15 entry daha
  • bu durum yıllar önce yaşadığım bir faciayı hatırlatır; annem her sene muharrem ayında kocaman kazanlarda aşuremizi yapar, çevremizdeki herkese dağıtırız ve ben dahil genellikle tadına bakmış olan herkes dört gözle onun muharrem aşuresini bekler. buraya kadar her şey normaldir. fakat yaklaşık 8-9 sene önceki bir aşure faciasında yaşanılan gariplikler; nedeniyle hem o meşhur aşuresinin şanından olur, hem de (her ne kadar o zaman çocukta olsak) şahsımın mahalledeki 2 kuruşluk kredisinin de dibe vurmasına neden olur.

    şöyle ki; annem o zaman yine bir aşure ayında dağıtmak için hazırladığı devasal kazanların içerisine şeker yerine yanlışlıkla tuz döker, tadına baktıktan sonra fark eder ama artık iş işten geçmiştir. dünya kadar masraf boşa gider diye dökmeye de kıyamaz ve üstüne tuzun tadını bastıracağını düşünerek normalin kat kat üstünde şekerle tekrar aşureyi karıştırmaya karar verir.

    o gün akşam sofrada sabırsızlıkla annemin aşuresini beklerken, bir kaşık atıp aşurenin tadına bakar bakmaz kendimi lavaboya atmam bir olur, ama babam o aşureyi afiyetle yemiştir. hani bir laf vardır ya "senin için çiğ tavuk bile yerim." ben bu sözün gerçekliğine ve babamın anneme olan aşkına, o aşureyi yemesinden sonra kesinlikle inandım. üstelik bu nedenle de "bak demek ki yeniyormuş" teziyle, o yiyemediğim aşurenin yerine annemden bir güzel fırça yedim.

    üstüne aşureyi dağıtmadan önce eve gelip tadına bakan komşulardan ve tanıdıklardan; "yok çok belli değil, neden dökecekmişsiniz, çocuk müsriflik etmiş" tarzında annemi pohpohlayan sözler de işitirim. ama şunu bilirim ki o tadına baktığım şey, hayatımda tattığım en iğrenç aşuredir. o gün oradaki herkes, her tadımlık tadına baktıktan sonra annemi destekler beni garipserler. yahu allah rızası için, bir kişi bile "bu nasıl aşure şunu dökün" demez. fakat bu durum karşısında benim içim içimi yer. artık tamamen "kral çıplak" psikolojisindeyimdir. ki aslında benim asıl derdim annemin aşuresinin şanı veya benim zavallı midem de değildir, sonuçta eninde sonunda o aşureyi dağıtıp karizmayı sıfıra indirecek kişi olmamın kaçınılmaz sonudur.

    velhasıl bu işin kurtuluşu yoktur. tadan hiç kimseden gık çıkmayınca, bana bu aşureyi dağıtma görevi verilir. ama ben kesinlikle o aşureyi dağıtıp karizmayı çizdirmek istemem. anneme de bir yandan yalvarırım; "anne gözünü seveyim lütfen başka bir aşure daha yap ve kurtul şundan, hani masrafından çekiniyorsan vallahi harçlıklarımdan kısıp parasını da ben veririm, ama nolursun şu aşureyi bana dağıttırma" diyerekten son çırpınışlarımı yaparım. o zaman henüz liseye yeni başlamışım ve çevremizde okuldan arkadaşlarım da var. hani mahalledeki çevre bir yana, o felaket aşurenin okuldakilerin bile diline düşme ihtimali söz konusudur.

    fakat belli bir aşamadan sonra yapacak fazla birşey yoktur. emir büyük yerden gelince boynumuz kıldan incedir, alırım aşureyi elime, bütün herkese dağıtmaya başlarım. ama yüzümde mahçup bir ifade, kimsenin gözlerine bakamam, sanki bir daha görüşmemek umuduyla der gibi aşureyi verir vermez arkama bakmadan uzaklaşırım.

    ertesi gün komşularımızdan birinin mahalleden arkadaşım olan çocuğunu sıkıştırırım "itiraf et o berbat aşureyi yiyebildiniz mi?" dedikten sonra, önce mırın kırın eder, sonra sıkıştırdıkça ağzından lafı alırım ve nihayet çöpe gittiğini itiraf eder. yüzümde acı ama mutlu bir ifade belirir. sonunda kral'ın (yani aşurenin) gerçekten çıplak olduğunu söyleyen birileri çıkmıştır. bu aşure o kadar gurur meselesi olur ki bende, özellikle anneme dağıtması yönünde tembihte bulunan komşuların kapılarının önündeki çöp kutularını kontrol ederim. çoğunda tahmin ettiğim gibi olayın delilleri olan aşureler çöptedir. ve haklı çıkmanın verdiği bir huzurla adeta bir nuri alço gülümsemesi ile annemin yanına giderim. cep telefonuna çektiğim komşuların kapıları ile beraber çöpteki aşure fotolarını gösterdikten sonra annemin rengi değişir. sonra nihayet annemin "çocuktan al haberi" sözünün gerçekliğine emin olmasının ardından, hemen yeni baştan aşure yapma hazırlıklarına girişilir. ve bir yanlışlık olduğu söylenerek dağıtılan herkesten özür dilenip yeni leziz haliyle aşureler dağıtılır.
hesabın var mı? giriş yap