• geçmiş ve günümüz dahilinde en çok eleştirilen ve şikayet edilen konuların başında hukuk sistemimizin yetersiz oluşu gelir.

    elbette hukuk yazılı metinlerden başka bir şey değildir ve adalet dağıtımı için yeterli değildir. zira tüm gelişmiş hukuk sistemlerinde kanunlar ihtiyaçlar çerçevesinde oluşturulur ve bu ihtiyacı karşılar ki adalet dağıtımı aksatılmadan yerine getirilir.

    bizde ise kanunlar ihtiyaç meydana getirirler ve adalet dağıtımı sağlıklı olarak yürütülemez.
  • mapusta iken bir ağabeyimizin deyimiyle ;"ben adaleti en son afyon kerhanesinde görmüştüm".

    mülkü olana adaletin olduğu, döner sermaye paylaşımı uğruna insanların kaderinin yazıldığı, sadece ekonomik faaliyet amaçlı yapı olması.

    ayrıca, saraylarda adalet dağıtıldığı nerde görülmüş?
  • hakimlik mesleğine alımlarda yazılı sınava ek olarak yapılan mülakatlardır hiç şüphesiz. bilemiyorum, bu işten canı yanan biri olarak belki de objektif bakamıyorumdur meseleye. fakat yazılı sınavda vasat bir puan aldığı halde amcalarının, dayılarının güçlü bağlantıları sayesinde 2 dakikalık mülakatlarda başarılı sayılıp mesleğe alınan, koca bir ömür boyunca aslında kendisine haram olan maaşı yiyen, herkesin "hakim bey, savcı bey" dediği, böbürlene böbürlene yürüyen kifayetsiz muhterisler meslek hayatları boyunca bu diyetin bedelini elli defa vermek zorunda bırakılıp her defasında adaleti temelinden dinamitlemekte beis görmezler.

    olduğu yere bileğinin hakkıyla değil de büyüklerinin ittirmesiyle gelebilmiş ve üzerine giydiği o cübbenin aslında emanet olduğunu çok iyi bilen namertler hakim savcı olduğunda dilerseniz olabilecek en güzel hukuki metinleri kanunlaştırın, yine de gün yüzü görmez toplumunuz.

    doktorluk mesleği hakimlikten daha mı az önemli veya boğaziçi bilgisayarın talibi daha mı az ki buralara girişte sadece adayın niteliklerini somut olarak ölçmeye yarayan yazılı sınav sonuçlarına bakmakla yetiniliyor da hakim savcılar daha mesleğe başlamadan birilerine karşı minnet borcu altına sokuluyor?

    bir de sanmayın ki bu bahsettiğim şekilde hakim savcı olanlar azınlıkta. aksine, bugün önünde el pençe divan durduğunuz tipi tiplerin çok büyük çoğunluğu 4 yıllık hukuk fakültesi eğitiminin ardından girdikleri sınavda ancak 70-75 alabilmiş, cübbeyi asla hak etmeyen, kaderinde vasat altı bir avukat olup kuru gürültü yapmaktan başka işe yaramamak olan mediocre’lardır.

    yazılı sınavda rock 'n' roll yapan akıllı, çalışkan ve fakat gariban vatan evlatlarının çiğnen hakları da işin cabası.
  • türk hukuk sisteminin ana sorunu türklerdir. özellikle türklerin ahlaksızlığıdır. savcının ahlaksız, hakimin ahlaksız, avukatın ahlaksız, davalının ahlaksız, davacının ahlaksız olduğu yerde hukuk sisteminin daha büyük bir sorunu olamaz.
  • türk insanıdır.çünkü dünyanın en iyi, en eşitllikçi,liberal,sosyal kanunlarını yürürlüğe soksanızda eğer bunu uygulayacak vasıfta insanınız yoksa, o hukuk sistemi yürümez.
    insanlar hukukun ne demek olduğunu bilmiyolar.
    hukukun kendileri için olduğunun da farkında değiller.evrensel temel hak ve özgürlüklerin kendi çıkarları için var olduğunu ve kendini devlete karşı ancak bu kuralların uygulanması sayesinde güvende olacaklarından da bi haberler.
    sadece anlık, devamı olmayan, kısa zevklerin insanı türk insanı.uzun vadede düzelir mi bilinmez. biz bu durumun farkında olan azınlıkta olan türkler olarak endişeli ve üzüntülüyüz.böyle olmamalı..
  • genel olarak uygulama kaynaklı sıkıntı çok fazla.
    aslında sıkıntı daha derinlerde kimse de görmek istemeyince hepimiz su üstünde çırpınıp duruyoruz ve sadece su köpürüyor.
  • uyulmaması. sadece yazılı olarak var olması.
  • iktidarın yargı erkini eline geçirmeyi arzulaması.

    her iktidar önce basını ardından yargıyı, askeriyeyi, polisi ele geçirmek,kendi sözünü dinletmek ister.bu yapılan etik değildir ama güçlü iktidarlar için gereklidir.

    yargı sistemi birileri tarafından şekillendirildiğinde
    liyakat ortadan kalkınca başlar ayak ayaklar baş olunca orada işler doğru gitmiyor hiçbir zamanda gitmedi.taraf olan kimselerden tarafsız olmalarını beklemek ilginç oluyor.

    bu olayların makro kısmı,elbette mikro kısmını hukukçular daha iyi analiz edecektir ama bir şey değişmeyecektir.türkiye'de hukuk siyasilerin avuçları içinde olduğu sürece.
  • hukukun ne olduğunu bilmememizden kaynaklanabilir.

    arkadaşım hukuk sadece yazılı kaynaklar değildir. yazılı kaynakların bittiği yerde örf ve adetlere bakılır. o da olmadı genel ahlak kuralları vs.

    ana soruna gelirsek ; suçu önleyemiyoruz. önleyememekle kalmıyor geleceğin suçlularını besleyip büyütüp kandırıldık deyip hapse tıkıyoruz. intikam alıyoruz.

    yani sorun siyasidir. suçu önlemesi gereken de , suçlu yetiştiren de siyasetdir.
hesabın var mı? giriş yap