• her genelleme gibi sığ kalmaya ve "istisnalar kaideyi bozmaz" klişesi ile desteklenmeye mahkum yersiz yargı.

    çoğunlukla yabancı bir toplumdaki davranışsal kültürün, bir başka davranışsal kültürün alışkanlıklarına sahip bireylerlerce algılanamaması veya yadırganması ile ortaya çıkar bu yargı. anglosakson kültürler birbirlerine yakın durdukları için bu yargıyı birbirleri için kullanmazlar, dolayısıyla bu ifade avrupa'da pek görülmez. ancak nereye koyacaklarıyla ilgili bir türlü karar veremeyip, nefret-aşk ilişkisi yaşadıkları doğuyla ilgili benzer popüler tespitler, günlük davranışlarına da yansıyan tavırlarda sıkça yakalanır.

    bizdeyse bu totaliter yaklaşım, sadece batılı ve amerikalılar için değil, özdeşleşilmeyen ya da varlığından mutlu olunmayan tüm sosyolojik gruplar için sergilenir. hain araplar, sinsi çinliler, ahlaksız avrupalılar, pis kürtler gibi global; şark kurnazı köylüler, şeriatçı dinciler, kitapsız laikçiler, makyevalist fenerbahçeliler, snob galatasaraylılar gibi domestik pek çok kullanımı vardır. hatta "bu millet adam olmaz" gibi kendine yöneldiği şekillere bile bürünür.

    bunun sebebi ise, yüzyıllarca teba ve ümmetten öte bir kimlik edinmesi engellenmiş, cumhuriyet döneminde de ulus yaratma çalışmaları sonucu sokulmaya çalışılan kalıplara uyamamış, bu yüzden de kafası epeyce karışmış bu tolumun, kendini başka kimlikler üzerinden tanımlamaya çalışması değil midir ?
  • bir gün çekirdek kadro, çatı adı verdiğimiz ortak arkadaş evinde oturuyoruz. mevsim yaz, hava güzel. çıkmışız terasa kağıt oynar haldeyiz. derken amerika'dan geleli bir kaç ay olmuş olan arkadaşımız can'nın telefonuna takılıyor, türkiye'den gidemeyeli otuz yıl olmuş olan umut'un gözü. "can, sen bu telefonu amerika'dan mı aldın?" diye lafa girip, başlıyor sağını solunu şöyle üstünkörü incelemeye. "heaa" diyor kağıtları karıştırmakla meşgul olan can. derken umut, enteresan bir şey keşfetmişcesine "oha" diyor, "bu ne lan böyle?" tüm dikkatleri üzerine çektiğinden emin olunca devam ediyor; "oğlum bu amerikalılar harbi mal ha, herifler çok tembel abi. baksanıza" diyerek telefonu dördümüzün ortasına doğru uzatıp, ekranda yazan "sun" yazısını göstererek; "olm havanın durumunu bile yazma ihtiyacı hissetmişler, o kadar asosyal, öyle tv bağımlısılar ki, evden çıkıp mevsimi fark edemiyor embesiller." diye verdikçe verdi kalayı amerikalılara...ardından bizim de, şöyle salaklar, böyle tembeller, şu kadar idiyotlar, bu kadar asalaklar diye sövdükçe sövesimiz geldi.

    bu sırada kağıtlar dağıtıldı, telefonu bırakıp kağıtları aldık, bir yandan da amerikayla ilgili gerizekalılık anıları paylaşıyoruz derken, can aldı telefonunu, yazıya daha dikkatli baktı. sonra bize baktı, "oğlum" dedi, "bu gün günlerden ne ?" "sunny"'nin "sun"'ı değil , "sunday"'in "sun"'ı olduğunu fark ettik. yöneltilen o soruya "pazar" demeye utandık. "he laaan" dedik.

    ardından hiç bir şey olmamış gibi koz söyleyip, oyuna devam ettik.
  • bir zamanlar bi chat ortaminda turkler ve baska milletlerden insanlar amerikalilarla "amerikalilar salak, amerikalilar sisko vs" diye dalga geciyolardi. amerikali bi eleman da ortaya soyle yazmisti: "yes we are fat yes we are dumb and we probabably have a military base in your country, are u mad???" yazmisti. kimse bise diyemediydi.
  • cevabimizi south carolina guzelinden dinleyelim: http://www.youtube.com/watch?v=lj3inxz8dww

    hatirladiniz mi? soru su; son yapilan arastirmalara gore amerikalilarin 5'te 1'i abd'yi harita uzerinde gosteremiyor, bunun sebebi sence nedir?

    turkce tercumesi pek mumkun olmayan cevap: "i personally believe that u.s. americans are unable to do so because uhh, some people out there in our nation don't have maps and uh, i believe that our ad-education like such as in south africa and the iraq everywhere like? such as and i believe that they should... our education over here in the u.s. should help the u.s.-- or should help south africa... it should help the iraq and the asian countries so we will be able to build up our future for our children."

    oradaki kiz ortalama bir amerikan vatandasidir, sadece yasamini surdurmeye yetecek kadar bilgisi var. ha bence bu gayet normal, bu sadece amerikan vatandaslarina ozgu degil, dunyanin her yerinde boyle sayilir bu. amerikalilara bakip kendimizi cok akilli zannediyoruz, bence asil tartismamiz gereken nokta burasi. durumun yasadiginiz ulkede de cok farkli olmadigini anlamaniz icin cevrenizden biraz uzaklasip cesitli insanlarla konusmaniz yeterli. mesela askerlik bunun icin en uygun ortamdir.
  • bu önermeyi "16 dolarlık alışveriş yapıyorsun, 20 + 1 dolar veriyorsun ve kasiyer bunu anlamıyor!" gibi bir tecrübe takip eder çoğu zaman. (hoş, bu iddiaya sahip insan genellikle abd'ye gitmemiştir bile; bir tanıdığının dediklerini aktarmaktadır)

    türkiye'yi benzer bir şekilde ele almak, ve hatta tek bir meslek grubundan değil de, daha geniş bir kitleden örnek vermek istersem, kış saati uygulamasına istinaden yapılan saat değişiminin ne olduğunu uzun dönem askerlerin anlamalarının 2 gün sürmüş olduğundan, ve havaların hafta içinde ısınmasını bu saat değişimi sayesinde daha fazla güneş ışığı almamıza bağlamış olduklarından bahsedebilirim.

    amerikalılar için geçerli olduğunu düşündüğün bu iddia ne kadar doğruysa, kendi halkın için olanı da en az o kadar doğru yani.

    dünyanın doğusunda yaşayıp büyümüş olman, acıların çocuğu kredisinden yemen, eğitimsizlikten ve fakirlikten dem vurman da seni temize çıkarmaya yetmiyor yani. hatta "ay amerikalılar salak" diye muhabbet açabilen vasıfsız bir türk üniversite mezunuysan (ki öyle olman muhtemel) daha da eksilerden başlıyorsun.

    olaya matematiksel olarak yaklaşıyorsan o başka ama; sonuçta dünyanın %50'sinin zekası, zeka ortalamasının altında kalmak durumunda zaten.
  • avrupalilara gore boyledir bu. amerikalilar salaktir yani. cunku avrupalilar, biraz da bulunduklari cografyanin geregi olarak, dunya ile daha ilgilidirler, amerikalilar da yine bulunduklari cografyanin bir sonucu olarak, dunya'dan bi haberdirler. sonucta amerikalilar salaktir o ayri.
  • bu dahil bütün genellemeler yanlıştır paradoksuyla, ki bu da inanılmaz bir klişedir, birlikte başka ülkelerin amerikalıları salak diye yaftalamasını bilmem ama türkiye'de yaşayan vatandaşların bunu söylemesi çok absürd kaçar. neden mi?

    neyse entryi sadece yukarıdaki paragrafla bitirecektim ama yılmaz özdil stayla olmasın. öncelikle adamların yılda birkaç trilyon dolar götürdükleri entertainment dedikleri eğlence sektörüne bakalım. dizileri, filmleri, müzikleri...

    (bkz: the sopranos)
    (bkz: oz)
    (bkz: the wire)
    (bkz: rome)
    (bkz: six feet under)

    yukarıdaki dizilerin kıyısından köşesinden geçebilitesi olan bir yapım var mıdır türkiye'de? bu kadar salaksa bu adamlar, bu yapımları izleyip nasıl bunlara tonlarca reyting kazandırdılar. sadece the sopranos örneği üzerinden tonlarca sosyolojik, psikolojik alt metini olan, mafya dizisi gibi durup aslında hayata dair her şeyi içeren bir yapımdır ve büyük etkiler yaratmıştır. bizdeki aynı kulvarda olanı kurtlar'dır. evet gelin karşılaştırmayalım.

    onun dışında popun kraliçesi madonna nerelidir mesela, uganda vatandaşı mıdır? tüm dünyada yaptığı turnelerden en çok para kazanan sanatçıdır. 35 dakikalık albüm premieri için bile millet bilet bulabilmek için götünü yırtmaktadır tüm dünyada.

    neyse çok kasamıcam, adamlar kendi kültürleriyle, dilleri ve aksanlarıyla, yiyecek sektörüyle, sanatçısıyla, filmiyle tüm dünyada inanılmaz bir hegemonya kurmuş durumdalar. amerikalılar salaktı da bu egemenliği kim sağladı. tom cruise'un filmleri neden japonya'da bile tonla para kaldırıyor, bu adam filmlerinden nasıl 100 milyon dolara varan paralar götürebiliyor. sadece amerika'da yaptığı gişeden mi? japonları, zamanında atalarının kafasına atom bombası yağdırılan nesli adamlar nasıl da şekillendiriyor o kadar uzaktan. bu mudur salaklık?

    son olarak bir gerçek var ki amerikalıların büyük kısmı cnn'de izlediği her şeyi tek gerçek sanan insanlardan oluşmakta, dünyadan bihaber, cehalet içerisinde yüzmekte. bunu eğer kurgu değilse jay walking'de görmekteyiz. bizim ülkede farklı mıdır bu durum. araştırma, okuma, merak içgüdüsü insanlarımızın yüzde kaçında var.
  • ortalama amerikalı belki salak olabilir, ama dünya üzerinde verimlilik konusunda master yapmış bu ulusa salak demek için insanın önce bir kendi ülkesine bakması gerekir.
  • evet, ortalama bir amerikalının temel bilgileri ve genel kültürü çok zayıf. amerika’da yaşayan türk arkadaşlarımın burdan yola çıkarak yaptıkları ve beni çok rahatsız eden bir tespiti var; amerikalılar çok salak abi yeaa! bunu diyen türk arkadaşlarımın profili hemen hemen aynı, türkiye’nin sayılı üniversitelerinden birini bitirmiş, amerika’ya staj veya ikinci bir üniversite okumak için gelmiş arkadaşlar. sokakda, işyerinde, waffle house’da gördükleri insanlarla kendilerini kıyaslıyorlar, genelliyorlar ve amerikalıların çok aptal olduğu sonucunu sıçıyorlar. sen istanbul veya boğaziçi’nden mezun olup geldiysen, kendini harvard ve princeton’dan mezun olan abilerle kıyaslayacaksın, north carolina’daki cahil cühela redneckler ile değil. zira senin burada kendini kıyasladığın insanlar, türkiye’de, namus için karısını kızını öldüren, futbol maçlarına döner bıçağıyla giden, trafikte hayvanlaşan tiplere tekabül ediyor.
hesabın var mı? giriş yap