52 entry daha
  • peşin not: daha fazlası için (bkz: the emperor's new mind)

    hafiza bankası ve mantık ünite sayısı insan beynindekinden fazla, yeni bir model bilgisayarın piyasaya çıktığını varsayalım. yine bu bilgisayarların dikkatle programlanmış ve uygun türde ve büyük miktarda veriyle yüklenmiş olduğunu varsayalım. yapımcıları, böyle cihazların gerçekten düşündüklerini iddia ediyor. belki gerçekten zeki olduklarını da iddia ediyorlar. veya daha da ileri giderek cihazların acıyı, mutluluğu, şefkati, gururu vs gerçekten hissettiklerini ve ne yaptıklarının farkında olduklarını ve işlevlerini gerçekten anladıklarını ileri sürüyorlar. öyle görünüyor ki bu cihazlar bilinçliler. yapımcılarının iddialarının inanılır olup olmadığını nasıl anlayacağız?
    normal olarak, bir makine satın aldığımız zaman değerini, bize sağladığı hizmetle ölçeriz. beklediğimiz hizmetleri tatminkâr şekilde yerine getiriyorsa memnun oluruz. insan fonksiyonlarına sahip olduğu iddia edilen söz konusu makineyle ilgili bu iddiaların doğruluğunu anlamak için yapımcının kriterine uygun olarak, mekinenin fonksiyonlarını yerine getirirken bir insan gibi davranıp davranmadığını sorarız.

    bu örnek bize tamamen işlevsel bir yaklaşım sağlamaktadır. işlevselci, bilgisayarın, düşünme anında bir insanın davranışından ayırt edilemeyecek tarzda bir davranış sergilemesi koşuluyla düşündüğünü söyleyecektir.
    bu bakış açısı alan turing'in 1950 yılında mind (turing 1950) adlı felsefe dergisinde yayımlanan "computing machinery and intelligence" başlıklı makelesinde cok güçlü şekilde savunulmuştur.
    makalede, bu görüş ilk kez "turing testi" olarak tanımlanmıştır.
    testin amacı bir makinenin düşündüğünü söylemenin mantıksal olarak mümkün olup olmadığıdır.

    turing testine göre bilgisayar, gönüllü bir insanla birlikte, sorgulayıcının görüş alanının dışında bir yere saklanır. sorgulayıcı, yalnızca soru sormak suretiyle, hangisinin insan hangisinin bilgisayar olduğunu saptamaya çalışır. sorgulayıcının aldığı yanıtlar tamamen ses gizlenerek, yani ya bir klavye sisteminde yazılarak ya da bir ekranda gösterilerek verilir. insan denek soruları içtenlikle yanıtlar ve sorgulayıcıyı kendisinin insan, öteki deneğin bilgisayar olduğuna ikna etmeye uğraşır; fakat bilgisayar yalan söylemeye programlanmış olduğu için, kendisinin insan olduğuna sorgulayıcıyı inandırmaya çalışır.

    bu testin bilgisayar için adil olmadığı öne sürülebilir. roller değiştirilerek insanın bilgisayar gibi davranması ve bilgisayardan sorulara içtenlikle, doğru yanıtlar vermesi istenseydi sorgulayıcının hangisinin insan hangisinin bilgisayar olduğunu anlaması çok kolay olurdu. yapması gereken bütün iş, çok karmaşık bir aritmetik hesabının yapılmasını istemek olurdu. iyi bir bilgisayar yanıtı hemen ve doğru şekilde verirken, insan yanıtı vermekte zorlanırdı. (bu konuda biraz dikkatli olmak gerekiyor, çünkü herhangi bir aritmetik işlemini şaşmaz doğrulukla ve fazla çaba sarf etmeksizin zihinde çabucak gerçekleştirebilen "hesap dâhileri" bulunabilir. örneğin, okuma yazma bilmeyen bir çiftçinin oğlu olan ve 1824-61 yılları arasında almanya'da yaşamış olan johann martin zacharias dase, herhangi sekiz basamaklı iki sayının çarpımını bir dakikadan az bir sürede, yirmi basamaklı iki sayının çarpımını altı dakika gibi kısa bir sürede zihninde gerçekleştirebiliyordu! daha yakın dönemlerde, 1950'lerde, edinburgh üniversitesi matematik profesörü alexander aitken'in bu konuda insanı etkileyen başarıları olmuştur.
    test amacıyla sorgulayıcının daha zor işlemler seçmesi, örneğin otuzar basamaklı iki sayının çarpma işleminin iki saniyede tamamlanmasını öngören sorular seçmesi gerekecektir. böyle bir soru, iyi bir modern bilgisayarın kolaylıkla üstesinden gelebileceği bir işlemdir.) böylece, bilgisayar programcılarına bilgisayarın bazı durumlarda gerçekte olduğundan daha "aptal" görünmesini sağlamak düşüyor. çünkü sorgulayıcının bilgisayara karışık bir aritmetik sorusu sorması halinde, bilgisayarın soruyu yanıtlayamıyormuş gibi görünmesi gerekir; aksi halde kısa sürede kendini ele vermiş olacaktır! bilgisayarın bu şekilde daha "aptal" görünmesini sağlamak sanırım programcılar için özellikle ciddi bir sorun yaratmayacaktır.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap