözüküyor... e peki, neden olmuyor? neden facebook hesabım olmasına rağmen ne doğru düzgün bir paylaşımım var ne de resmim, beğenilerim, zartım zurtum (pek kullanmıyorum yani)? buraya niye entry yazamıyorum doğru düzgün (bkz: sosyal fobi/@inscrutable)? sosyal medya, tüm bu avantajları sağlamasına rağmen, belli ki ardındaki patolojiye bir rahatlama getiremiyor. bunun neden olduğuna dair kesin bir kanım yok ama en azından facebook için (tek hesabım olan o) bir fikrim var. evet, bu site, sosyal medya açısından önder olabilir... ama facebook'un kendini içine kapanık, sıkıntılı insanlara sunuşunda hala göz korktucu bir dışadönüklük, "bak, sen de bize dahilsin artık"lık hissi var. bu his, facebook'ta her 10 dakikada bir yeni yeni şeyler paylayan, beğenen, yorumlar yapan, başkalarıyla 'arkadaş' olan daha sağlıklı 'arkadaş'larımı (müstehzilikten ziyade facebook terminolojisi sıkıntısı: listemdeki her insanla bir şekilde bir muhabbetim olmuştur yoksa, dostum olmasalar da) gördükçe daha da körükleniyor. paylaşımlara yapılan yorumlar, beğeniler, milletin kendi duvarında da paylaşması... bunların her biri, nasıl alışabileceğimi bilemediğim bir para birimi gibi geliyor. ama millet kullanırken o kadar yetkince yapıyor ki bunu. tüccar gibiler.

    ben facebook'u öyle kullanamam yani, olacak iş değil. evet, kendimi istediğim gibi tanıtmak olanağını facebook bana sağlıyor. sağlıyor sağlamasına ama, bunu yaparken yine de birçok şeyi sergilemek zorunda kalıyorum. daha doğrusu, facebooktaki etkileşim bu karşılıklı sergileme üzerine kurulu (yoksa tabii privacy ayarları falan var ama...). news feed ayrı bir galeri, milletin duvarı ayrı bir galeri yahu. napayım onu ben? ben zaten bundan kaçmaya çalışıyorum.
1390 entry daha
hesabın var mı? giriş yap