24 entry daha
  • 1. ile 2. dünya savaşları arasındaki dönemde totaliter ve solidarist rejimler tüm orta ve doğu avrupaya hakim oldu. alman nazizmi, italyan faşizmi, rus bolşevizmi, avusturya korporotizmi, polonya, macaristan, bulgaristan, yunanistan ulusçu totalitarizmleri düşünülünce, sanki parlementer, demokratik rejimler geçerliliğini tamamen yitirmiş gibiydi.
    anti liberalizm tek renkti; ülkenin ve liderin yapısına göre değişen tonlarda olsa da.
    sözü edilen rejimler bir çok noktada ortaklaşırlar.
    * toplumu ortak bir amaç uğrunda “kenetlemeyi”, harekete geçirmeyi; onu “köhne alışkanlıklar”dan kurtarmayı hedefleyen bir toplumsal mühendislik projesi vardır. reformdan ziyade devrime yönelirler.
    * dini devlet güdümüne almak, siyasi ve milli amaçlar için araçsallaştırmak, değilse lanetleyip tasfiye etme çabasındadırlar.
    * halkçılık ilkesinin gereği olarak, halkı iktidara taraftar kılmak. bunun için “parti” öncülüğünde propaganda faaliyetlerinde bulunurlar. hepsi, başına ayrı bir sıfat takılmış (nasyonal, korporatif, devrimci vs.) bir “demokrasi”ye sahip olma iddiasındadır.
    * hepsi özcü, milliyetçi bir “aslına dönüş”, unutulan meziyetlerin tekrar kazanılması miti geliştirir.
    * iktisatları devletçidir. devletin tam güdüm ve denetimini öngörür. (bkz: milli iktisat)
    * cumhuriyet rejimini, liderin hakimiyetini sürdürmesi, rakipleri bertaraf edip devletin tüm gücünü eline alması için araçsallaştırırlar.

    hal böyleyken, 2. dünya savaşı sonrasında diğerlerinin çoğu yıkılırken tc totalitarizmi baki kaldı. neden ola ki, diye sorarsanız şöyle derim;

    * tek parti rejimi kitlesel katliamlar yapmadan kurulmuş, bu muhalefetin sertleşmesini önlemiştir.
    * kuruluşundan 23 yıl sonra kısmen demokrasiye geçmiştir.
    * benzerlerinde görülmeyen bir batılılaşma süreci var (ki hala devam ediyor)
    * din konusunda almanya ve italya örneklerinden çok daha şedit, müdahaleci ve katıdır.
    * ideolojik olarak, mesela sscb den daha esnek olması, zamanın gereklerine uyabilmesini sağlamıştır.
    * alman, italyan örneklerinden dış siyasetteki barışçı tutumuyla ayrılır.
    * devletin ideolojisini net olarak belirlemediği gibi, sağ-sol (alman-sovyet) kamplaşmasına da meyletmemiştir. bu onu 2.dünya savaşı ve sscb nin dağılışı gibi krizlerden korumuştur.

    (kaynak: sevan nişanyan- yanlış cumhuriyet)
53 entry daha
hesabın var mı? giriş yap