*

  • bir yilmaz odabasi siiri;

    " i
    yaban
    ve asi
    dağlara dağılan taylar gibi
    ve yangın
    gençliğinin alazından ışıltılı bıçaklar gibi

    adana’da yollara dizilmiş garlarda
    çığlık çığlığa peronlarda
    çocuklar gibiydi gözleri

    /adı nevin
    şarap içer, rüzgar giyerdi geceleyin…/

    ii
    o, kanadı kırık bir kuştu
    beyaza vurulmuştu
    kimseler görmedi bir başka renk sevdiğini
    kimseler
    görmedi kimseler kirlendiğini…

    /adı nevin
    hüzün kokar ve korkardı geceleyin…/

    iii
    “kendini martılarla bir tutma” derdim “senin kanat-
    ların yok .düşersin yorulursun.beni koyup koyup
    gitme ne olursun!”

    o, kanadı kırık bir kuştu
    gülümserken vurulmuştu
    kimseler görmedi uçtuğunu
    kimseler,
    görmedi kimseler öpüştüğünü…

    /adı nevin
    özlem tüter ve ç(ağlardı) geceleyin./

    iv
    “ışığın” diyordu: kırılıp düştüğü yerlerden geliyorum;
    karanlık kördü ve acımasız…ellerimle kırdım ben de
    kalan kanatlarımı; kanatlarımı kanatmaktan geliyorum…

    v
    o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı.sonar da
    çift çıkardık; kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık! o kentte
    bütün sokaklar biz yan yana yürümeyelim diye dar ya
    pılmıştı, insanlar dar yapılmıştı, biz çıkardık!

    kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağ-
    lardı o karlı havalarda…avurtlarına çarpan kar taneleri,
    gözyaşlarının sıcaklığına çarpar erirdi…erirdi…biz yan
    yana, yana yana! yana yana…

    /o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı
    ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı…/

    vi
    gitti…kanatları yüreğimdeydi
    kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi
    yitirdim o aşkın kimliğini
    h ü k ü m s ü z d ü r…

    /adı nevin,
    ihaneti tutuşturduk bir sabahleyin!"
  • onur akın tarafından söylenmiştir.
  • attila ilhan'ın ağustos çıkmazı şiirine gönderme yapan yılmaz odabaşı şiiri.

    “kendini martılarla bir tutma” derdim “senin kanat-
    ların yok .düşersin yorulursun.beni koyup koyup
    gitme ne olursun!”
  • yılmaz odabaşı'nın tabiri caizse en masum, en güzel hikayesi, yenik serçe'de bahsi geçen nevin'in hikayesi. bu şiirdeki nevin öyle şanslı bir kadın ki, ''hüzün kokup, korktuğunu geceleyin'' bir adam fark edebilmiş, fark etmekle kalmayıp bir de üzerine okuduğum en güzel şiirlerden birini ona yazmış.

    o, kanadı kırık bir kuştu
    beyaza vurulmuştu
    kimseler görmedi bir başka renk sevdiğini
    kimseler
    görmedi kimseler kirlendiğini…
  • ilk kez onur akın'dan dinlemiştim hatta video klibi vardı bunun. bi kadın büyük ihtimalle öğretmen olması lazım taşra gibi bi yerde yalnız ve evinde tek başına şarap içip kitap okuyordu. orjinal klibi görenlerin bilenlerin bi mesaj yeşili kadar uzağındayım...

    sözlerini de yazayım tam olsun..

    o kanadı kırık bir kuştu
    beyaza vurulmuştu
    kimseler görmedi başka renk sevdiğini
    kimseler görmedi kirlendiğini
    kendini martılarla bir tutma derdim
    senin kanatların yok
    düşersin yorulursun
    beni böyle bırakıp gitme ne olursun

    o kanadı kırık bir kuştu
    gülümserken vurulmuştu
    kimseler görmedi öpüştüğünü
    kimseler görmedi kirlendiğini

    adı nevin, şarap içer
    yağmur giyerdi geceleyin
    adı nevin, şarap içer
    hüzün kokardı geceleyin

    o şehrin bütün sokakları dar yapılmıştı
    biz yan yana yürümeyelim diye
    insanları dar yapılmıştı
    ama biz yürürdük yan yana
    yana yana yürürdük

    adı nevin, şarap içer
    yağmur giyerdi geceleyin
    adı nevin, şarap içer
    hüzün kokardı geceleyin
    adı nevin, şarap içer
    ve ağlardı geceleyin
  • farklı bir yaşam tarzının anlatıldığı, müthiş bir yılmaz odabaşı şiiri ve onur akın şarkısıdır.
    yeni nesil bunlara uzak biraz. şimdilerde farklı yaşam tarzları açıkça ortaya konabiliyor çünkü yaşam düzeyinde çok ciddi bir kutuplaşma var. anadoluda zaten tek tip insan oluşmuş durumda. ama özellikle istanbulda çok bariz görülüyor bu kutuplaşma durumu. yani cemaatçilerin toplu olarak fethullah mahallesinde (bkz: başakşehir) yaşamaları ya da hemşehri düşkünlerinin kendi aralarında oluşturdukları mahallelerde yaşamaları gibi. benim çocukluğumda bütün farklılıklara rağmen birarada birbirimize saygı duyarak yaşayabiliyorduk. bunun bedeli de özel hayatını dışarıya yansıtmamaktan geçiyordu. işte şu dizeler bana hep o saklı gizli ama naif yaşanmışlıkları anımsatır.

    ''kimseler görmedi öpüştüğünü
    kimseler görmedi kirlendiğini''

    bütün yılmaz odabaşı şiirleri gibi insanı özlemle sınayan özellikle onur akının sesinden ve sazından başka bir dünyada yaşatan şiirdir efendim.
  • ''o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı.
    sonra da çift çıkardık; kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık!
    o kentte bütün sokaklar biz yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı, insanlar dar yapılmıştı, çıkardık!

    kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda...
    avurtlarına çarpan kar taneleri, gözyaşlarının sıcaklığına çarpıp erirdi... erirdi...
    biz yan yana, yana yana... yana yana!

    /o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı
    ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı.../ ''
  • yılmaz odabaşı şiiri olmakla birlikte onur akın'ın da güzel bir şarkısıdır.
  • muhteşem bir onur akın şarkısı.
hesabın var mı? giriş yap