• kendisine mugla universitesi'nden ulasmak 1-2 lira oldugu icin kıs gunu de ogrenci dolması gayet normal olan yer.

    marmaris'te evden zorla uyandırılıp oraya gidip balık ekmekle kahvaltı etmeyi ozledim. su okul kapansın tatil olsun da 1 ay sonra...

    bir de balık ekmekten cok performans beklememek lazım, sardalye degil, uskumru degil, hamsi degil, bunlarla yapılsa guzel olur tabii ama kılcık derdi temizleme derdi yok hazır alıp yumurtaya una bulayıp pisirme konusunda rahat oldugu icin mezgit tercih ediliyor. mezgit oldugu icin "guzel" seviyesinden "cok guzel"e terfi edemiyor balık ekmek.
  • kesinlikle ilerde yerlesmek istedigim mekandir. ver sirtini daglara, onunde mis gibi koy, "dunya batsa umrumda olmaz" diye dusundurtmustur beni.
  • yazin sezonda degil , kisin aylak ogrenciler ve miskin kedileriyle vakit gecirilesi yer.
  • yaşadığım yer. oraya taşındım da ruhum kurtuldu. yedi yıldır hergün üniversiteye gidip geliyorum sabah akşam. sakar'a her girişinde otobüs, güzelliği nefesimi kesiyor. seviniyorum.
  • cennetten bir parça değil, cennetin ta kendisi.

    oraya gittiğim ilk gün bunu düşündüm ve üstünden 6 sene geçti, defalarca gittim, geçen ay gittim, hala böyle düşünüyorum.
    buz gibi denizi, masmavi ve güneşli yaz günleri, ılık ılık esen rüzgarı, göz doyuran ormanı, kiralık bungalow evleri, ucuz ama temiz otelleri, günde üç öğün gideri olan balık ekmeği, azmak'ı, orfoz'u, çınar'ı ile, gittiğinizde gerçek dünyadan soyutlanmış gibi hissedeceğiniz, ruhsal bir detoksa girip bütün toksinlerinizden arınacağınız, geldiğiniz yer her neresi ise oraya geri dönmek istemeyeceğiniz, hatta "bu dünyada herkes çalışıyor, ulan bi ben aylak olsam ne yazar" deyip, arkanızda bırakacağınız her şeyden vazgeçip ve her şeyi de göze alıp orda kalmak isteyeceğiniz bir yer burası.

    ben cenneti bu dünyada gördüm. ondandır akyaka'nın sahilinde oturup umarsızca içkimi içişim, ondandır tembelliğim, bu dünya için çalışmayışım, ondandır hala kötülük peşinde koşuşum.
  • canan tan'ın iz kitabının sonunda, düğümün çözüldüğü tatil beldesi..

    öyle bir tasvir edilmiş ki gidesi geliyor insanın..
  • bir haftami gecirdigim guzel tatil beldesi. sivrisinekler canima okumasa daha da mutlu ayrilabilirdim, sinkov minkov fayda etmiyor ne yazik ki aman diyim:( belediye sivri sineklerle mücadeleyi gundeme alsa hayirli bir is yapmis olur. muzik biraz kafa utulese de tekne turu mutlaka yapilmali. giderken müze kart almakta fayda var, sedir adasi girisi parali hale getirilmis fakat müze kartla ücretsiz girilebiliyor (giris 10 lira, müze kart ogrenci 10 lira ama ada girisinde müze kart satilmiyor). taksicilerle ve apartlarla pazarlik yapilmali. yamulmuyorsam carsamba gunleri kurulan pazari gezilebilir.
  • küçük balıkçı tekneleri ile makul ücrete anlaşılırsa tekne turunun kralının yapılabileceği eşsiz doğa parçası.
  • güzel yurdumun cennet köşelerinden birisi belki de en güzellerinden.
    muğla'dan marmaris'e giderken birden doğanın değiştiğini, farklı bir ruh haline büründüğünü hissedersiniz. etrafınız ormanlarla sarılmaya başlar. sonra kıvrılırsınız akyaka ayrımından. dönemeçli yoldan körfeze doğru inerken işte dersiniz tüm bakirliği ile akyaka ya da gökova.

    bundan 9 sene önce gitmiştin akyaka'ya. bu seferkinde o tüm el değmemişliğinin olduğu gibi kalmış olmasını umarak gittim. çok da hayal kırıklığına uğramadım açıkçası. tabi ki çok değişmiş. geride kalan yıllarda sanki biraz daha büyümüş, onu tanıyanlar çoğalmış ama değişmeyen birşey var o da gökova aynen eskisi gibi yeşil,mavi,yeşil,mavi...

    5 yıldızlı tatil yapayım yiyip içip yatiyim diyorsanız gökova size çok uygun olmayabilir. çünkü burası daha çok bir apart beldesi. sahile yakın ya da uzak, havuzlu ya da oldukça mütavazi her zevke ve her keseye uygun apart otelleri bulmanız mümkün burada. otele kısılıp kalmaktansa böyle olması çok daha iyi çünkü eğer buraya ilk gidişinizse apartınıza yerleştikten sonra keşif dolu birkaç gün geçireceğinizi garanti edebilirim.

    akyaka alt-orta büyüklükte bir kumsala sahip. denizi kum ve sığ. bu bakımdan yüzmeye başlamak için epey bi yürümeniz gerekiyor. diğer taraftan gündüz ve sabahları oldukça sakin akşamüstü ise dalgalı. genellikle tertemiz. haftasonları yöre halkı da buraya akın ettiği için çok kalabalık oluyor ancak haftaiçinde şezlong bulmakta ve denize girmekte sıkıntı çekeceğinizi sanmıyorum. denizdeyken sahile baktığınızda içiniz açılıyor çünkü yerleşimin hemen art bölgesinde oldukça cüsseli ve üzerleri ormanla kaplı dağlar yer alıyor. sırtınızı sahile dönüyorsunuz orada da ayrı bir güzel manzara kısacası burada denize girmek büyük keyif veriyor insana. kumsalda hatta denizde herdaim rüzgar var. bu bakımdan güneşin sizi yaktığını hissedemeyebiliyorsunuz.

    akyaka'yı akyaka yapan koylarına gelirsek. burası gerçekten de tam bir koy cenneti. bunlardan bazıları plajın hemen sağ tarafından başlayan ormanın içerisinde yürüme mesafesinde. çadır kampı geçtikten sonra uzun merdivenlerden inme suretiyle sizi çok güzel koylar bekliyor olacak. bunun dışında günübirlik tekne turlarıyla buranın en güzel koyları olan çınar,akbük, incekum, lacivert koyu gezebililir. hatta şiddetle tavsiye edilir. burada incekum'un hemen arkasındaki sedir adası ve meşhur kleopatra kumsalı'na da parantez açmak isterim. buraya bir ücret karşılığında giriyorsunuz. kumu oldukça farklı."çok küçük boncuklar halinde" gibi bir ifadeyle tasvir edilebilir. efsanede mısır'dan getirildiği söyleniyoır ancak bana da pek inandırıcı gelmedi:) yıllar önce bu kum üzerinde güneşlenmek serbestti ancak şu an koruma altında ve etrafı çevrilmiş halde. kenarındaki merdivenlerden denize gidiyorsunuz.

    akyaka'da gece hayatı yok denecek kadar az ki zaten böyle bir ruha sahip bir yöreye çok da gideceğini düşünmüyorum. akyaka bu haliyle oldukça güzel nitekim daha fazla hareket ve eğlence isteniyorsa akşamları kendi aracınızla ya da akyaka-marmaris arası çalışan otobüslerle hemen yanıbaşındaki marmaris'e gidebilrisiniz. sadece akşamları değil oradaki koyları(orhaniye,selimiye,bozburun, içmeler...) da keşfetmek isterseniz 45dakika-1 saat lik bir yolculukla buralara ulaşabilirsiniz.

    akyaka'da başınızı ağrıtacak tek mevzu ise sivrisinekler. sanırım ekosisteme zarar vermemek adına ilaçlama yapılmıyormuş. bu sebepten özellikle azmağa yakın olan taraflar sivrisinek kaynıyor. giderken bu arkadaşlara karşı önleminizi alıp giderseniz sizin için faydalı olur.

    uzun lafın kısası bu zamana kadar akaya'ya gitmediyseniz bundan sonra da gitmeyin. orası marmaris'in fethiye'nin gölgesinde kalmaya devam etsin.etsin de bu güzellikleri bize sunmaktan hiç bir zaman vazgeçmesin. neden yazdım bunları ben de bilmiyorum.belki de tüm akdenizi ve egeyi görmüş birisi olarak bende apayrı bir yere sahip olan bu beldenin güzelliğini haykırmak isteme dürtüsüdür kimbilir...
  • karşınızda harika bir deniz, arkanızda orman, etrafta ise kuş ve börtü böcek seslerinden başka sesin pek duyulmadığı sakin ötesi belde.
    marmarise giden otobandan akyaka sapağına sapıldığı zaman kıvrıla kıvrıla inen bir asfalt yol sizi aşağıya götürüyor. 5 dk mesafede akyaka merkeze ulaşmak mümkün. bu merkezde halk plajı, ibrahim kutluay'ın basketbol yaz kampı, envai çeşit restorant, bar, dunya kadar apart sizi bekliyor.
    yola devam edildiğinde 5 dk sonra iskele mevkii'ne ulaşıyorsunuz.. burada da iskele motel, filika, baga gibi bikaç otel bulunmakta.. burada baga kendine ait kumsal yapmış ufak, yoksa birkaç iskele var, denize ancak iskelelerden girilebiliyor.
    iskele mevkiini geçince yürüyerek 10 dk mesafede çınar plajı var. denizi güzel, akyaka merkeze nazaran daha çabuk derinleşiyor. sıcaktan bunalanlar içinse azmak'dan gelen soğuk suların denize karıştığı bir alan var, isanlar orada buz gibi suya girebiliyorlar...

    genel olarak sessizlik sakinlik arayan kişiler için gayet uygun bi yer.. ancak tatilimde accık hareket de olsun diyorsanız bir daha düşünmeli, veya en azından araba yoksa merkeze yakın bir yerde kalınmalı...
hesabın var mı? giriş yap