• bu konuyu akademik düzeyde bildiğimi iddia etmeyeceğim elbette ama yerli, yabancı okuduğum kaynaklar, konuştuğum kişilerden edindiğim izlenim şu yönde; bu yahudi milleti çok ilginç, zamanında önce mısırlılar sonra babilliler tarafından yurtlarından edildikten sonra kendi devletlerine bir türlü sahip olamayıp hep başka devletler içerisinde sürgün topluluklar olarak yaşamışlar; ancak işin garip yanı, içlerine girdikleri hiçbir topluluk tarafından ise asimile edilememişler; o toplulukların bir parçası olmakla birlikte, kendi kimliklerini, kültürlerini korumuşlar; bu esnada gerek maddi zenginlikleri gerekse entellektüel birikimleri nedeniyle kendilerine sahip çıkan büyük devletler bu toplumu kendi yararına kullanmayı bilince kendilerinden çok da faydalanmış; yakın zaman önceye kadar hamileri ingiltere idi ikinci dünya savaşından bu yana hamileri ise abd ve bu ülkede oldukça güçlüler; bu yazdıklarımın konu ile ne alakası var derseniz, şu şekilde:

    ikinci dünya savaşı sonrasında israil'in kurulması ile birlikte, abd başta olmak üzere tüm dünyadaki yahudiler'in bir numaralı hedefi artık bu devletin ne pahasına olursa olsun o sorunlu coğrafyada yaşatılması ve hatta mümkün olursa topraklarını genişletmesi; bunun için gerekirse dünya savaşı çıkarmayı göze almış bu adamlar; bunun üzerine, iran'da, israil'i baş düşman olarak gören bir dini rejim iktidara gelince, israil tüm politikalarını bu rejimin devrilmesine yönelik olarak hazırlıyor elbette yıllardır; bunun için, abd'nin, bölgedeki enerji kaynaklarının güvenliğine ilişkin politikasını da kullanarak kendi amacını da araya sıkıştırıyor. iran devrimi sırasında, abd elçiliğine yapılan baskın ve iran rejiminin, abd'yi büyük düşman olarak görmesi de israil'in işini kolaylaştırıyor. bunun üzerine bir de bölgede yüzyıllardır devam eden pers - arap mücadelesini de düşünelim; iran'a karşı özellikle suudi arabistan da abd ile birlikte hareket ediyor; buna karşın, iran'ın ardında bir noktaya kadar rusya var.

    bunların sonucu olarak abd, bir yandan israil'e müttefik olacak, siyasal islam etkisinden uzak bir kürt devletini kurmaya çalışıyor bir yandan da iran'ı zayıflatmak için elinden geleni yapıyor.

    benim gördüğüm, israil, bölgede kendisini güvende hissedene kadar iran ile abd üzerinden kavga etmeyi bırakmaz. bir önceki rakibi zaten suriye idi, onu da bizim ileri zekalı yeni osmanlıcılar'ın suriye'de kukla iktidar kurma rüyası altında tepeleyip paketledi; suriye (ve dolayısıyla hizbullah) denklemden çıktı, geride iran kaldı.

    teker teker ihtimaller üzerinden sesli düşünelim: iran'daki rejimin yakın zamanda değişme ihtimali var mı? kısa cevap, yok; rejimin yöneticileri değişiyor ama rejim, bir sonraki devrime kadar değişmez; o da zor çünkü halk yıllardır zaten ambargolar altında yaşıyor, yokluğa alışmış, karnı doyduğu sürece bir halk hareketi çıkmaz buradan. peki, iran'da mevcut rejim devam ettiği müddetçe, israil, abd üzerinden, iran ile sıcak bir savaş başlatabilir mi? açıkçası bana bu ihtimal biraz düşük geliyor; şu nedenle:

    iran'da işleri olan bir çok avrupa ülkesi var; bunlar, iran, nükleer güç olmaya kalkmadıkça, israil ve arapları arkasına alan abd'nin gidip tek başına iran'ı vurmasına karşı, çünkü sıcak savaş halinde, iran'da iş yapan şirketleri bundan zarar görecek; kaldı ki iran'a yapılacak kapsamlı bir saldırıda iran'ın karşılık vermesi durumunda ne olacağını öngörmek zor; israil, bu durumdan illa ki zarar görecektir; bu zararın ne kadar olacağını kimse ön göremez; böyle bir durumda, mazallah, türkiye'deki üsler kullanılırsa al başına belayı; iran, türkiye'deki üsleri bir şekilde vurmayı başarsa türkiye büyük bir zorluk içerisinde kalır; mazallah kendini cevap vermek durumunda hissederse o zaman da kendimizi iran ve rusya'ya karşı buluruz. öte yandan, bir sıcak çatışmada, adım gibi eminim, bizimkiler fırsat bu fırsat biz de kuzey suriye'yi temizleyelim diye sınırötesi harekat başlatmazsa benim adım ben değil. kaldı ki bu senaryoda abd'nin arkasında dünya kamuoyu desteği de yok.

    dolayısıyla benim tahminim; abd'yi yönetenlerin bir yandan kuvvetli yahudi lobisini tatmin etmek için iran'a ikide bir parmak sallayıp bak döverim ha diyeceği ama son anda frene basıp bir sıcak savaşa yol açacak büyüklükte operasyona girişmeyeceği yönünde; en fazla yapacağı, körfezdeki denizaltı, gemilerinden atacağı füzeler ile bir kaç noktayı vurmak olur, o kadar. dolayasıyla biz daha uzun süre bu ülkeler arasında bir kör dövüşü izleriz gibi geliyor bana. aksi olmaz mı, olur ama düşük ihtimal derim. söyleyeceklerim bu kadar.
  • iran, yeni bir müzakere ve anlaşma süreci için ilk adımı abd'den beklediğini ifade etmiş.

    https://www.dw.com/…dımı-abdden-bekliyor/a-50178903
  • abd'nin bağdat büyükelçiliğinin iran yanlısı haşdi şabi tarafından basılması da 2020'nin çok gergin geçeceğinin alameti olsa gerek.

    https://www.google.com/…i-disinda-toplandi-41409559
  • 2020 abd başkanlık seçimlerinin etkisi hakkında bir analiz; http://politikaakademisi.org/…bd-secimleri-ve-iran/
  • iran, abd ile bir savaşa girmekten çekinmediğini her geçen gün daha net olarak gösteriyor. son olarak da devasa bir tatbikat yaparak washington'a meydan okumuşlar.

    https://www.ahaber.com.tr/…elik-alanda-dev-tatbikat
  • iran'ın bm temsilcisi majid ravanch, kasım süleymani suikastı sonrasında abd'yi cnn yayınında tehdit etmiş. molla yönetimi, bence iran halkını büyük bir felakete sürüklüyor; zira dünyanın tek süpergücü ile askeri mücadeleye girişmek tam bir aptallık ve fanatizm örneği. bunun yerine, suikastı bm gündemine taşımak ve dünya kamuoyundan destek istemek çok daha akıllıca bir strateji olur.

    https://www.google.com/…t-amerikayi-tehdit-etti.amp
hesabın var mı? giriş yap