• burak arlıel'in yönettiği belgesel film; ikinci dünya savaşı sırasında bir çok yahudiye türk pasaportu vererek onları trenle türkiye'ye getirip, hayatlarını kurtaran türk diplomatların hikayesini anlatıyor. yapımı uzunca bir süredir sürmekte. son aldığım bilgilere göre filmin montajı bitirilmiş, vizyona giriş tarihi ise maalesef belirsiz.
  • web sitesi unavailable olsa da konusu yüzünden ilgimi çekmiş film.

    edit:yenileyince çalıştı sitesi ama keşke türkçede olsaymış.
  • fragmanının sonundaki ''whoever saves one life, saves the world entire.'' alıntısıyla yürekleri mahveden parçalayan, bir an önce gösterime girse de izlesek dedirten şahane bir belgesel filmdir.
  • "whoever saves one life, saves the world entire" ile maide suresine atıf yapmış olan belgesel film. kaliteli bir yapıma benziyor, merakla bekliyoruz.

    “bundan dolayıdır ki, israiloğullarına kitapta şunu bildirdik: kim katil olmayan ve yeryüzünde fesat çıkarmayan bir kişiyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. kim de bir adamın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış olur.” (mâide, 5/32)
  • istediğiniz kadar "aslan türkler, gariban yahudileri kurtardılar" diye övünün. hitler'in shoah planını, türklerin ermenileri bütün dünyanın gözü önünde yok etmesinden güç alarak oluşturduğunu unutmayın.
  • ayse kulinin nefes nefese isimli kitabi ile ayni konuyu iceren filmdir. birkac farkli kaynakta da yine fransaya atanan türk konsolosluk görevlilerinin bizzat kendi inisiyatifleri ile alman zulmünden kacirdiklari yahudileri anlattigini görebiliriz. tabiki ayse hanim yine ask entrika katmistir icine ama fransada kacirilan yahudilerin yolculugunu da iyi islemisdir kanimca. zaten trenin sadece iki vagonunda kacak yahudiler vardi. ayrica bir de anektod paylasayim; tren berlinden gecerek gidiyor. oha güzergaha bak demeyin. plan yapmis herifler. neyse iste, yeni bi olaymis gibi duyan "vay anasini ne film olacak lan" diye bekleyenlere az bisi tarih okumalari önerilir. izlemeden önce!
  • tanıtımlarında "the only holocaust story with a happy ending" yazıyor. çok iyi bilinen bir soykırım hikayesi olan schindler's list de benzer bir sonla bitmiyor muydu?
  • gösterime girdikten sonra rayından çıkmış türk-israil ilişkilerinde bir duygusallaşma, şöyle bir yumuşama, kaynaşma, sarılma etkisi yaratmayacağı ortada olsa da nasıl bir tepki alacağı merak konusu.

    umarım, milliyetçi jargon falan kullanılmadan etkileyici bir belgesel film olmuştur. trailer'ı umut vaadediyor.
  • (bkz: struma)

    propagandadır. bu tür girişimler, dönemin türk devletinin bir politikası değildir. bir efsane yaratıp, filmini çekebilirsiniz. yalnız, struma'da ölenlerin acısı unutturamazsınız kolayca.

    rumen yahudiler hala ağlıyor, struma'ya ne oldu diye? hakkat struma'ya ne olmuştu? milliyetler ve devletler adına güzelleme ancak buraya kadar namus yontabilir. dersimlilere, ermenilere, süryanilere, pontuslulara yapılanlardan hicap duymazsan, struma'yı unutursan en fazla "hah biz de propaganda imkanı bulduk"tan ötesi gelmez.

    türkiye halkına samimiyetsiz bir gurur aşılayacaktır.
  • filmi bilmem, ingilizcem de anadilim değildir. lakin "whoever saves one life, save the world entire" değil de "whoever saves one life, saves the world entire" denmesi gerekmez mi sorusunu aklıma getirmiş slogana sahip filmdir.

    songokuu'nun uyarısı üzerine edit: fragmanın sonunda benim olmasını gerektiğini düşündüğüm şekliyle yazmışlar. ttnet'in süper hızı sağolsun fragmanın açılmasını bekleyemedim. benim bahsettiğim yanlış yazım sitenin hemen sol tarafında gözüküyor. bu durumda daha da saçma oldu, bari her yerde yanlış yazmış olsalardı keşke.

    bin yıllar sonra gelen edit: sitedeki yazım yanlışını düzeltmişler.
hesabın var mı? giriş yap