*

  • pamuk prenses'in şair danışmanları.
  • siirde fransiz surrealizmini getirdiler. belirgin ozellikleri; canlilik, ictenlik ve yenilik getirme anlayisi idi.
    kurulduklari yil dagildilar.
  • milli edebiyatçıların gerçekçilik ve içtenlikten uzak bir anlayışlı yurt sevgisini işlediklerini savunup, bu noktada şiir anlayışlarını benimsedikleri halde, bir süre sonra amaçlarının dışına çıkıp dağılmışlardır. içlerinde bir tek ziya osman saba şiire devam etmiş, diğer sanatçılar ise farklı edebiyat kollarına yönelmişlerdir. bu yedi yazarın hepsini kolayca hatırda tutmak için;

    " sucuk ve muz ye " olarak kodlanabilir. bu anlamsız kelimelerden ünlüleri atınca ortaya şu yazarlar çıkıyor;

    sabri esat siyavu$gil
    cevdet kudret
    kenan hulusi koray
    vasfi mahir kocaturk
    muammer lutfu
    ziya osman saba
    ya$ar nabi nayir
  • 1928 yılında ortaya çıkan bu edebi topluluğun üyelerini "vecizesi yok mu" şeklinde kodlayabiliriz. görüldüğü üzere her bir sessiz harf, bir kişinin baş harfidir:

    v: vasfi mahir kocatürk
    c: cevdet kudret
    z: ziya osman saba
    s: sabri esat siyavuşgil
    y: yaşar nabi nayır
    k: kenan hulusi koray
    m: muammer lütfü
  • yedi meşalecilerin altısı şair, biri öykücüdür. beyannâmeleri okunduğu zaman çok umut verici bir topluluktur aslında. çünkü bütün alışılmışların dışında bir topluluk olacaklarını hissettirirler.örneğin "mesela ızdırabı niçin bir kahkaha şeklinde anlatmayalım.bazen öyle tebüssümler vardır ki en derin hıçkırıklardan fazla elem ifade eder" demişler. bu daha önce görülmemiş bir yaklaşım türk edebiyatında. bu yüzden insanda dur bakalım bunlar birşeyler yapacak heralde hissi uyandırır. ama tüm söylenenler lafta kalmıştır ve topluluk yaklaşık 3,5 aylık bir süreden sonra dağılmıştır.
  • hâlâ niçin çocuklara öğretilmeye çalışıldığını anlamadığım topluluk. adamlar hiçbir şey başaramamışlar. amaçlarına ulaşamamışlar. üyelerinden ikisinin bir kitabını söyle desen ben söyleyemem. söyleyecek de az adam vardır. sadece akademisyenler falan. hâlâ sınavlarda bu adamlar üzerinden sorular soruluyor falan.

    ne yapmış, ne gerçekleştirmişler de neyi öğretiyorsun? şimdi birine bu konuyu anlatacağım, tekrar açtım bakıyorum kaynaklara. adamların yaptığı hiçbir şey yok arkadaş, bunu mu anlacatacağım?
  • 5 hececilerin izinden gitmişler, bu yönleriyle fecr-i ati ile benzerlik gösterirler. cumhuriyet dönemi'nin ilk edebi topluluğudur.
  • yayımlanan yedi meşale adlı dergi ile edebiyat akımına girmişlerdir. beş hececiler' e tepki olarak ortaya çıkmışlardır. şiirle ilgili görüşlerini çıkardıkları "yedi meşale" adlı kitabın ön sözünde verirler. edebiyattaki ilkelerini samimilik, canlılık ve devamlı yenilik olarak açıklarlar. edebiyat dünyasında bir tıkanıklılık olduğundan yakınıyor, türk şiirine yenilikler getirmeyi hedefleyip, fransız edebiyatını izleyeceklerini söyleyen yedi meşaleciler hedeflerini gerçekleştiremediler.

    temsilcilerini akılda tutmak için;
    "s-e-v-e-c-e-k-m-i-y-i-z"
    sesili harfleri siliyoruz:
    (s) (bkz: sabri esat siyavuşgil)
    (v) (bkz: vasfi mahir kocatürk)
    (c) (bkz: cevdet kudret solok)
    (m) (bkz: muammer lütfi bahşi)
    (k) (bkz: kenan hulusi koray)
    (y) (bkz: yaşar nabi nayır)
    (z) (bkz: ziya osman sabaç)
    diye ezberlenebilir.
  • özellikleri ve edebiyat anlayışları şöyledir;

    -sloganları "canlılık, samimiyet ve daima yenilik"tir.
    -"sanat sanat için olmalıdır" görüşünü benimsemişler.
    -şiirde konu zenginliği için hayalden yararlanılmalıdır.
    -şiirde hece ölçüsünü kullanmışlardır.
    -çarpıcı imge ve benzetmelerle süsledikleri şiirleri, ustalıkla yapılmış bir tabloya benzetmektedirler.
    -fransız sembolistlerin etkisi görülür.
    -edebiyatımızda kısa süreli yankı uyandırmışlar daha sonra amaçlarına ulaşamadan dağılmışlardır.
hesabın var mı? giriş yap