amerika'da türk olmak
-
trt 2 de yayınlanan bir bölümünde izlediğim 2 tane faytoncu türk çocuk vardı. kış kıyamet müşteri bekliyorlardı, ve amerikada öğrenci türk öğrenci olmanın ve oradaki hayat şartlarından bahsediyorlardı. sonra muhabbete faydon gezisinde devam ediyorlar çocuk sosyo ekonomik bişey anlatırken , bir binanın yanından geciyorlar ve :
-şimdi amerikada öğrenci olmanın sosyo politik , "ahaa şurası varya robert de niro nun evi" , he ne diyodum sosyo politik ......
ayrıca :
(bkz: trt2 izlemeye mecbur kalmak) -
-
amerika'da türk olmak
hakkınızda bilinen tek şeyin türk lokumu olmasıyla birlikte
"sizin orda tuvalet var mı? sifon var mı? - sen ülkende başını kapatmak zorunda mısın ?" sorularına maruz kalmaktır.
arkadaşlarınıza babam ve oğlum'un izlettiğinizde darbenin ne demek olduğunu açıklamak zorunda kalmaktır.
sizin hakkınızda bilinmek istenen tek şeyin f*** you'nun türkçe karşılığının ne olduğunu farketmektir... -
amerika'dan tinsindiren belgeselvari video cekimleri butunu. youtube uzerinden izlenebilir.
allahim bir dramatizasyondur, bir boyle yabancila$madir, bir betimlemelerdir gorme yani.
hele o programi, belgeseli yahut neyse artik, seslendiren hanimkiz agliyor neredeyse anlatirken.
-- ihim, giden var gelen yok, ihi, gurbet bidibidi, kurak, corak, hasret, bidibidi, ameriga ihimihi --
bir boyle bukulmeler, bir incelmeler. "aman yarrabi ameriga neymi$ ya"lara gark ettiriyor.
trt diye mi oyle konu$uyor o hatun. herhalde o yuzdendir. sizlanir gibi konu$uyor. aglar gibi.
hadi onu da gectim, kuzey amerika'daki ve guney'de ya$ayan turklerle konu$uyorlar filan. of.
of. onlar hakkinda yorum yapmak istemiyorum. hele long island'li bir kari-koca var. gormelisin.
neyse daha bir $ey demiyorum ben, izlersen kendin gorursun. kufur etmek istemiyorum $imdi. -
gereğinden fazla dramatize edilmiş belgesel bütünü. hani hep duyarız ya, işte amerika'da herşey var ama sevgi yok, bizde muhabbet var, sanırım bu belgesel tüm bunların kaynağı olsa gerek. zaten hiç bilmesek türkler'in sevgi pıtırcığı olduğunu düşüneceğim. amerika'ya gelen türkler'in en büyük sorunu bireysel olmakla bencil olmayı birbirine karıştırıyor olmaları. hal böyle olunca ne yazık ki kraldan daha kralcı oluyor bunların birçoğu ve amerika'ya uyum sağlıyorum ayağına, bireyselleşiyorum deyip iyice bencilleşiyorlar. ha bunu görmüyorlar ama bi' amerikalı'ların bencilliği sorun oluyor. zaten her kuşu siktik bir leylek kaldı...
aslında belgeselle biraz fazla dramatize olması dışında bir sorunum yok...
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=mukmfxu7ro4)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=xfa9kvnwu44)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=-kvmwvnztjs)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=cxlkoowgwo0)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=3v-ngzg_3e8)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=c90emrmyk-u)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=ahz-bcuvl6c)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=drdoermu7ac)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=lypelthl-q8)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=ptwx9jwxchu)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=b36_k4skhuy)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=g2k0ix9bd2y)
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=9evno8hvciy) -
herseferinde hi george, diye başlayan e-maili yazarken ikinci satıra versene borç diye yazma dürtüsünü doğuran bir durumdur...
-
bu belgesele şanş eseri karşılaştım. beni de ilgilendirdiği için biraz izleyeyim dedim. gerçekten denildiği gibi çok dramatize edilmiş. tüm bölümlerini izlemedim ama en baştan arkadaki müzik ile bile insanları hüzüne sokuyor. yani en başında beri "gelme, hayatını kurtar, o kadar denildiği gibi güzel bir yer değil burası.." anlatım tarzıyla başlıyor. içinizde az buçuk hevesiniz varsa onu da alıp götürüyor resmen. bu belgesel gerçekten doğru mu, neden bu şekilde anlatılmış ya da kimler için çekilmiş onu da anlamadım. doğruluk payı bile vardır belki bilemiyorum.
-
-
amerikada türk olmak ayricaliklidir. çünkü özellikle son dönemlerde türkleri bilmeyen amerkali kalmamiştir. tüm türk festivallerine büyük bir amerikali akini yaşanmaktadir.
-
arasira youtube da denk gelinen trt yapimi belgesel. burda sefa surerken demogoji yapmak icin "koyumdeki tezek kokusunu bile ozledim" diyen doktor teyzeye yolda rastlasam saniye dusunmeden agzinin ortasina carparim bir tane, hele o bilkentli oyuncu yok mu...yazamicam biktim... yapmacikligin tavan yaptigi bir belgeseldir.. keske hic cekilmeseymis.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap