• yaprak öz'ün son romanı, yeni bir yıldız alatan macerası. sipariş verdim heyecanla bekliyorum okumayı.

    tanıtım bülteninden:
    kocası ziya’nın tüm endişelerine ragmen detektiflik macerasına kaldığı yerden devam ediyor yıldız alatan.
    bu kez gizemli olaylar, seksenli yıllarda, villa şakayık adlı bir yazlık sitede yaşanıyor.

    polisiye romanlara düşkün alatan, usta bir terzi, dört dörtlük bir ev kadını, tatlı bir komşu, iyi bir dost ve eğlenceli bir anneannedir.
    en büyük hayali, çözüme kavuşturduğu gizemli olaylarla ilgili yazdıklarının bir gün yayımlanmasıdır.

    türk polisiyesinin usta kalemlerinden
    yaprak öz’ün, bu yeni macerasında
    yıldız alatan’la birlikte sırların peşinden gitmeye hazır mısınız?
  • çok güzel çikolatalar vardır, güzelliğinin yanı sıra ya çok pahalıdır ya da yakınlarınızda yoksa temin etme durumunuz kısıtlıdır. hani, bitmesin diye azıcık azıcık mı yesem yoksa kurabiye canavarı gibi oturup hemen bitirsem de kısa da olsa keyfini sonuna kadar yaşasam mı diye ikilemde bırakır sizi. (tabii bu tamamen benim çikolata konusundaki tutkumla alakalı bir yorum oldu)
    tüm yaprak öz kitapları gibi, villa şakayık da tam olarak bu hissiyatla elimde şimdi. iyi ki var yıldız alatan hanımefendi.
  • yaprak öz'ün önceki tüm romanlarını ve yıldız alatan serisinin ilk kitabını okumuş biri olarak açıkçası aradığımı bulamadığım kitaptır.

    öncelikle yıldız alatan karakteri'ni serisinin ilk romanında da sevmemiştim ama bir şans daha vereyim dedim. ancak bu romanda hiç hiç sevmedim. kitabın sonunda cinayetin çözülmüş olması yıldız alatan'ın ne burnunu işi olmayan bir şeye soktuğu gerçeğini, ne birilerinin mahrem hayatına daldığını, ne de kocasına ayak üstü kırk yalan söylemiş olmasını değiştiriyor. bu nedenle, romandaki cinayete üzülmedim de bu kadının yine kahraman olmasına üzüldüm. ayrıca, 350 sayfadan fazla olan kitabın 100 sayfa az olsa hiç bir şey kaybetmeyeceğini aksine çok şey kazanacağını düşünüyorum. hikayeye bir gram katkısı olmayan yazlık komşusu muhabbetinden niye bu kadar çok serpilmiş böylesi bir romana anlamak mümkün değil. romanda bir tane bile kadın karakter yok ki tipik aptal kadın özellikleri göstermesin. al asuman'ı vur handan'a... açıkçası romanın 50. sayfasından itibaren yazarın bu yıldız alatan serisi ile kendi okur kitlesinden daha farklı bir kitleye hitap ettiğini düşünüyor, bu nedenle de bu seriyi bir daha okumayı düşünmüyorum.
  • farahnaz'ın çiçeği'ne oranla daha az çekici bulduğum ikinci yıldız alatan polisiyesi.

    --- spoiler ---

    yıldız alatan bu sefer yazlıkta gizem çözüyor, yine kadın arkadaşlarını alıyor yanına, yine kek, börek, kısır, barbunya pilaki arasına bir cinayet sığdırıveriyor. ancak bu sefer 80'lerde bir ailenin başına gelebilecek en acayip olaylar silsilesi diyebileceğimiz gizemi çözerken yaptıkları pek hoşuma gitmedi. pek fazla sınırı aşmış, burnunu sokmuş gibi hissettim okurken.

    öte yandan bir yaşlı kadının cinayet çözmek dışında en eğlenceli ikinci aktivitesi olan çöpçatanlığı da başardı bu kitapta yıldız hanım, tebrikler.
    --- spoiler ---
  • okumaya okudum ama bir sayfasında bile herhangi bir merak uyandıramayan bir roman olmuş.
    yaprak öz'ü severim, yani yolda görsem tanımam da bir sürü romanını okudum, oradan severim ama bu olmamış. yıldız alatan maceraları içinde de en macerasız macera olmuş. tabi böyle olunca ay ziyacımlar, kocacımlar falan da iyice battı.
hesabın var mı? giriş yap