• hem tenise gider, hem gitar calar, bir yandan da ispanyolca kursuna gider, anne de kafa siker, ama onun oğlu çok sosyal..

    bir de cok efendidir bu piç, ne zaman misafirliğe gitsek, bizim gibi yabani değildir, gelir herkesin elini sıkar, sohbet eder. güldürür.
    onun ben amk
  • dışı seni, içi örnek çocuğu yakar. yapmayın etmeyin, örnek gösterecekseniz de o yokken gösterin. sonra sizin gözünüzdeki yerini korumak için şaftı dağıtmasın gariban. mükemmeliyetçi, takıntılı bir şeye dönüşüyor sonra, hoş olmuyor.
  • sayemde yedirilen pırasalardan yol olsa diyerek katıldığım tespit.
  • ben değildim, hiç olmadım. ama bana habire örnek gösterdikleri tipler vardı, "bak x ne güzel oturuyor, bak çorapları tertemiz, bak saçlarını ne güzel toplamış" gibi. hatta babaannem ekseriyetle beni azarlardı en büyük kız torun olarak "abla gibi" davranmadığım, örnek olacak yerde kuzenleri örgütleyip kudurttuğum için*
  • bir zamanlar benmişim bunu yıllar sonra ögrendim çok güldüm biraz da kızdım şimdiki bedbaht durumumun müsebbibi onlar mı yoksa kendimi kollayamadığım için ben miyim bilemiyorum. hikaye benim için hüsranla sonuçlanmış bulunuyor.
  • (bkz: tahsin)
  • söylenmeden perdeleri takıyordur.
  • benimdir üstteki suserların dediği gibi herkesin elini sıkıp güldürürüm çokta hoşuma gider.evet artık vurabilirsiniz bana söyleyeceklerim bitti.
  • kendisi hakkında söylenen sözlerin hakkını vermek için kimi zaman irade savaşı veren biçare yavrucaktır. rahmetli annem, beni ilkokul sıralarında beraberinde misafirliğe götürdüğünde hep '' masanın üzerinde çikolata, muz görse bile hiç dokunmaz; izin almadan, ben hadi ye demeden yemez...''derdi gururla. ben de kendimi küçücük halimle bu sözlerin doğruluğunu kanıtlamak zorunda hisseder ve içim gittiği halde gerçekten de mutfakta canımın çektiği hiçbir şeyi alıp yemezdim. eziyet :(

    sonra ne oldu ama? hamileliğimde tek aş erdiğim muz oldu. ve her gün bir kiloya yakın muz yedim hiç bıkmadan. yani:)
hesabın var mı? giriş yap