• tam olarak şöyle yazılıyor aslında: who do you think you are, kant?

    sidney morgenbesser'ın başından geçmiş bir hikâyenin punch line'ıdır efendim bu söz. bu morgenbesser bir acayip adam zaten, neyse...

    efendim morgenbesser new york metrosundan çıkmak üzereyken piposunu çıkarır, ve tam yakmak üzereyken bir polis tarafından durdurulur, içeride pipo içmenin yasak olduğu konusunda uyarılır. tam "bu bir pipo değildir" diyecek iken, polis memurunun magritte eserleriyle fazla haşır neşir olmayabileceğini düşünerek vazgeçer. yok lan burasını ben uydurdum. neyse, polise zaten çıkmak üzere olduğunu söyler, ancak polisten "sana izin verirsem, herkese izin vermem gerekir" gibi bir yanıt alır. kılın kırk yarılmasına canı sıkılan profesörümüzün, "who do you think you are, kant?" (sen kendini kant mı sanıyorsun?) demesiyle "derdini karakolda anlatırsın" tadında derdest edilmesi bir olur. zira üç kuruş maaşla ev geçindirmek zorunda olan polisimiz (o da bizim polisimiz, hepsi bizim polisimiz) hayatında tek bir kant duymuştur, o da cunt diye yazılan güzide küfürümüzdür (küfürlerin de hepsi bizim).
hesabın var mı? giriş yap