13 entry daha
  • 1455'de gutenberg'in keşfi ile ilk defa modern matbaa kurulmuş ve tarihin seyri değişmişti. tüm dünyanın büyük bir açlıkla saldırdığı bilginin kolayca çoğaltılması ve yaygınlaşmasına ancak yaklaşık 280 yıl* sonra müsaade edilen osmanlı'da, bunun dini, siyasi, hatta hattatların işsiz kalacakları düşüncesi gibi ekonomik bir çok sebebi vardı. sebepler çoktu, sonuçları ise herkes biliyor.

    bu zat, temsil ettiği kurumla birlikte, şu an üçüncü dünya ülkesi olmamızı sağlayan bu zihniyetin cisimleşmiş, yekpare, somut hali olarak karşımızda duruyor. şimdi çok fena sıkıştı ve tabi ki konuyu saptıracak. ortadaki sorun ile ilgili kafasında kurduğu nispeten haklı bir kaç argümanı sayıklayıp duracak. üzerindeki baskı arttıkça diyecek ki:

    "kardeeeşim" diyecek. "siz piyasada nasıl siteler var biliyor musunuz" diyecek. "arkadaşlarımın tespit yaparken bile psikolojileri bozuldu" diyecek. "bunları çoluğumuz çocuğumuz seyrederse n'olacak" diyecek. konuyu çocuk pornosu düzeyinde getirip bırakacak. olayı sadece manşetlerden izleyen büyük çoğunluk da "yaa, bak gördün mü" diyecek.

    oysa konu bu değil. konu aklı selim herkesin dediği gibi, internette neye ulaşıp ulaşamayacağımı devletin belirlemesi. devletin vatandaşa cahil, göbeğini kaşıyan, bidon kafalı vatandaş muamelesi yapması. tib'in kafasına göre web sitelerini, domain isimlerini yasaklaması. interneti, bilgiyi, teknolojiyi ufacık, zerre kadarcık bile kavrayamaması. tüm gelişmeleri mabadından anlamaya çalışması.

    asırlardır, bitmediniz, tükenmediniz. tüm insanlığın vebali üzerinizde. sizi adam edemezsek allah bizim de belamızı versin.
  • düzenlemelerin avrupa ülkelerinde de bulunduğunu, bunun bir ''sansür'' olarak algılanmasına şaşırdıklarını belirtmiş bu zat. yani btk (bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu) başkanı. yani gerçekte yasakları kendi kafasına göre yapan ve duyuran tib’in bağlı olduğu üst kurumun başkanı.

    bunlar hangi avrupa devletini görüp de feyz almışlar acaba diye araştırırken gördüm. geçtiğimiz ay (nisan 2001) btk olarak, suudi arabistan’ı ziyaret etmiş muhteremler. onların iletişim&bilgi teknolojileri kurumu ile görüşmüşler 3 gün. http://www.tk.gov.tr/…011/ziyaretler/sarabistan.htm
    alın size vizyon.

    tayfun bey, sizden utanıyoruz. zihniyetinizden, ahlak anlayışınızdan tiksiniyoruz. filtreler tüm dünyada var. ancak isteyen alıyor, isteyen almıyor. devletin kurumları kendi kafalarına göre, zorla filtre kullanacaksın demiyor avrupa’da. sizin “standart filtre şu anki yapıyla aynı” üçkağıdını da yapmıyor kimse. şu anki yapı zaten yanlış olan. inanır mısınız avrupa’da porno bile seyredebiliyorlar. akılsızlar kapatmayı becerememişler sizin gibi. lütfen bizi düşünmeyin artık, rica ediyoruz, lütfen.
  • tayfun acarer’in iyi biri olduğunu düşünüyorum. bizlerin, halkın, türkiye’nin iyiliğini düşünüyor. o dizisini seyrettiğiniz muhteşem kanuni sultan süleyman var ya. o padişahken modern matbaanın kurulması üzerinden yüzyıl geçmişti. kanuni de şüphesiz halkını, onların iyiliğini düşünüyordu ama gerçekte dünyayı değiştiren dinamikleri görememişti. tabuları, örfü, adeti, dini, kültürü engel olmuştu dünyayı titreten koca bir imparatorluğun, bugün üçüncü dünya ülkesi konumuna gelmesine kadar giden sürecini görmesine. kanuni de, ondan önceki ve sonrakiler de. etraflarındaki vezirler, esnaflar, ileri gelenler de görememişti. anlatılanların, dünyadaki gelişmelerin bizim toplumumuza uygun olmadığını, bizim ahlakımızı, dinimizi, kültürümüzü bozacaklarını düşünüyorlardı. matbaada haşa dine aykırı, ahlaka aykırı bir şey yazılıp çoğaltılırsa ne olurdu? dur bakalım dı!

    tayfun acarer de bizi düşünüyor. “yahu” diyor, “manyak mısınız siz, bu filtre sizin yararınıza” demeye getiriyor. “biz sizi, çocuklarımızı düşünüyoruz” diyor.

    konunun ikircikli bir yönü var. maalesef tabularımız yüzünden, ikiyüzlü ahlak sistemimiz yüzünden net konuşamıyoruz. konu geliyor dolaşıyor porno’da saplanıp kalıyor.

    birincisi porno kalkanı altında dünya kadar site, youtube’undan, richarddawkins.net’ine kadar kapatıldı. (sakın onların kararını mahkemeler veriyor diye zırvalamayın, başkanı olduğunuz kurumun ismini okuyun ve düşünün) bunları tartıştığınız anda, yasalar, mevzuat, böyle deniyor. btk/tib’in kendi kafasına göre kapattıkları kaynatılıyor. küçük siteleri, gerekçesini bile öğrenemeden kapatılan, emlakçısından, kız yurduna kadar envayi çeşit siteyi saymıyoruz bile.

    ikincisi ve daha da önemlisi porno seyretmek ayıp, yasak, ahlaksız bir şeymiş gibi gösteriliyor. (lütfen konuyu çocuk pornosu düzeyine getirmeyin, porno diyoruz) oysa değil. tayfun bey! biz, hiç de sandığınız gibi gizli niklerimizin ardından saydırmıyoruz, yerimiz yurdumuz, ip numaramız belli. biz sağlıklı insanlarız. bizler porno seyrediyoruz tayfun bey. eşimizle de seyrediyoruz, kendimiz de seyrediyoruz, ona bakıp masturbasyon da yapıyoruz. çocuklarımıza cinsel ve ahlaki eğitimi sizin zihniyetiniz onlara bulaşmadan biz veriyoruz zaten. çocuklarımızın yetişkin olmadan bu mataryellere ulaşması ile ilgili önlemleri alabiliyoruz. bunlarla karşılaştıklarında ne yapmaları gerek tiklerini, bunların ne olduğunu onlara anlatıyoruz. bu yüzden bu konuda sürprizlerle karşılaşmayacaklar. ergenliklerinde eşeklere, tavuklara, köpeklere meyletmeyecekler. gerdek gecesi, “olmuyor lanet olsun” deyip intihar etmeyecekler.

    porno’yu belirli bir yaşına altındakilerin ulaşımına engelleme mevzusu olsa idi konu, emin olun herkes size katılacaktı. ama siz böyle yaklaşıp pornoyu herkes için yasaklıyorsunuz. bunu da sloganlaştırıp, mahrem bir konunun açıkca konuşulamamasını da kullanıp, porno dışındaki site kapatmalarını, iç işleyişinizdeki bilinemeyenleri, özensiz, savruk, yanlışlıklar la dolu çalışmalarınızı, sehven şiarınızı örtbas ediyorsunuz.

    bizler yemiyoruz. bu zırvalarınızı bu işle ilgisi olmayan insanlar, bizim annelerimiz, babalarımız bir müddet daha yiyecektir. ama artık sizin de anlamanız lazım. bunun sonu yok. lütfen derhal o koltuğu terk edin. intihar etmenize, harakiri yapmanıza gerek yok. istifa edin yeter. bugüne kadar yaptıklarınız için özür de istemiyoruz. makamınızı terk edin de oraya bilim ve teknolojinin ne anlama geldiğini bilen, dünyanın en pahalı kıymeti olan bilgiye herkesin kolayca ulaşmasını sağlayacak, bu konuda kafa yoracak birileri gelsin. bilgiye çocuklara okullarda notebook dağıtıp, interneti yasaklayarak ulaşamayacağız.

    biz dersim’de 74 yıl önce yapılan katliamı 2000li yıllarda, köşe yazarları ve internet sayesinde öğrenmiş bir toplumuz. artık sizin yalanlarınızı duymak istemiyoruz. ermeni meselesini de, kürt meselesini de, şanlı tarihimizi de, dinimizi de, atatürk’ü de, bugüne kadar bizden gizlediğiniz her konuyu da kendimiz öğreneceğiz. kendi muhakeme gücümüzü geliştireceğiz. doğruyu yanlışı bizim adımıza siz ayırt etmeyeceksiniz artık, biz kendimiz ayırd edeceğiz. artık bize cahil, ne yaptığını bilmeyen toplum muamelesi yapmayın. biz öyle değiliz. artık bizi düşünmeyin. artık defolun hayatımızdan. lütfen.
  • tayfun acarer internette sansürün tek sorumlusu değil. tek başına suçlu değil. suçun çoğu bizde. oraya internetin ne olduğunu kavramış bir adam oturtamıyorsak suçlu biziz. ancak gündemdeki yasakları, btk/tib’in saçmalıklarını konuşuyor ve konuyu ortak bir dille tartışacak isek, tayfun acarer çok güzel, somut bir simge. yani günah keçisi olmayı en çok hakedecek kişi kendisi. tayfun abicim. yani senin hakkında konuşarak aslında temsil ettiğin kurum/kurumlar ve daha da önemlisi temsil ettiğin zihniyet hakkında yorumlar yapacağız. lütfen kişisel alma. just business.
  • ağabey. tevellüt epey var. elliyi devirmişsin. bu kafayla bizim söylediklerimizi algılaman imkansız. o yüzden aslında bizi anlamanızı beklemiyoruz. sadece bize acıyın be abi. vallahi çok zor durumdayız. bildiğini gibi değil. bak binlerce kişi yalvarıyoruz, komik komik entryler girmeye çalışıyoruz, ironinin batağına batmışız, protesto eylemleri yapıyoruz. azıcık empati yapın bari. çocuklarınıza bir sorun objektif olarak. diyorsunuz ya "internete girmeye korkuyorum yanımda biri varsa" diye. internetten korkmayın tayfun abi. aslında iq’su 80’in üzerinde olan birinin internette istediğini bulamaması, ya da istemediği bir yere yönlenmesi çok zor. muhtemelen yanlış sitelerde arıyorsunuz istediğinizi abi. yanlışlıkla habervaktim.com’a falan mı girdiğiniz yoksa ağabey? evet ahlakınızı bozabilir bazı siteler ama isterseniz oraya girmeyebilirsiniz de. onları kapatmanıza gerek yok. hadi be abi. yapın bi kıyak artık.
  • tayfun yoldaş. üzülerek söylemeliyim ki galiba sizin btk/tib ofislerindeki tüm bilgisayarlara virüs girmiş. öyle böyle de değil kafam kadar virüsler dolaşıyor bilgisayarlarınızda. o yüzden tarayıcınızı, daha açtığınız anda, sizi (afedersiniz) sikli, amcıklı, sitelere gönderiyor. sizi anlıyorum comrade. tayfun yoldaş. zor bir durumun arifesindesiniz. muhtemel, o pc’leri normal antivirüs vb yazılımlarla temizlemek imkansız. format şart. biliyorum, yedeklemek neyse de, yeni kurulmuş bir bilgisayara kullandığınız eski yazılımlar yüklemek çok eziyet verici. winrarından pdfine, ofisinden, tarayıcı geçmişine, yükle babam yükle, öldürüyor adamı. not alsan bile biri unutuluyor illa, deli ediyor sonra.

    ama tayfun yoldaş, bu artık kaçınılmaz. lütfen biranönce bu formatları atıp, ücretsiz bir antivirüs yazılımı kurup, interneti normal insanlar gibi kullanmaya başlayın. sevglilerle.
  • tayfun hocam. “istifa et” lafları falan geçiyor biliyorsun. bunlardan ürkmüş olabilirsin. hep empati yap diyoruz sana ama günlük hayatın hayhuyunda bazen biz de empati yapmayı unutuyoruz işte. az da olsa, çok da olsa aylık maaşın yatıyor hesaba. her ne kadar bize hak versen de istifa etmen bu anlamda zor olabilir. ama çaresiz değiliz. eğer dünyalığını yapmadıysan hocam, ne olur bir şekilde haber et bize. yemin ediyorum bir kampanyaya bakar her şey. istifa etmen karşılığında yedi sülalenin geçimini sağlayacak parayı, tüm sülalenizle komple fuji adalarında yaşamanızı sağlayacak kadar parayı 2-3 gün içinde internetten toplayacağımıza söz veriyorum. ama önce iki üç günlüğüne yasakladığın binlerce siteyi açman lazım. böylece herkese ulaşıp kampanya hedefini hızlıca tutturabileceğiz. lütfen bizi aramaktan çekinme hocam. rızık bu, ayıp değil. hassas bir mevzu biliyorum ama önemli.
  • sevgili dinkardeşim tayfun. allah razı olsun, bizi, çocuklarımızı, geleceğimizi korumak için gerçekleştirdiğiniz yasakları, filtreleri kısaca tüm yaptıklarınızı takdirle karşılıyorum. allahın rahmeti üzerine olsun. bununla birlikte kardeşim, biz son bir iki haftadır, internet yasakları konularında bir çok tartışma yaptık. televizyonda, radyo’da, internette. bir çok kanalda internet karşısında olmaktan quasimodo’ya dönmüş onlarca gençle tartıştık. onlara dedik ki, “sizin yaşınız küçük, devlet en doğrusunu bilir, bak yüzünüzde nur kalmamış internet karşısında sabahlaya sabahlaya” dedik. ama çok kalabalıklar be ahretlik. konuşturmuyorlar adamı. özgür olacaklarmış. sanki ne demek olduğunu biliyorlarmış gibi.

    neyse tayfun bey oğlum, yani tayfun kardeşim, (yaşım senden büyük ondan öyle şeyettim, sen kusuruma bakma) onlarca programda her seferinde seni aradık, başkanı olduğun kurumdan birilerini aradık. şu karşımızdaki zibidilere birkaç çift laf söyleyesin diye bekledik ama hepinizin cebi kapalı be kardeşim. hatta bazılarınız yönlendirme müziğini ibrahim yk’dan feysbuk yapmış. kurumu arayanları “karadeniz kebap buyrun” diye açmaya başlamışsınız. ama sekreter kzın sesi aynı. bunlar yakışmıyor size kardeşim. kısacası size ulaşamıyoruz hafız. bunlar iyice azdılar. bir ses verin yahu. öyle kafanıza göre basın açıklaması yapmanız kesmiyor artık bunları. bir ses verin n’olur? vallahi fena durumdayız.
  • tayfun abi. abi hürriyet gazetesine röpörtaj vermişsin.

    "ben dinlendiğimden kaygı duymuyorum. hatta elimden gelse beni dinleyin diye resmen müracaat edeceğim. eğer eşimle yaptığım bir konuşma dinlenirse ondan rahatsız olurum tabii. bu kişilik haklarının ihlalidir. onun dışında dinlenmekten niye kaygı duyayım ki?”

    demişsin. abi üzerindeki baskıyı anlıyorum. ama hatlar iyice karışmış, kafan bi dünya olmuş be abi.

    söylediklerinden şu anlaşılıyor. “eşimle konuşmaları dinlemesinler, ondan rahatsız olurum. ama onun dışındakileri dinlesinler”

    tayfun abi. orada vardiyalarla çalışan dinleme elemanlarına da acı lütfen. üç kuruş paraya gece gündüz adam dinliyorlar. çan çin çon...kafaları kazan gibi olmuş. adamlar senin eşinle konuşup konuşmadığını dinlemeden nasıl anlayacak? telepati mi kuracaklar? bu kadar zorlama kendini. eşine ayıp ayıp şeyler söylemiyorsan telefonda, niye utanacaksın abi. bırak onu da dinlesinler. bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu başkanına da bu yakışır.
  • abicim. tayfun abi. şimdi bu filtre meselesini çok karıştırdılar tayfun abi. oysa olayın filtre ile alakası yok. asıl mesele , internet politikası, sansür mekanizması ve devletin internetteki tahakkümü idi. ha aralarında bir fark kaldı. o fark ile iki mesele daha anlaşılır oldu. o fark sensin abi.

    mesela tayfun abi, herkesin hayatına kimse karışamaz. ha karışamaz derken, nasıl karışamaz? biri youporn’a girer, biri richardawkins.net’e girer, biri habervaktim’e girer. girer. hiçkimsenin kimseye karışma hakkı yoktur, olmamalıdır. herkesin özgürlükleri vardır.

    ha, sansür, kurban olduğumuz devletimizden gelebilir. amma lakin ki işin aslı öyle değildir. devletimizi severiz ama sansür yapmaya, bizim ahlakımızı koruma adına bize ne yapacağımızı söylemesine hakkı yoktur. yorumlamamız bu kadar tayfun abi. selamlar, ailenize hörmetler.
44 entry daha
hesabın var mı? giriş yap