yeğni
-
"ağır gelince yeğni kalkar." (bkz: ağır ol molla desinler)
"yeğnice hastalık, afdalca ölüm." (hafif hastalık, kolay ölüm anlamında çukur ceylan sözü)
"afdalca hastalık, asanca ölüm." hastalıkların en iyisiyle kolayca ölüm dileğini anlatır. başka bir türev.
hafif (olan). yeğin ile karışan sözcük. esasen zıt anlamlı sayılırlar, nasıl oluyorsa. yusuf atılgan'ın karıştırması veya yanlış olanda ısrarı örneği: "anlatayım, beni tedirgin eden gizin ağırlığını paylaşayım onlarla, yeğinleşsin. sormuyorlardı." (bodur minareden öte'nin (1960) tutku öyküsünden) bir tane daha: "ışığı yaktım. perdeler inik, bir de kapı sürgülü oldu mu kendi ülkemdeyim burda. yeğindim, sivrisinek gibi." bu da galiba yaşanmaz öyküsünden. alıntı yaparken bir örnek daha eklememi sağlayan saldiray abi'ye teşekkürler.
"gövde, ağırlığı olduğu için, yeğniliğe ulaşmağa, ayağını yerden kesmeğe çalışmalı." bilge karasu - narla incire gazel
(bkz: yeğniyi yel almış ağır yerinde kalmış)
(bkz: yeğnilik), yeğni ağırlık
(bkz: pirtik)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap