• “hüma kuşu yedi kat göğün üzerinde dolaşır.”

    eski türklerin sosyal hayatında sayılar daima önemli bir yer tutmuş. düşünceleri, efsaneleri, masalları hep bu sayılar doldurmuş ve türk dilinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş.
    şimdi bile, kırk defa söyledim, yiğidin şartı üçtür, dokuz yerden kovuldu, dünyanın dört yanını gezdi, yedi gün yedi gece gibi ağzımızdan düşürmediğimiz sözler yok mu?

    işte türk mitolojisinde bazı sayıların çokça tekrar edildiğini bazılarının ise kutsal kabul edildiklerini görüyoruz.
    mesela türk ve moğolların kutsal rakamları “dokuz”dur. batı türklerinde yine batının tesiri ile bu kutsal sayı zaman zaman “yedi” olmuş.

    yedi sayısı, hıtay devleti* zamanında kutsal sayılar arasına girmiş. bunu, daha ziyade batı türklerinin bir etkisi olarak görmek de mümkün. biraz da mezopotamya kültürlerinin bir unsuru olan bu sayı, göktürk devrinden itibaren kozmolojik bir anlam kazanmış ve dünya “ yedi iklimdir” diye söylenmeye başlanmış. mesela altaylarda ve doğu sibirya şamanizminde gök dokuz kat iken, batıdaki fin ugor kavimlerinde yedidir.

    hıtay devletinde de yedi, daha ziyade takvimde “yedi gün”, “ yedinci ay” gibi dini ve “yedi kara çadır” gibi sosyal hayatta önem kazanmış.

    altay türk masallarında “yedi gün ve yedi yıl" önemli motiflerinden biridir. genellikle çocuklar, yedi günlük olunca ata binmeye, yiğitlik yapmaya başlarlar. türk masallarının çoğunda, çocuklara ad koyma töreni yedi yaşında yapılır. çünkü çocuk, kendine uygun bir ad alabilmek icin kan dökme ve baş kesme imkanını ancak yedi yaşında bulabilir.

    kara atlı han’ın hikayesini anlatan altay masalından örnek:
    “yedi kulplu demirden kara kazanı da alır ve yedi keskin ağızlı keskin bir kargı yapar. yedi dağı dolaşır ve yedi geyik lekesinin boynuzlarını toplardı.”
    yine aynı masalda kahraman 7 canlı canavarı öldürüp yedi kurdun peşine düşer ve yedi dağ, yedi zirve aşar.

    altay ve sibirya’daki türkçe efsanelerde iyiliği temsil eden akhan, yedi başlı dev olan yelbegen veya celbegen ile savaşır.

    gene altay şamanizminde,“yedi kuday” yani “yedi tanrı” gökte yaşayan yaratıcının adıdır ve 7 kızı, 7 oğlu vardır.

    tıpkı günümüzde hala devam eden 7 gün 7 gece düğün de daha o zamanlardan beri varlığını devam ettiren geleneklerdendir.
    “köl-erki’nin cok guzel bir kızı vardı. anne ve babasının bütün işlerine vakıftı. korkut, köl-erki ile birlikte bu kızı tuman’a söz kesti ve yedi gece yedi gündüz büyük bir düğün yaparak, padişahlara layık elbiseler hazırlattı. tozuk-barlan adlı bu kızı, boylece tuman’a verdiler.”

    sibirya’daki türk masallarına göre, yeraltına giden kaya-kapısı altın-dağ’ da bulunur ve bu kapının önünde de cedey-han’ın 7 köpeği bekçilik eder.

    türk mitolojisi astronomiyle de yakından bağlantılıdır. aslında biraz derinlere dalınca her şeyin her şeyle bağlantılı olduğunu görüyorsunuz.
    ya da ben zeitgeist'in fazla etkisinde kaldım, bilemedim şimdi. neyse konumuza dönersek güney sibirya’da toplanmış türkçe masallarda şuna benzer bir cümle geçtiğini görüyoruz: “oğlanın bindiği kısrak göğe uçuyor ve han da, 7 kurduna onu kovalamak icin buyrukta bulunuyor.”
    işte buradaki 7 kurt, büyük ayı takımyıldızı oluyor.

    altay mitolojisine göre gökyüzüne doğru yükselen çok büyük bir çam vardı. gökleri delip çıkan bu ağacın tepesinde ise tanrı bay ülgen otururdu.
    güney sibirya’daki abakan tatarlarının efsanelerinde bu görüş biraz daha değişmiştir. onlara göre dünyanın ortasında, göklere kadar yükselen büyük bir demir dağ vardı. bu dağın uzerinde de “ yedi dallı bir kayın ağacı" bulunuyordu. abakan tatarlarında bu ağacın 7 dallı olarak kabul edilmesi, daha ziyade batı sibirya halkları ile batı türklüğünün etkisi sonucudur.
    abakan tatarlarındaki dünya ağacı'nın 7 dallı olması fin ugor kavimlerinden ostyakların* mitolojisinde de vardır. gene abakanlarda savaşlar ya 7 ya 9 sene sürerdi.

    yakut türkleri arasından toplanmış er-sogotoh destanında da 7 kat gök vardır. cennet ise 7 kat göğün en üstünde ve ortasında bulunur.

    er-sogotoh efsanesi:
    “ak saçlı ana oğlana bunları dedikten sonra, biraz da hayat suyu vermiş ve oğlan sarı atına binip yola koyulmuş. oğlan ayrıca 7 inekle 7 öküz de kesip etlerini pişirip, derilerini de tulum yaparak, azığını koymuş ve tulumları da atının kulağına asmış ve acıktıkca buradan uzanıp yemeğe başlamış...”

    büyük hun devleti'nin ananelerini devam ettiren toba devletinde tahta çıkış töreni şöyle anlatılır:
    “7 kişi keçe bir halının altına girerek halıyı tutmuşlar ve yeni imparator bunun üzerine çıkarak batıya dönmek suretıyle saygı duruşunda bulunmuştu.”

    göktürk hükümdarı istemi kağan da, bizans imparatoruna yazdığı mektupta, kendisinin, “ yedi iklim hükümdarı” olduğunu söyler. “yedi iklim” yeryüzünün tamamını kapsayan bir deyimdir.

    yakutlara göre tanrı ilk defa 7 insan yaratmıştı. bütün yakut boyları ve hatta insanlık bu 7 atadan meydana gelmişti.

    bir diğer güney sibirya masalında, bir bahadır avlanırken karşısına bir geyik çıkar ve er de geyiğin peşine düşüp onu kovalamaya başlar. geyik kaçar, o kovalar. en sonunda bir bakır-dağ'ın önüne gelirler. baştan başa bakırdan yapılmış olan dağ birden bire açılır ve geyik de bu delikten içeri girer. az sonra geyik kaybolur ve karşısına yedi-tanrı (kuday) çıkar.

    not: prof. dr. bahaeddin ögel'in türk mitolojisi kitabından alıntılar içerir.
hesabın var mı? giriş yap