• kerrakeyi telaffuz ederken r ye yapılan baskıyla coşulup okkalı bir küfür sallanabilir. misal:
    - şimdi anlaşıldı vehbi nin kerrakesi! vay ......... vay!

    bunun yanında kalabalık ortamlarda söylendiğinde duymamış olanları tebessümden kahkahadan boğan bir deyimdir.
  • (bkz: kerrake)
  • anlaşıldı vehbi'nin kerrakesi,yanlışlıkla biniş olmuş hanımın feracesi
    anlaşıldı vehbi'nin kerrakesi,züğürtlükten cübbe oldu karının feracesi şeklinde iki kullanımına rast geldiğim 1.deki yanlışlıkla ve hanım sözcüklerinden hareketle daha eski ve aslolanın 2.si olduğunu sandığım atasözü ya da deyim sayılamayacak tekerlemedeki yine muhtemelen bilim adamı olmayan vehbi amca'nınnamahremi,yongası.
  • ayrıca her faustun en az bir mephisto satranç bilgisayarı* varsa , bizim bilim adamımız vehbi amcanın da feyz aldığı,gerekirse zılgıt yediği modifiye* umacısı halihazırda kerrake yi gözetip,kollayıp
    vehbi amca'ya akademik çalışmalarında sükunet ve karı-mahalle dırdırından enikonu uzaklaşma imkanı vermektedir.

    ileriki zamanlarda vehbi'nin kerrakesi tekerlemeden kurtulacak, deyimler sözlüğü'ne kabul edilecek ,böylelikle vehbi amca bedelli askerlik beklentilerine geri dönecektir

    (bkz: vehbi ramanujan)
  • ekşi sözlük ile tanışmamı sağlayan kerrake. olayımız based on a true story olup biraz uzun ve sıkıcı olabilir, uyarmadı demeyin.

    üniversite birinci sınıfta okurken gördüğüm bir rüyada rastladım ben bu söze. yüzünü göremediğim bir erkek sesi sabaha kadar "vehbi'nin kerrakesi, vehbi'nin kerrakesi" deyip durmuştu. dur soluklan ondan sonra yine devam et be adam, ama yook!! herif uykumun içine edene kadar nefes bile almadı. gözlerimi açtığımda ağzımdan "vehbi'nin kerrakesi ne laann!!" çok gür bir şekilde çıkmış olacak ki ev arkadaşım başına gömdüğü yastıktan kurtulup "lan yeter amına koyyim" demişti. adamla düet yapıyormuşuz da haberim yokmuş.
    sabahın körü olmasına rağmen uyku tutmamış, yatakta dönüp durmakta pek sıkıcı gelmişti. evde internette olmadığından bir hışımla giyinip internet kafe yollarına düştüm. internet kafe sahibi kerrakesiz uykusundan uyanıp geldiğinde ben kapıda titrer halde beklemekteydim. hemen oturdum bilgisayarın başına, yahoo, alta vista hangi arama motoru varsa arattım. vehbi koç'un kerrakesine kadar öğrendim ama benim vehbi den bir iz yoktu. "sözlük" kelimesini aratırken ekşi sözlük e rastladım da azıcık soluklandım. "vay anasını, herifler yapmış anasını satayım" deyip takıldım biraz. o zamanlar bilgisayar kullanmaya yeni başlayan biri için, merakediyorum.com.tr diye web sitesi kurma hayali gayet yaratıcı gelmişti fakat çok daha mantıklısını karşımda görünce hayal kırıklığına uğramadım değil hani. bizimkiler bana bi commodore 64 almış olsalardı, pc teknolojisine bu kadar geç kalmış olmazdım ne de olsa.** internetten ümidi kesip, her şeyi bilen adamlara telefon etmeye başladım. 100 lük ptt kartını tüketmemle hayallerimin yıkılması da aynı an'a rastlar.
    pes etmek yoktu, zafer çabuk gelmemişti ama gelmeyecek demek değildi. okulun edebiyat bölümüne elçiler yolladım; hocalarına sorsunlar da öğrensinler diye. kafalarını kesip bana geri yollayacaklar diye korktum sonra, adamlardan haber alamayalı 2 ay oluyordu ve hayatlarından endişelenmeye başlamıştım. bu iki ay zarfında boş durmadım tabi ki. ağzıma yapıştırdım deyimi. kim ne derse "vehbi'nin kerrakesi işte ehehehe.." diye espri gibi kullanır olmuştum. genelde aldığım tepki "o ne be" oluyordu ama olsundu. iki dansöz figürü ile kıvırıyor, salak durumuna düşmüyordum. "o ne be" demeyenler önemliydi benim için ne de olsa. sessiz kalan oldumu hemen kontratağa kalkıp kerrakenin peşine düşüyordum. ısrarlı çabalarım sonuç verdi ve "işin aslı şimdi anlaşıldı işte" anlamında kullanılan bir deyim olduğunu öğrendim. peki bu bilgi gerçek hayatta benim ne işime yarayacaktı? flashback yapıp o sabaha geri döndüm. aman tanrım, sonuç sıfırdan büyük ya da küçük değildi. kıçım açıkta kalmıştı hepsi bu. bilinçaltım bana kötü bir oyun oynamıştı ve çevremde sigmund freud gibi bir adam da yoktu. hoş olsa da bir şey değişmeyecekti. bir puro bazen sadece bir purodur deyip başından savacaktı beni.
    bu adamla* 66 gün önce yine karşılaştım. "101 gün sonra görürsün sen" di yeni motto su. e haliyle "101 gün sonra ne görecem laaann!!" diye fırladım yataktan. bu sefer insaflı davrandı gibi görünse de kalleşlik yapmıştı. bilmediğim bir kelime söyleyememişti, zira artık sözlük her bir şeye cevap bulabiliyordu ne de olsa. kaldı 35 gün, bekliyorum dört gözle bakalım, yine kıçım açıkta mı kaldı diye.

    iş bu entry ye tahammül eden herkese teşekkür ederim, amin.
  • ing. (bkz: now it figures)
  • şimdi anlaşıldı vehbi'nin kerrakesi, kaçarken cübbe oldu kadının feracesi diye bildiğim söz.

    hikayesini şöyle duymuştum; vehbi diye bir kişi çapklınlık amacıyla bir kadının evine gider. bu durumdan haberi olan ahali kadının evini basmak üzere kapıya toplanır. vehbi can havliyle camdan kaçar, kaçarkende aceleyle kendi cübbesini değil kadının feracesini alıp camdan atlar. bu şekilde çarşıdan koşarak geçer. esnaf önce bir anlam veremez ardından vehbi'yi kovalayan grubu görünce işin aslı şimdi ortaya çıktı manasında bu sözü söyler.

    bir sohbet esnasında kullanması güzeldir.

    (bkz: yaz bunu güzel laf bu)
  • bahsi geçen vehbi’nin sümbülzade vehbi olduğu rivayet edilir.
    (bkz: sümbülzade vehbi)
  • halk ağzında ebenin örekesi olarak da söylenen kör rake olup eğer kör değilsen sağdakinde görülebilir.
hesabın var mı? giriş yap