• zaman ve mekan kavramları dışında düşünemeyen aciz varlıklar olarak biz insanların canları sıkıldıkça sorması muhtemel sorulardan biri.
  • zaman ve mekan kavramlari icinde yasayan ve dusunen guclu varliklar olarak biz insanlarin, canlari sikildikca sormamasi gereken anlamsiz sorulardan biri.
  • papa onaltinci benedict in de kafasını kurcalayan soruymuş. zat-ı muhterem auschwitzi gezerken "neden tanrım sessiz kaldın? bütün bunlara nasıl müsamaha gösterdin?" demiş. ulan koskoca papa olmuşsun, biz mi söyliyecez sana tanrının nerede olduğunu? hem adama demezler mi "hadi o gün bi durum oldu, yahudilerle ilgilenemedi, tanrı şimdi nerede?"

    sanırım ölenler, acı çekenler müslüman, arap, asyalı, afrikalı vs. olunca papamız tanrısına sitem etme ihtiyacı hissetmiyor...
  • cevabi olmayan soru. cunku "nerede" kelimesi belli bir yer ve fiziki boyut ile anlam kazanan ifadedir. "tanri" kavrami gibi mekan ve zaman sinirlarinin disinda kalan bir kavrama icinde yasanilan uzay-zaman boyutuyla alakali cevaplar bulabilmek imkansizdir.

    bir de soyle bir sey var tabii:

    (bkz: the god gene)
  • (bkz: bende)
  • konu başlığı ile ilgili şöyle bir fıkra vardır;

    mahallenin iki afacan kardeşi tüm mahalleliyi bıktırmış. sürekli ana-babalarına şikayet geliyor mahalleliden. kırılan camların, kuyruğuna teneke bağlanan kedilerin, lastiği indirilen arabaların sorumlusu hep afacan kardeşler.
    ana-babası usanıp bu durumdan kilisenin papazına anlatırlar durumu ve yardım isterler. papaz "gönderin çocukları konuşayım" der.
    çocukları gönderirler. papaz önce büyük oğlanı çağırır. "söyle bakim evladım, tanrı nerede?". çocuk susar. papaz tekrar sorar:"evladım söylesene tanrımız nerede?". çocuk susmaya devam eder. papaz ısrarla sormaya devam eder, çocuk susmaya. sinirlenir papaz, "konuşsana be çocuk nerde tanrı?".
    çocuk aniden fırlar, kiliseden koşarak kaçıyorken seslenir kardeşine "kaçalım çabuk!". eve giderler, odalarına çıkıp kapıyı iyice kapatırlar, küçük oğlan sorar büyüğüne "neden kaçıyoruz?"
    büyük yanitlar:
    "işte şimdi hapı yuttuk, tanrı kaybolmuş bizden biliyorlar!!!"
  • her insanın kendinin cevaplayacağı soru.
  • hiçbir insanın kendi kendine cevaplayamayacağı sorudur nitekim inandığı tanrıyı öğrenmek için başka insanlara ihtiyacı vardır yine aynı şekilde inandığı tanrının yerini öğrenmek için inandığı dinin önde gelenleri tarafından yazılmış yahut yazdırılmış kaynaklara ihtiyacı vardır.. tanrısı , dini hakkında yeterli birikime sahip olduktan sonra ancak bu sorunun cevabını kendi yorumlayabilir , kimi bir nefes kadar yakınında olduğunu söylerken kimisi gökyüzünün derinliklerinde olduğunu söyleyebilir tanrının.. tabi bir de bu soruyu cevaplayabilmek icin ortada bir inanç olması gerek..
hesabın var mı? giriş yap