• ingiltere'nin "north yorkshire" bolgesinde yer alan, enya sarkilarinda betimlenen ortamlari cagristiran; 17. yuzyilda insa edilen muhtesem "whitby abbey"in tepeden, kiyi seridini isgal eden kucuk balikci gemilerini izledigi, adim basi karsiniza cikan fish and chips dukkanlarindan suzulen kokularin saciniza isledigi, kanimca dunyanin en gizemli yerlerinden biri
  • kocaman martılarının artistik pozlar verdiği kuzey ingiltere şehri.
  • ingiltere'nin kuzeyi yorkshire bölgesinde bir kasaba.

    burası öyle bir kasaba ki, insanı istemese de 16. yy ingiliz atmosferine sürüklüyor. ama daha oncesinde de angola saksonlarin ve hatta vikinglerin dahi izlerini yakalamak mümkün. ziyaretçilerin yürüdükçe yürüyesini getiriyor o dar tarih kokan sokaklarında. karma mimari yapısı da coğrafik konumuna uygun inşa edilmiş olup, yerel halkın deniz ürünleri ticaretiyle, liman işletmeciliği ile geçindiği mütevazi, şirin bir kasabadır. en önemli tarihi yapısı olan, dracula'nın doğum yeri olarak kabul edilen whitby abbey de burada yer alır. şahsi kanaatimse, balina kemiğinden yapılmış kapısı olan sıradan deniz manzaralı parkıdır daha çok dikkat çeken. geleneksel ingiliz yemeği olarak kabul gören fish and chips icin de magpie' ye ugramalarini tavsiye edebilirim.

    ingiltere'ye turistik amacla gidenlerin mutlaka gorulmesi gereken yerler listesinde bulunmalidir.
  • "vitbi" şeklinde okunan balıkçı köyü. yiye yiye eşşek kadar olmuş martılardan kaçırabilirseniz buranın fiş end chipslerinin tadına bakabilirsiniz.
  • bana nedense amasra‘yı çağrıştıran yer. deniz kenarında yeşillikler içinde şirin bir yer olmasından olsa gerek.
  • bram stoker'ın dracula isimli romanında geçen şirin bir yorkshire kasabası. dracula'yı taşıyan geminin yükleri dracula ile beraber buraya boşaltılır ve dracula buradan britanya topraklarına giriş yapar. bundan dolayı kasabanın turizminde dracula da önemli bir rol oynar. [bknz. görsel] denizcileri çağıran martı sesleri vee dalgalarıyla da bir denizcilik kasabasıdır aynı zamanda. ünlü kaşif james cook da burada yetişmiş ve onun kullandığı endeavour, resolution, adventure ve discovery isimli gemiler bu kasabada inşa edilmiştir. en iyisi kasabayı bram stoker'ın kaleminden ve dracula'nın karakteri mina harker'ın ağzından tanımak, zira o günlerden beri pek de değişmemiş görünüyor:

    "24 haziran, whitby. beni istasyonda karşılayan lucy her zamankinden güzel görünüyordu. arabamızı crescent'deki evlerine sürdük. burası çok güzel bir yer. esk adlı küçük ırmak, limana yaklaştıkça genişleyen derin bir vadide akıyor. yüksek payandaların arasından manzara, her nasılsa olduğundan da uzak görünüyor. vadi yemyeşil ve çevresindeki dağlar o kadar dik ki iki taraftaki yüksek bir yerde olduğunda yalnızca tam karşıyı görebiliyorsun. şehrin merkezindeki evler tamamen kırmızı çatılı, nüremberg'de gördüğümüz resimleri andırırcasına birbirinin üzerine yığılmış. şehrin yukarısında whitby manastırının harabeleri var. manastır, danimarkalılar tarafından yağmalanmış. çok asil bir harabe, çok büyük ve güzel, romantik efsanelerle dolu. örneğin pencerelerinde zaman zaman beyaz kıyafetli bir kadının göründüğüne dair söylentiler var. manastır ile kasaba arasında bir başka kilise var, çevresinde kabir taşlarıyla dolu bir mezarlığı olan bir taşra kilisesi. bana göre orası, whitby'nin en güzel yeri. yüksekte olduğundan limanın tamamını ve denize doğru uzanan kettleness dedikleri burnu görmek mümkün. limanın çevresindeki tepeler çok dik, yer yer toprak kısmen kaymış ve mezarların bazıları zarar görmüş. bir yerde mezar taşları kumlu yola kadar kaymış. neredeyse sıra halinde dizilmişler. kilise avlusu boyunca patikalar ve banklar var. insanlar bütün gün orada oturup manzarayı seyrediyor, esintinin tadını çıkarıyor....

    liman aşağımızda uzanıyor. uzak ucunda uzun, granit bir duvar var. duvarın ucu dışa doğru kıvrılmış ve kıvrılan bölümün ortasında bir deniz feneri var. diğer tarafta mendirek yer alıyor. bize yakın olan tarafta mendirek de bükülüyor. onun ucunda da bir deniz feneri var. iki rıhtım arasında limana geçişi sağlayan dar bir aralık bulunuyor.

    gelgit zamanı deniz yükseldiğinde manzara çok hoş ama deniz çekildiğinde bir şeye benzemiyor. yalnızca kumların arasında akan esk ırmağı ve orada burada ortaya çıkan kayalar. limanın dışında yaklaşık güney fenerinden itibaren yarım mil boyunca büyük bir mercan resifi uzanıyor. daha ileride üstünde çanı olan bir şamandıra var. kötü havalarda sallanan şamandıranın sesi rüzgara yaslı bir hava veriyor. buradaki efsaneye göre bir gemi kaybolduğu zaman denizde çan sesi duyulurmuş."

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    edit: görseller
hesabın var mı? giriş yap