• günümüzde almanyada bu isme sahip olmak utanç kaynağıdır çünkü anne babanızın neonazi kılıklı kişiler olduğuna ve size bu damgayı yapıştırmak istediğine dair bir işarettir, kötüdür. zira ikinci dünya savaşına kadar türkiyedeki ahmet popülerliğinde olan bu alman ismi savaştan sonra nefretin hedefi bir sembol haline gelmiş ve birtakım acayip insanlar hariç kimse çocuğuna bu ismi vermemiştir.
  • duyduğum zaman bana bir tek hitler'i çağrıştıran alman ismi
  • alman yasalarina göre yeni dogan bir cocuga verilmesi yasak isimdir.
  • dokuzuncu nesil çaylak.
  • adidas'ın kurucusunun adı. adolf (adi) dassler.
  • dokuzuncu nesil yazar.
  • eski germencedeki, "soylu kurt" manasina gelen adalwulf kelimesinden türetilmiş alman erkek ismi.
  • almanyada yasakli olmasiyla en gelismis gecinen kafalarda bile ne garip takintilar, sansur meraklari oldugunu, sacma sapan islerle ugrasildigini gostermis isimdir. cocugun ismi adolf olsa ne olur olmasa ne olur. adolf isimli cocuk olunca illa hitler gibi psikopat mi olacak? adolf isimli insan kalmayinca adolf hitler de hic var olmamis, o zulumler hic yapilmamis mi olacak? cocuguna adolf ismi veren illa ki nazi midir? hitlerin adi adolfdu diye dunya uzerindeki tum adolflar tiksinme sebebi, korkma sebebi, utanma sebebi midir? hitlerin adi hans olsaydi ne halt yiyecektiniz? ya da daha da guzeli baska ulkelerde de sik sik rastlanan michael mesela? michael ismini yasakladiginiz gibi adi michael olanlarin ulkeye girislerini de mi yasaklayacaktiniz acep?.

    ayrica madem adolf ismi yasak heinrich ismi de yasak olsun, joseph ismi de. sonucta heinrich himmler de, joseph goebbels de , cok afedersiniz, ayni soyun bokuydu. ne kolay, ne basit isi hitlere indirgemek...
  • burak sergen tarafından adana hacı ömer sabancı kültür merkezinde oynanan tek kişilik oyun. oyun yarın da oynanacak.

    salonda klima olmasına ve ortam gayet serin olmasına rağmen sergilediği inanılmaz performans sayesinde oturduğum 3.sıradan adamın şıpır şıpır döktüğü terler görünüyordu. oyun bittikten, ayakta alkışlandıktan sonra seyircilere dönüp oturun lütfen daha konuşacam deyip hitler ve faşizm hakkındaki görüşleri ve bu durumun günümüz şartlarıyla olan benzerlikleri hakkında 10, 15 dk süren sohbeti oyundan bile güzeldi.

    ve oyun sonrası gittiğimiz mekanda levent özdilek ve kendisiyle tekrar karşılaşıp oyun esnasında kaç kilo verdiğini sorduğumuzda her oyun sonrası 1 kg'dan fazla kilo verdiğini birinci ağızdan öğrenmiş oldum.
  • hitler'in sığınakta geçirdiği son on iki saatini konu alan, levent özdilek'in yönettiği ödüllü oyun.

    "ölüm bütün sorunları çözer, insan yoksa sorun da yoktur." sözüyle hitler'in, ideolojisine doğru ilerlerken karşısına çıkan engelleri nasıl ortadan kaldırdığını en iyi şekilde özetliyor. aslında adolf, demokrasiden iğrenen ama yönetimi ele geçirmek için ona muhtaç olan ve oturduğu yerden dünyaya kafa tutan bi' korkak. öyle ki "traş olurken döktüğüm kanın, cephede döktüğümden fazla olması da benim talihim" sözüyle bunu kendisi de itiraf ediyor. her ne kadar hitler, burak sergen'den izlerken biraz sempatik gelse de, oyundan sonra onun bi' ruh hastası olduğu, kafada yeniden canlanıyor.

    demokrasinin en büyük tehlikesi, bir saat on beş dakikaya çok güzel sığdırılmış ama metafor algımızda sorun var sanırım. oyundan sonra burak sergen, bizlere "düşünün, bir gün kapınız bu şekilde birileri tarafından çalınırsa, içeri buyur eder misiniz?" diye sorduğunda, önlerden bir hanım "ee evet" şeklinde cevap verdi. haliyle burak sergen biraz bozuldu ama " siz oyunu hiç anlamamışsınız, en iyisi baştan alalım" diyerek şakaya vurdu işi. adam anlatmak için yetmiş beş dakika ter döktü, daha n'apsın...
hesabın var mı? giriş yap