• (bkz: asosyal olgu)
  • sosyal realite hukuku etkileyen, köklerini oluşturan bir unsurdur. olgu kavramı çok yenidir. sosyal olgu, sosyolojinin ve müspet bilimlerin ortaya çıkmasından sonra gelişen bir kavramdır. olgular insanlığın yaratılmasından beri varlığını sürdürmektedir. ancak sosyal olgu kavramının ismini alabilmesi için önceki dönemlerde insan düşüncesi yeterli değildi.

    bilimler 16. ve 17. yüzyılda ortaya çıkmıştır. daha sonra sosyoloji 18. yüzyılın sonunda ortaya çıktı. önce müspet bilimler, daha sonra sosyal bilimler kabul edildi. insanlar antik çağlardan beri matematikle ve fizikle uğraşmaktadırlar. bu uğraşı felsefenin altında gerçekleşiyordu ve bir bilim metodolojisi altında gerçekleşen faaliyet dğildi. bilimsel nitelik kazanması, metodolojinin ortaya çıkmasıyla oldu (17-18. yy). çeşitli bilimlerin bulunması (newton vs.), özellikle descartes’in düşünceleri ve bilimsel düşüncenin (rasyonalizm) ortaya çıkması ile bilimler gelişmiştir.

    o döneme kadar hukuk bilimsel bilgi ile değil, etik değerler/değer sistemi ile gelişmişti. aristo’nun adalet ve toplumlar arasındaki ahlak kavramı önemli bir rol oynamıştı. ayrıca dinlerin dogmatik düşüncelerine etkisine paralel olarak düzeni sağlamak için kurallar yaratılmıştı. kurallar başlangıçta etik değerlerin üzerine kurulmuş (doğal hukuk okulu felsefesi), daha sonra bilimlerin ve sosyolojinin ortaya çıkmasıyla sosyal olgu hukukun katmanları arasına girmiştir. günümüzde de pozitivizmin etkisiyle ve er bilimlerin gelişmesiyle beraber etik değer yerini sosyal ve teknik olgulara bırakarak bir transformasyon içine girmiştir. eskiden etik değer ve adalet duygusuyla çözülen hususlar şimdi bilimin teknik unsurlarıyla çözülmeye başlanmıştır. hukukta sosyal olguların etkisiyle yeni ortaya çıkan durumların çözümleri de tekniğe doğru gitmektedir. örneğin türk, isviçre, alman ve fransız medeni hukukları etik değer katmanının etkisi altındadır. fransız medeni kanunu kod napolyon doğal hukuk okulunun etkili olduğu dönemde hazırlanmıştır. napolyon komisyonlara giderek direktif verdiği için adı kod napolyon olmuştur. savaşlarıyla tanınan napolyon’un hukuki açıdan önemli ürünü kod napolyon avrupa’da büyük bir eki bırakmıştır. ilk olarak fransa’dan iktibas yoluyla alınan alman medeni kanunu, daha sonra alman hukukçular tarafından ileri sürülen olguların fransa ile uyuşmayacağı görüşünden dolayı savigny’nin düşüncesiyle kendileri tarafından hazırlanmıştır. bu, 18-19. yüzyıldaki ulus devlet kavramının bir etkisidir.savigny’nin meşhur tarihçi hukuk okulu böyle ortaya çıkmıştır. temelinde her toplumun sosyal olgusunun farklı olabileceği, bu nedenle de kanunların evrensel olamayacağı, ulusa uygun olması gerektiğidir. isviçre’de ise kantonlar almanca, fransızca ve italyanca konuşmaktaydı. bu nedenle isviçre medeni kanunu roma ve cermen hukuklarının etkisi altındadır.

    hukukun yaratıcısı insandır. bu nedenle sosyal olgunun merkezinde insan vardır. insanın bir bireysel hali, bir de toplumsal hali vardır. o halde insanın yaşadığı yer aklımıza gelir. insan bir zaman ve dünya içinde yaşadığından bu fiziksel alan doğa (tabiat), sosyal alan ise toplum olarak adlandırılır. bir varlık olarak insan beden ve ruhtan oluşur. bedenin ve ruhun etkisiyle toplumda yaşar. beden ve ruhun birleştiği alana davranış denir. özellikle toplumsal alanda davranışlarıyla iletişim halindedir. manevi alanı teşkil eden düşünce ve iradesini davranışlarıyla ve hareketleriyle belli eder. bunların dışarıya yansıması ancak davranışla gerçekleşir. hukukta insan açısından en önemli olanı davranıştır. hukuk insan davranışlarını düzene sokan bir faaliyettir. davranışın maddi şekline hareket, hareketin manevi unsuru ise irade/istençtir. olgular olay demetlerini ve daha sonra düşünce açısından kavramları oluşturur. kavramlar da kuram ve kurumları oluşturur. kavram düşünce faaliyetinin ortaya çıkarttığı bir üründür.algılama, düşünme, muhakeme ve anlama gibi faaliyetlerin temelinde sözcükler ve kavramlar vardır.
  • gündelik dilde oldukça sık yanlışlıklar yapılır, özellikle de "olay" ile değişimli kullanılır. halbuki sosyal olgu ile sosyal olay birbirinden oldukça farklıdır. sosyal olgunun başlangıç ve bitiş tarihi belli değildir, tarihin belli bir döneminde var olan hususlardır, bir ölçüde zaman ve mekandan bağımsızdır. olay ise zaman, mekan ve kişi ile kısıtlıdır. bu noktada evlilik sıkça örnek gösterilir. evlilik kurumu sosyal olgu örneğidir, ama ayşe ile mehmet'in evliliği bir "olay"dır.
hesabın var mı? giriş yap