• stephen king bilindiği üzere üretken bir yazardır. kolay okunabilir dili, yeri geldimi bulmacadan uzak didaktik yöntemiyle en çok okunan yazarlar arasına girmiştir. sanıyorum stephen king abimiz bu roman yazma işini formülize edip otomatiğe bağladıktan sonra verimliliğini kat kat artırarak ortalığı romana boğmuştur. olsun biz yine de severiz kendisini. şimdi geliniz bu formülü biraz kurcalayalım:

    1. romanlarınızda mistik ve alengirli konulara koşma işini kolaylaştırmak için mutlaka yerel öğelerden yararlanmalısınız. amerikada yaşıyorsanız bu elbette kızılderililer olacaktır. onların mutlaka böyle gizli kalmış bir takım efsunlu nesleri, gizli mezarları, büyülü lanetli objeleri vardır. belki de yoktur ama siz varmış gibi davranınız. oradan çok ekmek çıkar.

    2. romanlarınızda zihinsel özürlü bireyleri mutlaka gizli güçlerle donatınız. ya da fantastik güçleri olan karakterimiz muhakkak hafif de olsa biraz zeka özürü taşısın. otistik olsun, mongol olsun illaki bir gizli yeteneği vardır değil mi? zihinsel özürler belki de gizemli güçlerin bir yansımasıdır, olma mı? olur. siz romanınıza bir zihinsel özürlü -hatta mümkünse çocuk olsun- koyarsanız onun üzerinden ne temalara yelken açarsınız. öyle ya zihinsel özürler illaki bir gizil gücün kapısıdır. yerse...

    3. bir takım nesnelere alakalalı alakasız büyüsel güç kondurunuz. sonra onun üzerinden sovunuzu yapınız. şovu yaparken o nesnenin nereden, nasıl ve ne niyetle oluştuğunu pek kafaya takmayın. siz birşey kondurun, arkası gelir. romanın ilerleyen sayfalarında konuyla bağı kopabilir nesnemizin. olsun siz alakasız da olsa romanın sonunda o nesneyi yine gündeme getirin, konuyu toparlayın, oldu bitti. misal, tatilde bir yerlerde gezerken yöresel bir obje gördünüz. hemen not ediniz. ondan nefis hikayeler çıkar, vardır illaki bir gizemi...

    4. ah evet, unutmayalım: uzaylılar! nefistir onlar. uzaylılar üzerinden nefis atraksiyonlar yapabilirsiniz. kötü niyetli uzaylılar her yerde. gözleri de dünyamızda. kullanın onları, romanı bağlayamadığınız her yerde hayat kurtarırlar.

    5. şöyle 3 4 kişiden oluşan kanka gurupları şahane kurgular yaratır. bu kankalar çocukluklarından beri tanışıyor olsunlar. sonra bunlar büyüyüp adam olsunlar ama çocukluklarında yaşadıkları gizemli bir olay peşlerini bırakmasın. şöyle olsun, böyle olsun, içlerinden bir iki tanesi hayatta kalsın. kanka guruplarından nefis olay örgüsü çıkıyor.

    6. yeri gelsin bir araba canlansın, yeri gelsin bir köpek kudursun... bunlardan şahane roman çıkar. yeterki siz karakterleri sağlam kurun, aynı sinamatografik dili hiç bozmadan kullanın. zamanı gelir senaryo sıkıntısı çeken sinema sektörü bunları mutlaka filme çeker.

    7. ha, küçük bir şeyi unutmayalım: tüm bunları uygularken stephen king gibi bir hayalgücüne ve zekaya da sahip olmak gerekiyor. küçük bir ayrıntı ama şart tabi...
  • herşeyden önce iki tane akrep edinilip hava deliği bile üç tanecik olan bir fanusa yerleştirilir. bu düzenek direk çalışma masasında durmalıdır. bakıp bakıp ilham alınır. (bkz: the stand)
  • stephen king sıkmadan baymadan içinde ruh olan arabalarla ilgili 2 kitap** (toplamda bin sayfadan fazla) yazmıştır ki kısır bir konu için büyük başarıdır. hemen hemen tüm kitaplarında maine bağlantısı vardır, çoğu kitabında kara kule serisine göndermeler yapar. gözlüğü atıp ortalığın mına koyan tip** yine onun karakteridir. çoğu kitabında ka-tetleri anlatır.****

    bu ve benzeri klişeleri king'in rehber vasıtasıyla basitçe tanımlanacak tırt bir yazar değil tüm edebi ürünlerine hakim biri olduğunu düşündürüyor.
  • tasvir ve detay manyagi olmak on ko$ullar arasinda olmalidir..
  • (bkz: on writing)
  • -ilk 150-200 sayfa boyunca bir kasabada esrarengiz bir olay olduğundan bahsedip hiçbir ayrıntı vermemek. sürekli "o gün yaşanan o olaydan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, o olaydan sonra artık her şey değişmişti, kasaba halkı o olaydan sonra artık kimseye güvenemez olmuştu" diye ifadeler kullanmak ama asla o olayın ne olduğundan bahsetmemek. karakterlerin de diyaloglarda sürekli "evet o malum olaydan beri ben de çok değiştim" gibi cümlelerle o olaydan üstü kapalı bir şekilde bahsetmesi ama yine hiçbir diyalogda olayın ne olduğundan bahsedilmemesi.

    -kitabın yaklaşık en az 100 sayfası boyunca kötü karakterin çocukluğundan, babasıyla yaşadığı güven sorunundan, babasından sürekli dayak yediğinden ve azar işittiğinden, daddy issues'a sahip olduğu için şimdi tüm dünyadan intikam almaya yemin ettiğinden ve uzun yıllardır bir plan kurduğundan bahsedilmelidir. kötü karakterimizin çocukluğunda babasıyla sorun yaşadığından en az 10-15 farklı yerde 10-15 farklı şekilde söz edilmeli, buna en az 100-150 sayfa ayrılmalıdır ki okuyucu iyice anlasın.

    -kitapta bir canavar, hayalet veya öcü varsa bu canavardan bahsederken öyle muğlak ifadeler kullanılmalı ki okuyucu bu canavarın neye benzediğini asla anlayamamalı. aynı falcılar gibi "uzun desem değil, kısa desem değil, şişman desem değil, zayıf desem değil, aynı anda hem çok kıllı hem tüysüzdü, hem 8 tane gözü vardı, hem de kördü, hem ince çığlık gibi sesi vardı, hem de boru gibi kalın sesi vardı, vücudunda yara izleri vardı ama aynı zamanda yok gibiydi de, ağzındaki dişlerin her biri 30 santim büyüklüğündeydi ama aynı zamanda dişsizdi de" gibi kafa karıştırıcı ve birbiriyle çelişen muğlak betimlemeler yapılmalıdır.

    -hikayede gerçekler, hayaller, kabuslar, geçmişe dönmeler, geleceği görmeler hep iç içedir ama hangisinin nerede başlayıp nerede bittiği doğru düzgün belirtilmez ve aralarda hiçbir geçiş (transition) kullanılmaz. siz normal hikaye devam ediyor sanırken son 5 sayfadır aslında ana karakterin gördüğü bir hayali veya kabusu okuyorsunuzdur. tam o kabusu okumaya devam ederken hikaye çoktan gerçek hayata dönmüştür ama yazar haber vermeyi unuttuğundan siz hala kabusun devam ettiğini düşünürsünüz.

    -en sonunda tüm hikaye 2-3 sayfada çabucak gelişen olaylar neticesinde son bulur ana nasıl son bulduğu doyurucu bir şekilde açıklanamaz. tüm dünyaya terör estiren ve dünyayı avucunun ucunda tutan müthiş güçlü ve dehşet verici olan kötü kahraman veya canavar birden bire durup dururken bir yüzük gördü veya bir çocukla yan yana geldi diye çığlıklar içinde kendi kendini yok eder ve dünya huzura erer.
  • zaten açıkladığı rehberdir.
    görsel
    (bkz: on writing)
    ayrıca ; senaryo gibi yazmaz, film / dizi yapılacak eserleri için tekrardan senaryo yazar. çünkü senaryo yazmak bambaşka bir iştir.
  • bol bol maine dışındaki 49 eyalette yaşayan amerikalıların bile anlamakta zorlandığı yerel jargon ve argolar kullanılmalıdır.
  • kara kule, kujo, oyun, hayvan mezarlığı, o isimli kitapları okumadan bu zamanların en değerli yazarlarından birisine bok atmak da ne bileyim sığlık.

    kara kule ve ona bağlı kitapların rehberini yazabilir misin abidin?
  • emrinde ordular olan, yenilmesi imkansız gibi gözüken ve dünyaya hakim olma seviyesine gelen, her türlü ayrıntıyı en ince bir şekilde planlamış ve her türlü önlemini almış olan ultra zeki ve donanımlı kötü adamımızı ufacık bir çocuğun veya akli dengesini yitirmiş bir delinin son 3-4 sayfada basit bir hamleyle veya tılsımlı bir muskayla altetmesi ve imha etmesi. hikayelerin çok heyecanlı ve esrarengiz bir şekilde başlayıp aşırı tırt şekilde bitmesi.
hesabın var mı? giriş yap