• son zamanlarda dinlediğim en nefis ve beni en çok heyecanlandiran grup. bir an önce türkiye'ye gelse de gitsek. yalnız şöyle bir grubun hollanda'da kurulması da çok düşündürücü.
  • kopenhagtaki konserleri muhtesemdi. kendilerini bu guzide sehrimize tekrar bekliyoruz efenim.
  • cem karaca'nın 1979'da bbc'ye verdiği röpörtajda askerlikte gurbet hasreti çekerken elvis presley'i dinleyemeyeceğini anladığında kendi kültürüne yöneldiğini belirtiyor.bence bu grubta aynı çizgide.bbc kaydı
  • cemalım performanslarını enfes bulup yıllık listeye dahil ettiğim pek şahane bir grup / oluşum...
  • türk-hollanda karması bir kadroya sahip olan ve geçen hafta dinleme şansını yakaladığım gruptur kendileri. ne yalan söyleyeyim canlı perfomranslarını çok beğendim, seyriciyle iletişim bolca mevcut. ancak dikkatimi daha da çok çeken kısım, lyon'daki konserlerinde fransızların çok afedersiniz gerdan kırması oldu, oldukça funk ve kendilerine değişik gelen bu müzik eşliğinde "halkali sekeeeer cham fistiiiik"* diye bağırarak dans etti frankafonlar. konser sonrası grup üyeleriyle sohbet etme şansım da oldu, kendileri çok kibar insanlar. velhasıl dinlenmesi gereken gruplardandır, albümleri de tavsiye olunur.

    editoryum: fransız radyolarında sık sık çalmakta parçaları, ancak fransızlar en zor söylenecek şekliyle telaffuz ediyorlar hala grubun adını. ağır bir fransız aksanıyla, altin gun demeye çalışırsanız beni anlayacağınızı umuyorum.*
  • yetmişli yılların türkçe rock şarkılarını 70' li yıllardan sonra hiç kimse bu kadar güzel icra etmemişti, şarkıların kendi sahipleri de dahil olmak üzere. grup şarkıların orijinal tarzlarına ve ses örgüsüne hiç dokunmamış, üzerine de kendi nüanslarını katmış. bu hiç dokunmama işi kolay bir şey değil. öncelikle bahsettiğimiz müzik 70' lerin müziği; günümüzden çok daha iyi bir dinleyici kitlesine hitap eden bir müzik. bu şarkıları bir aranjöre verirseniz “şu ana kadar gördüğümüz diğer örneklerde olduğu gibi” ister istemez batıracaktır. çünkü davulun alt derilerini çıkartıp davulun sesini kuru hale getirmek aklına gelmeyecektir, gelse bile günümüzün dolgun sesleri varken bunun gerekliliğini anlamayacaktır. getirteceği gitarist çok iyi caz çalacaktır hatta çok iyi rock da çalacaktır ama bu şarkıların dokusunu oluşturan tonları harmanlamak başka bir şey. basları o dönem de olduğu gibi çalmak için ya o dönemde yaşamak ya da o dönem müziklerini hatim etmek gerek; synthesizer ve vokal olaylarına girmiyorum bile. aranjörler dışında müzik grupları da bu 70’ ler işini şu ana kadar pek beceremedi veya becermeye tenezzül etmedi veya becerecek kadar sevmedi veya ben rastlamadım. bu grup, bu işi tüm ruhu, tüm enerjisi, tüm ayrıntılarıyla süper yapıyor. umarım devam ederler, o dönemden hakkı ile çalınması, günümüze getirilmesi gereken milyon tane şarkı var. ek olarak kexp işi çok güzel olmuş, npr / tiny desk konseri de çok iyi olur, grubu farklı ortamlara da taşır diye düşünüyorum.
  • 3-4 gün önce keşfettim, ulan ne güzel soundmuş o dedirtti.
  • vokallerinin télérama'ya verdiği bir röportaj şurdan izlenebilir. çok samimiler ve benim kanımdan canımdan olduğunu hissetmem gereken - öyle olsun istediğim - ezgiler bana yabancı ve itici geliyor. bu yüzden dinledikçe uyuz oluyorum. tam sahiplenemiyorum. sahiplenemedikçe daha çok uyuz olup kapatıyorum. sanıyorum bu etnik ezgilere çok aşina olmamaktan. ya da neden biliyor musun, gereksiz edinilmiş ön yargıdan.

    bizim ezgilerimiz psych * olmuyor. olamıyor. ne yaparsak yapalım eğreti duruyor. türk etnik müziğini duyduğumda ezgi o kadar arabik - oryantal geliyor ki, aklımda sayko imgelemler yerine, sahip olduğum ön yargılardan dolayı kibar feyzo canlanıyor, müziğe tarafsızca odaklanamıyorum. bu da bütün psychic bulutları darmadağın ediyor.

    bazen içimde, 1967 monterey pop festivalinde jimi hendrix ön kesici dişleriyle - on yıllar sonra efsaneleşecek olan o soloya girdiğinde, sahnenin önünden bu ne lan diyerek, geçerken kimseyi yakmamak için elindeki sigarayı havaya doğru kaldırıp, arka taraftaki içki standına doğru somurtarak hızlı adımlarla yürüyen 45-50 yaşlarında kafası güzel bir dayı varmış gibi hissediyorum.
  • bende büyük çoğunluk gibi kexp kanalında keşfettim. önce "bu nasıl isim lan türkçeye benziyo" dedim. sonra dinledim harbi türk grup sandım ki hollanda menşeili bir grup olduğunu öğrendim. kendilerini çok kıskandım. böyle bir grubun içerisinde yer almak isterdim kesinlikle.

    her zaman düşündüğüm bir şey var ki o da bu ülkede 80 darbesine kadar müzik ve sinema alanında çok güzel eserler verildiğidir. 80 darbesi ve köyden kente anormal hızda yaşanan göç bu iki alanda kalitenin düşmesine neden olduğudur.
  • dün tesadüfen alman radyosunda "goca dünya" parcasini yakaladim bu arkadaslarin.

    demin de yabanci isi oldugunu fark ettim. ne diyeyim bir yandan sevindim bir yandan da insan üzülüyor, bizden neden cikmiyor böyle seyler diye düsündürüyor.

    edit: albümü aldim böyle ender gruplari destekleyeceksin.
hesabın var mı? giriş yap